Yavşak sözünü sanatçılar pek sevdi. Kadir İnanır Ahmet Kaya'nın saldırıya uğradığı o geceyi anlattı.
Abone olKadir İnanır: Ahmet Kaya, o gece yanımda olsaydı ona kim yanlış yapabilirdi? 3-5 yavşak-zibidinin haddine mi dostuma çatal atmak!
Fazıl Say, Haluk Bilginer derken Kadir İnanır da o kelimeyi kullandı! İnanır 1999'da MGD gecesinde yaşananları Türk Kızılayı dergisine anlattı:
"Ahmet Kaya'ya saldırı ben içerideyken olmuş. Benim olduğum yerde arkadaşıma kim yanlış yapabilirdi. 3-5 yavşak-zibidinin haddine mi dostuma çatal atmak!"
MARLON AŞILAMAZ BİR ADAM
Kadir İnanır, örnek aldığı oyuncuyu da açıkladı: "Bu dünyaya bir daha Marlon Brando gelmez. O, aşılamaz, ona yaklaşılamaz. Al Pacino, Robert de Niro ve ben onun taklitleriyiz. Ne Al Pacino ne Robert de Niro ne de ben, onun gölgesi bile olamadığımızı biliyoruz."
* * *
Kadir İnanır, Türk Kızılayı dergisinden Selahattin Kınalı'ya verdiği röportajda Marlon Brando'ya olan hayranlığı ve Ahmet Kaya'yla dostluğuyla ilgili samimi açıklamalar yaptı...
Sinemadan büyük paralar kazandınız mı?
Çook (gülerek). Türkiye'de sinema oyuncuları 100 yıldır sömürülüyor. Bu düzen hâlâ değişmedi. Telif Hakları Yasası sinemayı ve sanatı sömürenlerin en büyük işbirlikçisi olarak bu soygun düzeninin en büyük güvencesi olarak duruyor.
Siyasete girin, siz değiştirin...
Ben bir liderin işaretiyle parmak kaldırıp indirecek adam değilim!
BU YASA DEĞİŞMEZ!
Nasıl değişecek o halde?
Feridun Çölgeçen diye bir ağabeyimiz bir Amerikan filminde sadece birkaç saniye göründü ve "Hello" dedi diye ölene dek telif ücreti aldı. Şimdi misal 'Tatar Ramazan' milyon kere izlense; ona emek veren, ruh veren bir sanatçıya kuruş telif ödenmez; yasa böyle... Böyle adalet mi olur?
Kültür Bakanı hemşehriniz...
Gücü yetmez bu yasayı değiştirmeye, yetse yapar zaten. Sinema sektörünün kanını emenler, uluslararası firmalar engeller. Arkadaşlarınız hep sıra dışı. Ahmet Kaya çok iyi dostunuzdu mesela...
Ahmet sıra dışı biri değildi, sen-ben gibi, koca yürekli, insan sevgisiyle dolu, muhteşem sese sahip bir sanatçıydı.
Sizin de bulunduğunuz bir ortamda linç süreci başlatıldı...
Ne alakası var? Benim olduğum yerde benim arkadaşıma kim yanlış yapabilir? Üç-beş yavşak zibidinin haddine mi benim dostuma çatal bıçak atmak! O olay içerdeki program devam ederken çıkış kapısının önünde oldu, ben ne olduğunu bile anlayamadım. Anladığımda Ahmet oteli terk etmişti zaten.
GEREĞİNİ YAPARDIM
Ahmet Kaya'ya yönelik olayı başlatan şarkıcılarla ya da gazetecilerle görüştünüz mü sonra?
Benim ucuz şahıslarla işim olmaz. Olması gereken; olay anında gereğini yapmamdı, içimde yaradır.
Ne yapardınız?
Gereğini...
Kaya nasıl bir adamdı? Çeşitli dezenformasyonlarla terörle arasında organik bağ kurulmaya çalışıldı...
Ahmet pırlanta gibi bir insandı. Yaptığı besteleri önce bana okurdu, benim eleştirilerime çok değer verir, kulağıma çok güvenirdi. İnsan sevgisiyle doluydu ve sonuna kadar bütünlükten, kardeşlikten yanaydı. Kimse maval okumasın.
Öyle ama ben kasketini istemiştim de vermemişti...
Kasketi çok önemliydi, birine söz vermiştir o yüzden vermemiştir. Neyse dağıtma konuyu şimdi. Ne diyorduk? Kimse kalkıp da "Memleketi Ahmet'ten çok seviyorum" demesin. Kimse memleketi bir başkasından daha çok sevdiğini iddia edemez, etmesin! Ben Ahmet'in memleket sevgisinden, Türk-Kürt kardeşliğine olan inancından ve sonsuza kadar bir arada kardeşçe yaşama kararlılığından kendim kadar emin oldum hep. Namuslu bir sosyalistti o!
O ÖLDÜ, ZİBİDİLER YAŞIYOR
Özellikle yurtdışındaki ilişkileri açısından eleştirilerde haklılık payı yok mudur?
Ben adamlığına inandığım kişinin sonuna kadar arkasındayım. Ahmet Kaya adam gibi adamdı. Ama Fransa'da iyi bir ortama düşmedi Ahmet. Orada da çok yoruldu ve o koca yüreği bu ağır yüke ve acıya dayanamadı. Çok büyük kayıptır... Ama ölümünü hazırlayan süreci başlatan zibidiler yaşıyor. Hayat böyle acımasız maalesef.