CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, ortada özür dilenecek bir şey olmadığını belirterek, "Onların benden özür dilemesi lazım" dedi.<br/>J...
Abone olCHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, ortada özür dilenecek bir şey olmadığını belirterek, "Onların benden özür dilemesi lazım" dedi.
Japon Büyükelçiliği’nin verdiği davette kürsüden konuşan Emine Erdoğan’ın konuşmasına tepki gösteren Kamer Genç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında kendisini savundu. Emine Erdoğan’a yönelik bir hakarette bulunmadığını ifade eden Genç, kendisinin bu konu üzerinden linç edildiğini söyledi. Genel Kurul’da Bülent Arınç’ın “Ben Kamer Genç’e tazminat ödedim” şeklinde ifade kullandığını belirten Kamer Genç, Bülent Arınç’ın kendisine tazminat ödemediğini belirterek, “Bana bir kuruş tazminat ödemişse ben onu yüz misli iade ediyorum. İspat etsin, yalan ve iftira atıyorsa, şerefli bir insansa istifa etsin. Artık bunların iftira ve yalanlarına maruz kalmaktan bıktım. O kadar büyük hakaretler ediyor ki, ben onun seviyesine düşmek istemiyorum” diye konuştu.
“BU OLAYI TAHRİK EDEN KORUMA POLİSLERİ”
Yaklaşık 30 senedir Türkiye siyasi hayatında yer aldığını belirten Kamer Genç, “Birçok devletin günlerine, gecelerine giderim. Orada önce ev sahibi devletin büyükelçisi konuşur, ondan sonra da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsilen bir bakan çıkar konuşur. Bugüne kadar hep böyleydi. Japonya Devleti’nin milli günü daveti bana geldi. Bunun CHP ile ilgisi yok, ben bilinen bir milletvekiliyim. Bana Kamer Genç adına bu davetiye geldi. O gün Japon Büyükelçi çıktı konuştu, ondan sonra Taner Yıldız orada ayakta duruyor, Emine hanım konuşuyor, hem de siyasi konuşuyor. Bende sadece o kenarda ‘Acaba hangi sıfatla konuşuyor’ dedim. Kendisine benim bu lafım ulaşmadı. Ben der demez orada 3 koruması bana saldırdı. O görüntüler incelenirse her şey görülür. Koruma kolumu tutuyor, çekiyor ‘Gel bakalım dışarıya’ diyor. Oradan bir hanım çıktı ‘Karışmayın’ dedi. Ben milletvekiliyim. Polisler üzerime saldırınca Taner Yıldız geldi. O geldikten sonra kameralar o tarafa döndü. Taner Yıldız ‘Terbiyesizlik yapma, burayı terk et’ dedi. Ben de ‘Terbiyesiz olan sensin’ dedim. Mevlüt Aslanoğlu geldi yanıma, ‘Bizim Japonya’daki bir günümüze Japon Başbakan’ın eşi gitmiş, biz de Emine hanımı buraya getirdik jest olsun diye’ dedi. Bende bunun üzerine çıktım gittim. Ben Emine hanıma karşı ne bir saldırıda bulundum ne hakarette bulundum. Bu olayı tahrik eden koruma polisleri” şeklinde konuştu.
“EMİNE HANIMA KONUŞMA YAPTIRILMASI GELENEKLERE AYKIRIDIR”
O sözü söyleme hakkının kendisinde olduğunu belirten Genç, “Ben milletvekili olarak devletin haysiyetini, onurunu, protokolünü her tarafta korumak görevim var. Emine hanıma konuşma yaptırılması geleneklere aykırıdır. Herkesi vicdanlı olmaya davet ediyorum. Burada Emine hanıma karşı ne saldırı var, ne de kadına şiddet var. O günden beri yandaş televizyonlarda bana her türlü saldırı yapılıyor. Melih Gökçek ve Fatma Şahin, kendi teşkilatları çalışan kadınları toplayıp CHP’nin önüne göndermişler beni protesto etmeye. Geçen gün 3 tane boşanmış erkek geldi odama. Dediler ki, ‘biz boşanmış babalar olarak mağduruz. Fatma Şahin’in bakanlığında bin 600 personel var, bin 300’ü kadındır, bunun da bin tanesi boşanmış kadın. Bizim aleyhimize onun için hep kanun çıkartıyor’ dediler. Doğru mu değil mi bilmiyorum. Olayın özü bu, inanmanızı istiyorum. O polisler bana saldırmasa, o kadar sert hareket etmeye başlayınca orada kadın bir polis geldi onlara müdahale etti” ifadelerini kullandı.
“EĞER BENİ ÖLDÜRÜRLERSE KURTULURLAR BENDEN”
Devletin saygınlığına ters düşen her harekete her zeminde müdahale edeceğini ifade eden Genç, “Bugüne kadar bunların her şeylerine göz yumduk. AK Parti iktidarı her türlü keyfiliklere, devleti hiçe sayan her şeye müsamaha göstere göstere devleti bitirdiler. Tayyip Erdoğan’ın oğlu da olsa aynı müdahaleyi ederdim. Ben parlamenter olarak kadınlara karşı büyük saygım vardır, kadın ailenin temelidir, kadın anadır. Ben hiçbir zaman kadınlara karşı en ufak bir saygısızlığım yoktur. Öyle bir linç kampanyası ile karşı karşıyayım ki, hayret ediyorum. Konuşmak istedim bana saldırıyor AK Partililer, söz vermiyor Başkanvekili. Milletvekillerini topladılar, ‘Kamer Genç geliyor buna saldıralım.’ Ben mağdur ediliyorum, linç ediliyorum. Bakan orda şey gibi dikilmiş duruyor, temsil niteliği olmayan bir hanımefendi konuşuyor, bu kurallara aykırı bir şey. Fatma Şahin dürüstlükten bahsediyor. Gaziantepspor-Elazığspor maçı vardı. İlk devre 1-1 bitiyor, Fatma hanım soyunma odasına gidiyor, sporculara diyor ki, ‘bu maçı kazanın size 500 bin lira prim veriyorum.’ Fatma’ya soruyorum, nasıl oluyor da o gençlerin soyunma odasına nasıl gidiyorsun, 500 bin liralık parayı nasıl vaat edersin. Bu şike değil mi, bu parayı nereden ödüyor? Fatma Şahin’in o kadar şeyi var ki elimde. Fatma Şahin kendine bir takım otellerle Antalya’da bağlantılar yapmış, birlerce insanı gönderiyor oraya barındırıyor. Bazı kendine yandaş avukat büroları bulmuş, boşanma davası alan kişilere yüklü miktarda para veriyor, güya böyle bir hizmet yapıyor. Bunların yaptıkları yolsuzluklar çok fazla. Melih Gökçek zaten biliyorsunuz. Eskişehir yolunda 182 trilyon liraya mal olan o betonu yıktı, orada 182 trilyon milli servet gitti. Melih Gökçek’in binlerce yolsuzlukları var, denetim yok. Devlete 8 katrilyon lira borcu var. Kamer Genç konuşmasın diye beni her yerde baskı altına alıyorlar. Bu ruh bu bedenden çıkmadıkça, ben bunların hukuksuzluklarını, yolsuzluklarını, suiistimallerini her yerde dile getiririm. Eğer beni öldürürlerse kurtulurlar benden. Halk benim arkamda, her gün telefon geliyor halktan. Bundan sonra benim tepkim fazla olacak. Üzerimde tehdit var, Meclis Genel Kurulu’nda söz istiyorum bana saldırıyorlar. Böyle parlamenterlik olur mu? Bakanlar çıkıyor bana onursuzca saldırıda bulunuyor. Taner Yıldız diyor ki, ‘bedava içki ve yemek bulmuş’ diyor. Ben Taner Yıldız’ın yolsuzluklarını biliyorum. Taner Yıldız şunu bilesin ki, her ay cebimden 5 bin lira üniversite okuyan öğrencilere burs veriyorum. Ben 1960’dan beri memuriyet hayatındayım, hayatımda yemekte bir kadeh içerim. Sarhoş olan bir anım yoktur. Benim kişiliğimle uğraşmak istiyorlar. Bu kadar aşağılanan, üzerine saldırılan bir kişi var mı? Ben Tayyip Erdoğan’a, Abdullah Gül’e yağ çeksem, bir numaralı hırsız olsam beni baş üstünde tutarlar” dedi.
“Hanımlar benim bir kabahatim olmadığını bilseler Tayyip’in ve Fatma’nın oyununa gelmezler” diyen Kamer Genç, bir gazetede çıkan haberle ilgili de yorumda bulundu. Kamer Genç, “Bunu imzalamışlar, bu devlette bu kadar tahribat yapan, bu gerçekler ortadayken bir değer ifade etmiyor, ben Emine hanıma ‘Hangi sıfatla konuşuyorsun’ dediğim zaman bana linç yapılıyor. Böyle bir Türkiye ayakta kalamaz arkadaşlar. Bu kararın hesabını Tayip Erdoğan, Abdullah Gül ve Cemil Çiçek vermeliler” diye konuştu.
“ÖZÜR DİLENECEK BİR ŞEY YOK”
“Emine hanımdan özür dileyecek misiniz?” şeklindeki soruya, “Özür dilenecek bir şey yok. Ben orada hakaret etmedim, duymadı bile. Onların benden özür dilemesi lazım, polisler saldırdı bana. Ben orada görevimi yaptım. Ben her yerde Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu korumak zorundayım. Tayyip Bey’in eşi olabilir ama orada devletin resmi bakanı var, o konuşacak” şeklinde cevap veren Genç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun olayla ilgili yaptığı açıklamaların sorulması üzerine, “İnsan olarak her olayı yargılama herkesin bir gücü var. Sayın Genel Başkan olayı benden sormadığı için, basının taarruzu altında kaldığım için, bana sorsaydı olayı anlatırdım. Size soruyorum arkadaş benim burada bir suçum, kabahatim var mı?” ifadelerini kullandı.
Genç; “Üslubunuzda bir problem var mı?“ sorusu üzerine, “Üzerine gitmedim, ‘hangi sıfatla burada konuşuyor’ dedim” açıklamasını yaptı.
Sürekli tehdit edildiğini belirten Genç, “Herkes saldırıyor, hepsi tehdit ediyorlar. ‘Biz bunun öcünü alırız, onun yanına bırakmayız’ gibi laflar söylediler. Bunlara karşı bütün hukuki süreci başlatacağız. İktidarın tek hedef seçtiği kişi benim. Beni tehdit ediyorlar ama Kamer Genç’i tanımıyorlar. Benim dikkat edeceğim şey hata işlememek. En ufak bir kusurum olsa üzerime gaz döküp yakarlar” dedi.
“BEN AMELE ÇOCUĞUYDUM”
Kendisinin amele çocuğu olduğunu belirten Genç, “Tunceli öyle bir yer ki, her taraf vadi, dağ, her taraf PKK kaynıyor, ben o şartlarda mücadele yapmış bir insanım. Ben Atatürk’e, onun eserlerine hayatım kadar değer veriyorum. Bu devlet beni devlet okullarında okuttu, amele çocuğuydum. Atatürk’e bu devlete vefa borcum var. Bunun gerektirdiği her mücadeleyi yapacağım memleketime. Parti beni ihraç da edebilir, bilemem ki. Disiplin suçunu başlatırlarsa başlatırlar. Başlatırlarsa ihraç ederler, ben zaten 5 sene bağımsız milletvekilliği yaptım. Genel Başkanın konuşmasından ben öyle bir şey anlamadım. Genel Başkan bana sorsaydı söylediğim lafı söylerdim. Ben kendimi suçlu gibi hissetsem, ben 14 sene hakimlik-savcılık yaptım, bir hatamın olduğunu hissetsem partiden istifa ederim, gerekirse milletvekilliğinden istifa ederim. Ben AK Partili değilim ki, her türlü yolsuzluk var, yüzüne tükürüyorum ‘Allah şükür’ diyorlar” diye konuştu.
“KENDİ EŞİM DE OLSA AYNI TEPKİYİ GÖSTERİRDİM”
Japon hükümetinin Türkiye’nin protokol kurallarını ihlal edemeyeceğini belirten Genç, “Burada yapılan protokol hatasıdır. Protokol hatasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir, bakandır. Benim eşim de olsa aynı tepkiyi gösteririm, bir erkekte olsa aynı tepkiyi gösteririm. Ben kuralcı bir insanım. Ben Danıştay’da hakimlik-savcılık yaptım. Ben burada devletin onurunu koruyorum. Orada siyasi konuşma yapıyor Emine hanım. Siyasi gaf yaparsa Emine hanımın bir siyasi kişiliği olmadığı için ona hesap soramazsınız” şeklinde konuştu.