BIST 9.647
DOLAR 35,22
EURO 36,76
ALTIN 2.965,46
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Kalbimin putlarını temizliyorum raflarda!

“Üstümde biriken yüklerden kurtulmak ve arınmak için bu kitabı yazdım” diyen Ayşe Büşra Erkeç, 55 denemesini sizlere sunuyor.

Abone ol

Kalbim, gayya çukuru
İçinde; çerden çöpten, histen hevesten, dünyadan ahirden parça parça kırıntılar.
Sarmış her yanımı, temizlenemiyorum…
Kırmadan putlarımı, arınmadan kirlerimden gelmemeliyim.
Yeniden doğmak için kuşanıp baltalarımı; inmeliyim yüreğimin en dibine…”

Gazeteci- Yazar Ayşe Büşra Erkeç’in, yüreğinin derinliklerinde saklı olanları okuyucuyla paylaştığı “Kalbimin Putlarını Temizliyorum” isimli kitabı Paradoks Yayınları’ndan çıktı.

Eli kalem tutanların azlığından yakınan Erkeç’e göre yazanlara ayrı bir değer vermek gerekiyor.

“Üstümde biriken yüklerden kurtulmak ve arınmak için bu kitabı yazdım”
diyen Ayşe Büşra Erkeç, 55 denemesini sizlere sunuyor.

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İrfan Çalışan da “Kalbimin Putlarını Temizliyorum” hakkında şu yorumları yapıyor.

unnamed-(5).20140421164543.jpgYAZMAYI TERCİH EDİYORUM”

“Ayşe Büşra Erkeç “Kalbimin Putlarını Temizliyorum” isimli kitabında tercihini yazmaktan yana kullandığını şöyle ifade ediyor:

“İşin aslı şudur” eli kalem tutan insan sayısının azaldığı şu devirde, gerek yazılı basında gerekse internet medyasında ayrı bir yer ve değer vermek gerekiyor yazanlara. Hele genç neslin elinden çıkmış o ego virüsüne bulaşmamış yazılarını okumak ise bambaşka oluyor… Fırtınalı bir hayatın tozlarına bulanmadan, nefsin tatmininden uzaklaştırıp hırslarını, hayatın sırrını çözmeye niyetlenmiş, belki biraz kafalarının karışıklığında kendilerini arayan, belki de yaratılmış o karmaşanın sonrasında sezgisel bir olgunlukla karıştırmaktan kaçınmayan, cesur kalemlerin yazıları…

Çünkü yazmak demek, olmak ve ölmek arasında karar vermek demek… Çünkü yazmak demek, her fırtınalı yolculuklarda da en nitelikli yazıyla ve sözle haykırmak demek, insanlığa ve tüm dünyaya…

İsyan etmeyi ya da yazarak dilekçemi oluşturduğum bu silsile çemberinde ya ruhun intiharına sessiz kalmaya devam edeceğiz yahut da bedenin…Tercih etmekse ikisinden birini…Ben yazmayı tercih ediyorum! Ya siz”

Erkeç ciddiye aldığı yazma eylemine ilişkin istikametin ne olduğunu daha da netleştiriyor; “Yazıyorsanız, şiir veya roman, hikaye veya karalama fark etmek, özünüze hizmet etmek ve hakkını vermek durumundasınız, olmuyorsa kalemi de kelamı da daha fazla yormayınız!

Yoruyorsanız bu yorgunluğunuz, ülkede yazan yüzde doksanın yaptığı gibi, kendinize saçma sapan aşıklar bulmaktan başka elinize bir şey geçirmez.

Kendinize daha fazla acındırarak yaptığınız her yenilgi ve acındırma gayreti, içi hava dolu bir balon gibi bir anda tıslayarak sönmekten başka bir işe yaramaz”

 

İlerleyen sayfalarda yazar kimi konuları bazen tereddütle bazen de cesurca kaleme alıyor;

“Din, özünde kötülük barındırmayan insanı belli bir terbiye şerhi içerisinde dünyaya salınan varlığını, dışsal önermelerle canavarlaştıran her türlü garipliklerden korumak ve vicdani bir ahlak aklı ile hayatı tamamlamaktır.

Bunu ne ve hangi ölçüde gerçekleştirebiliyorsanız odur sizin dininiz ve mezhebiniz.”

 

Denemenin yazın hayatındaki netameli yeri yazarı zorlasa da, altından kalkmaya çabalıyor;

“Onca ağırlıklarına ve soğukluklarına rağmen taşlar nasıl merhametle çiçeklere yol veriyor okuyun!

Yol verin kalplerinizin taşlarına ki, merhameti yeniden öğrenip öğretelim evlatlarımıza.”

 

Kadın olmak ve yazar olmak ikisi yan yana geldiğinde kalem ehlini daha bir dikkate sevk ediyor;

“Mahzun ve masum savunmasız, güçsüz, zayıf ve korunması için eşlerine, babalarına emanet ettiğin tüm kadınlar adına şikâyetçiyim!

Ellerin titreyerek ettiğim dualarıma bir yanıt ver ve hepsinin belasını ver…

Bu da benim dilekçemdir, bu böyle biline!”

 

Kimi küçük anekdotlarla alıntı yaptığım satırların yazarı Ayşe Büşra Erkeç benim Eyüp’lü yıllarımda, katkıda bulunmaktan mutlu olduğum Medya Platformu’nun 10. Yıl toplantısında tanıdım.

Kitap dosyasını yayından önce takdim etme nezaketini gösterdi. Okudum. Notlar aldım. Bunları yazımda dercettim.

Erkeç’i kutluyorum. Yazı hayatında başarılar diliyorum. Yeni kitaplarını beklediğimizi de ilave ediyorum.”

 

***

 

Peki ya sizin de gündelik heveslerden inşaa edilmiş putlarınız yok mu? Şüphesiz Allah put savaşlarında bizim yanımızdadır…

Buyurun o zaman “Kalbinizin Putlarını Temizlemeye”