BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  DÜNYA

Kalbinizi çayla koruyun

Özel Optimed Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Tuğçe Ünlüdağ, çaya rengini veren fenolik bileşiklerin damar çeperini güçlendirerek koro...

Abone ol

Özel Optimed Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Tuğçe Ünlüdağ, çaya rengini veren fenolik bileşiklerin damar çeperini güçlendirerek koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterdiğini söyledi.
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Ünlüdağ, çay ve yararları hakkında bilgi vererek çay bitkisinden ticari kullanıma uygun 3 çeşit çay üretildiğini ifade etti. Toplanan bitkinin eğer fermantasyona uğratılmıyorsa yeşil çay, kısmi olarak fermente ediliyorsa oolong çayı ve tam fermente ediliyorsa siyah çay olarak isimlendirildiğini dile getiren Ünlüdağ, çayın dünya üzerinde sudan sonra en çok tüketilen içecek olduğunu kaydetti.
Çayın sütsüz ve şekersiz içildiği sürece kalorisi olmadığını belirten Ünlüdağ, “Çay flavonoidler bakımından zengindir ve flavonoidler güçlü antioksidan özelliktedirler. Özellikle yeşil çay fermantasyona uğramadığı için antioksidan miktarı daha fazladır. Bu sayede çay çeşitli kanser türlerine karşı koruyucudur. Çaya rengini veren fenolik bileşikler damar çeperini güçlendirir, koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki göstermektedir” dedi.
Yeşil çay içiminin yağ oksidasyonunu artırarak karaciğer yağlanmasını azalttığını kaydeden Ünlüdağ, ayrıca yeşil çayın yapılan diyetlere yardımcı olarak zayıflamayı kolaylaştırdığını dile getirdi.
Çayın ishale neden olan bakteriler ile dişlerdeki çürümelere neden olan bakteri plakları üzerinde de etkili olduğunun tespit edildiğini söyleyen Ünlüdağ, “Öte yandan 6 fincandan fazla çay tüketmek de sağlık açısından zararlı olabilir. Çayın içeriğinde doğal olarak kafein bulunmaktadır. Kafeinin canlandırıcı etkisi vardır. Ancak fazla tüketilmesi vücut sıvı dengesini etkileyebilir, bunun yanı sıra sinirlilik, uykusuzluk ve çarpıntıya neden olabilir. Yeşil çaydaki kafein oranı siyah çaya oranla daha düşüktür. Yemekler ile çay arasında en az 1 saat fark olmalıdır. Bu şekilde çayın demir emilimi üzerindeki olumsuz etkisi en aza indirilmiş olur” açıklamasında bulundu.
(İHA)