Kişinin fiziki görünümünden kalp rahatsızlığı olup olmayacağı konusunda fikir edinilebilecek.
Abone olKocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Dilek Ural, kişinin fiziki görünümünden kalp rahatsızlığı olup olmayacağı konusunda fikir edinilebileceğini söyledi.
Doç. Dr. Dilek Ural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güvenilir kanıtlar olmamakla birlikte, fiziki görünümdeki bazı özelliklere, kalp hastalarında daha sık rastlanıldığını belirtti. Kalp hastalarında sık görülen bu özelliklere bakılarak, kişinin kalp rahatsızlığı olup olmadığı ya da risk taşıyıp taşımadığına ilişkin ön fikir edinilebileceğini ifade eden Ural, ''Karın çevresinde yağlanma, kalçalar daha dar iken kalın bir bel ile fazla göbek, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığının habercisi olabilir''
dedi.
Bazı kişilerin göz çevrelerinde, göz kapaklarının ortaya yakın üst ve alt kapaklarında beyaz yağ birikintilerinin görüldüğünü söyleyen Ural, şunları kaydetti:
''Gözlerde yağ bezelerinin yanı sıra renkli kısmının etrafında, alt kısmında yarım halka şeklinde beyazlık oluşumu da kolesterol bozukluğunun habercisidir. Yaşlılarda görülebilecek bu durumun, 40 yaşın altındaki kişilerde görülmesi kalp damar hastalığının belirtisi olabilir.
Yapılan araştırmalarda ikinci (işaret) ve dördüncü (yüzük) parmaklar arasındaki uzunluk farkının fazla olmasının, testosteron hormonu yüksekliği, saldırgan ve agresif kişilikle bağlantısı kurulmuş. Bu durumu kalp damar hastalığı nedeni olarak yorumlayamasak da (kalp-damar hastalığını beraberinde getirebilir mi?) sorusunu akıllara getiriyor. Ayrıca, kalp hastalarının çoğunluğunun kulak memesinde yere paralel bir çentik gözlendi.''
Ural, erkeklerde sık görülen saç dökülmesinin de hormonlarla bağlantılı bir durum olduğunu, saç dökülmesi fazla olan kişilerde kalp-damar hastalıklarının daha sık olabileceği yönünde çalışmaların olduğunu belirtti.
Ural, klinik değerlendirmelerde fiziksel özelliklerin dikkate alınmadığını, daha çok aile öyküsü, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, koruyucu kolesterolün düşüklüğü, zararlı kolesterolün yüksekliği ve sigara kullanımı gibi ana risk faktörlerini sorguladıklarını sözlerine ekledi.