BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Canan Kaftancıoğlu'nun ifadesi ortaya çıktı: Bütün sorumluluk bana ait

Eski CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu, 'para sayma' görüntülerine ilişkin soruşturma kapsamında ifade verdi. Kaftancıoğlu, ifadesinde, "Bu soruşturmanın seçime 10 gün kalmışken CHP aleyhine siyaset eliyle yürütülen bir seçim kampanyası olduğunu düşünüyorum" derken, "Bu konuda bütün sorumluluk bana aittir. Mal sahibiyle anlaştıktan sonra toplanan bağış parasının olduğu gibi muhatabına gitmesi gerektiği için elden verilen paranın mutlaka tutanakla kayıt altına alınması gerektiğin söyledim" dedi.

Abone ol

İstanbul'da Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İl Başkanlığı'nda çekildiği iddia edilen para sayma görüntülerine ilişkin devam eden soruşturma, iki isim ifade verdi. İlk ifadeyi Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Onur Öksel verdi. Öksel, adliyeye sabah saatlerinde gelerek yaklaşık bir saat boyunca ifadesini sundu. Ancak ifadesinin ardından herhangi bir açıklama yapmadı.

Verdikleri sözü yerine getiremediler

Daha sonra ise adliyeye CHP'nin eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu geldi. Savcılıkta "şüpheli" sıfatıyla ifade veren Kaftancıoğlu, görüntülerin yasa dışı elde edildiğini savunarak, bu nedenle ifadeye çağrılmasına hukuki bir tanım yapamadığını belirtti. Kaftancıoğlu, 2018 yılında il başkanlığına seçildiğinde, partinin yeni bir il binası alma sözü verildiğini ancak bu sözün yerine getirilemediğini ifade etti.

O dönemde Şişhane'deki parti binasının yetersiz kaldığını aktaran Kaftancıoğlu, yerel seçim sonrası "Bir Tuğla da Sen Koy" isimli dayanışma kampanyası başlatarak, vatandaşlara çağrı yaptıklarını kaydetti.

Kaftancıoğlu, Sarıyer'deki bir binanın alımı için adı geçen kişiyle görüşmelerin başlatıldığını ve bu süreçte tapunun tarafına gönderilmesini istediğini aktardı. Ancak tapu yerine, Emlak Konut ile Seas Besicilik arasındaki sözleşme protokolünün geldiğini belirtti. Bu durumun ardından pazarlık yapmayı reddettiğini ve gerçek değerin tapuda gösterilmesini istediğini söyledi.

Öte yandan Kaftancıoğlu, satın alınan binanın gerçek bedelinin 41 milyon lira olduğunu ancak satıcının ısrarı üzerine resmi olarak 24 milyon lira gösterildiğini belirtti. Bu durumun, satıcının önceki alış fiyatından daha düşük bir bedelle satış yapılması durumunda vergi ödemesi gerekeceği için kaynaklandığını aktardı.

Konuyla ilgili olarak, Canan Kaftancıoğlu, "Sonradan bana söylendiği kadarıyla satıcı bu binayı yaklaşık 1 yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde, aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığından dolayı aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış. Bununla birlikte resmiyette gösterilen 24 milyon lira bedel, o tarihte belediye rayiç fiyatının üzerindeydi." ifadelerini kullandı.

Bütün sorumluluk bana ait

Kaftancıoğlu ifadesinin devamında, “O tarihlerde uzun süredir bina arayışında olmamız ve binanın CHP İl Örgütü'ne çok yakışacağını düşündüğümden dolayı satıcının bize ilettiği tapuda rayicin üzerindeki bedel olan tapu bedeli ile geriye kalan kısmın elden verilmesini kabul ederek binayı satın alma konusunda anlaştım. Bu konuda bütün sorumluluk bana aittir. Mal sahibiyle bu şekilde anlaştıktan sonra toplanan bağış parasının olduğu gibi muhatabına gitmesi gerektiği için elden verilen paranın mutlaka tutanakla kayıt altına alınması gerektiğini tüm arkadaşlara söyledim." diye konuştu.

O iddiaları reddetti

"17 milyon liranın toplandığını ve o gün satıcıya teslim edileceğini nereden biliyordunuz? Bu paranın İl Örgütü'nün tüm paydaşları tarafından toplandığını beyan ettiniz. Görüntülerde partili olmadığını belirttiğiniz İmamoğlu İnşaat'ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın paraları sayarak tutanak tuttuğu görülmüştür. Bu hususu açıklayınız" sorusu yöneltilince Kaftancıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Tuncay Yılmaz’ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair bilgim yoktur. O tarihte de şu anda da kendisini tanımam. Ayrıca para teslim edildiğinde tutanak tutmasını söylediğim kişi Özgür Nas’tır. Tuncay Yılmaz’ın orada olması bana da garip gelmiştir. Özgür Nas ve Can Poyraz da muhtemelen Yılmaz'ı tanımadıkları için bana orada böyle bir kişinin olduğunu söylemediler. Tuncay Yılmaz’ın avukatın ofisinde parti binası alımı için para getirip getirmediğini, getirdiyse ne kadar getirdiğini bilmiyorum. Bu kişinin o tarihte orada olacağından haberim yoktu."

Kaftancıoğlu, Braka'ya elden bir şekilde verilen 17 milyon liranın parti gideri olarak ya da herhangi bir kayıt altında resmi belgede yer alıp almadığının sorulması üzerine, bir kısmı veya tamamının tutanak altına alınmış ve makbuz kesilmiş olabileceğini ifade ederek, "Benim bunları bilebilmem mümkün değildir. Siyasi Partiler Kanunu'nda parti giderlerinin nerede, nasıl kayıt altına alındığı açıkça belirtilmiştir. Gider kaydı tutmak yetki ve görev alanımda olan bir şey değildir." şeklinde konuştu.

3 kişi daha çağrıldı

Soruşturmanın devamında, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’nin oğlu Serkan Çebi, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın Danışmanı Melih Morsümbül ile iş insanı Hüseyin Köksal’ın şoförü Servet Aydın'ın da ifadeye çağrılacağı öğrenildi.

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma, bazı sosyal medya hesaplarında paylaşılan ve CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği iddia edilen görüntülerle ilgiliydi. Bu görüntülerde, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda para sayma işlemi gerçekleştirilirken Fatih Keleş'in yer aldığı iddia edilmişti. Görüntülerin ortaya çıkmasıyla birlikte savcılık, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve olası suç unsurlarının tespiti amacıyla soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz'ın şüpheli olarak ifadeleri alınmıştı. Fatih Keleş, ifadesinde parayı CHP İstanbul il binasını satan Ali Rıza Braka'ya teslim ettiğini belirtmişti.

Savcılık aynı zamanda Braka ve İmamoğlu İnşaat Şirketi'nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın da "şüpheli" olarak ifadesini almıştı. Braka, ifadesinde sürecin CHP İstanbul İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu tarafından yürütüldüğünü ve kendisiyle satış sözleşmesinin imzalandığını ifade etmişti. Bu açıklamaların ardından Kaftancıoğlu da savcılığa ifade vermek üzere çağrılmıştı.