İcraatları ve vaatleriyle Erdoğan'ın gönlünü fethettiği kadın seçmen, 2015 seçimlerinde yeniden AK Parti'ye oy verecek mi?
Abone olAK Parti'nin seçimlerde siyasi rakibinin olmadığını belirten Yeni Şafak gazetesi yazarı Erol Göka, iktidar partisinde kendilerini ciddiye almayan, dayatmacı söz ve tavırlardan kadınların tedirgin olduklarını yazdı.
Kadın seçmen 2015 seçimlerinde ne yapacak? Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki başarılı iletişim devam edecek mi?
Akademisyen yazar Erol Göka, "Kadınların gönlü hala AK Parti’de mi?" sorusuna bugünkü köşesinde yanıt verdi.
Psikiyatri alanında pek çok bilimsel makale ve kitaplarıyla bilinen Doç. Dr. Erol Göka, seçimlerde kadın seçmenin oy tercihini ele aldı.
KADIN VE ERKEK SEÇMENİN OY TERCİHİ
Göka'ya göre, erkekler, vatanı savunmak, erdem timsali olmak ve evin geçimini temin etmek gibi konuları baz alarak oy tercihinde bulunurken, kadınlar ise çocuklarını adam yapmak, yuvasının huzur ve saadetini temin etmek için her ne gerekliyse, hepsini hesap edip oyunu veriyor.
Yoksul ve ezilmiş kadınların kendisini insan yerine koyan Erdoğan'ı sahiplendiğini yazan Göka, AK Parti yönetiminin tavrının belirleyici olacağını düşünüyor. Yazara kulak veriyoruz:
BÜYÜK ŞEHİRLER TÜRKİYESİ
"Ak Parti, iktidarları boyunca, güya batılılaşma adına insanımıza, kadınlara, kimliklere sadece kendisi biçim vermek isteyen, “eski Türkiye” diye ifade edilen tabloyu değiştirmeye yöneldi. Cuntalarla arada bir nefes aldırılmak zorunda kalınan, vesayetçi, oligarşik düzene son vermeye çalıştı. Bunu yaparken millete güvendi, sürekli insana, sivillik bilincine vurgu yaptı. Gerek Erdoğan’ın tavırlarında, gerek annesiyle, eşiyle ve kızlarıyla ilişki temsillerinde kadınları gerçek siyasi aktör olarak gören ve saygı gösteren anlayış çok barizdi. Yoksul ve ezilmiş kadınlar, akın akın, kendini “insan” yerine koyan bu çağrının güven verici ve samimi sahibine yöneldi. Ak Parti, enerjimizi tüketip duran, evlatlarımızın kanımızın dökülmesine yol açan Kürt meselesini barışçı biçimde çözmeye cesaret etti. Cumhuriyetin dünyadan geri kalmama idealine bağlı kalmanın ötesinde, güçlü ve modern Türkiye için çabaladı. Bireyleşmeyi, şehirleşmeyi, iç göçün gereklerini ve sorunlarını gördü. Ekonomik plan ve hamleleri düzgün yaparak refahı tabana yaymaya, ülkemizi “Büyük şehirler Türkiye’si” yapmaya uğraştı.
AK PARTİ'NİN RAKİBİ YOK AMA
Ak Parti, tüm bunları yaparken en büyük destekçisi, şehirlerin yoksul kesimleri, şehirde ailesinin gelecek endişesini üstlenmiş kadınlardı. Şehirli yoksul kadınların tam da bu siyasi programa, böyle bir liderliğe ihtiyaçları vardı. Şimdi, Ak Parti’nin siyasi rakibi yok ama verdiği büyük sözler ve icraatları, kendisinin en büyük rakibi olarak ortada duruyor. Büyük şehirler Türkiye’sinin kadınları, demokratik, güçlü ve refahı tabana yaymış bir toplum olma idealini artık biliyor ve tanıyorlar. Bu ideale, Ak Parti’nin bu kadrolarıyla ne kadar ulaşılabilir diye düşünüyorlar, ona göre oy verecekler. Öyle sanıyorum ki, en çok, arada bir Ak Parti’de boy gösteren kendilerini ciddiye almayan, dayatmacı söz ve tavırlardan rahatsız oluyor, tedirginlik duyuyorlar."