Yıllardır tartışma konusu olan türban yasağı bu kez ortadan kalkacak mı? Siyasetçilerin polemiği sürerken kadın örgütleri umutlu.
Abone olNergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Türban sorununu çözeceğiz” sözleriyle yeniden gündeme gelen üniversitelerdeki türban yasağında sona geliniyor mu?
Başbakan Erdoğan ile muhalefet partileri arasında polemiğe dönüşen tartışmada modeller dahi konuşuluyor. Sürece dahil olan YÖK’ün son adımı ise umutları arttırdı.
Sorunun asıl muhatabı kadınlar da gelişmeleri umutla izliyor. Son gelişmeler karşısında, "Bundan sonra kimse geri adım atamaz" diyen kadın örgütü temsilcilerinin İnternethaber’e değerlendirmeleri şöyle oldu:
Hidayet Şefkatli Tuksal (Başkent Kadın Platformu):
Son gelişmelerden çok umutluyum. Bu noktadan sonra geri dönüş olacağını düşünmüyorum. CHP’li Necla Arat hiçbir öğrencisini türban nedeniyle dersten çıkarmadığını söylüyor. Arat bile bugün farklı noktada. Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğrenciler hocalarıyla konuşmuş ve derslere başörtüsü ile girilmeye başlanmış. Öğretim üyeleri yaşananlardan memnun değildi zaten. CHP’nin de bu adımdan geriye düşeceğini zannetmiyorum.
Model tartışmalarını çok sıcak karşılamıyorum. Nasıl başını açık olanın kıyafeti için bir şey önerilmiyorsa başı kapalı olan için de böyle bir öneri getirilemez. Bu iş kadınlara bırakılırsa çeşitlilik yaşanır. Kadınların kıyafetini tartışmak beraberinde ayrımcılık dışlayıcılık getirir. Peçe gündeme gelirse onu da o zaman konuşuruz. Güvenlik, tanınma gibi sorunlar için çözümler bulunabilir. Yasakçı zihniyetle bugüne kadar hiçbir şey çözülemedi. Yasal olarak da sorun yok. Cebri bir uygulama vardı. Şu anda ortadan kalkan da bu cebri uygulamadır. Bundan geri adım atılamaz.
Hülya Gülbahar (Anayasa Kadın Platformu):
Kadınların kıyafetleriyle ilgili konu Anayasa’da yer almamalı. Uygulama ile çözülmeli. Şu anda özellikle CHP’nin söylem düzeyinde bile kalsa üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması konusunda söylediklerinin olumlu ve sorunun en azından yarısını çözücü önemde olduğunu düşünüyorum. CHP’nin bu çabası küçümsenmemeli. Toplumsal mutabakatla çözülecek bir konu bu. O nedenle CHP’nin adımı toplumsal mutabakat adına önemli. Ama CHP’nin bu girişimlerinin saldırgan üslupla küçümsenmesi sorunu çözmek isteyenler açısından garip bir çelişki.
Elbette ki insanlara kıyafet dikte etmek anlamına gelmemek üzere her türlü örtünme biçimi üzerinde de birlikte tartışmamız ve fikir yürütmemiz gerekiyor. Değişik örtünme biçimleri ya da Kur-an’ın kadınlar için örtünmeyi zorunlu kılıp kılmadığını tartışmak isteyen gündeme getiren herkese karşı ifade özgürlüğünü bile kısıtlayacak boyutlarda bir baskı ortamı oluşturulmasını da sağlıklı bulmuyorum. Bilerek isteyerek çözümsüz halde tutulmasında birilerinin yarar gördüğünü düşünmeye başladım.
Fatma Bostan Ünsal (Başkent Kadın Platformu):
İran veya Pakistan halkının örtünme noktasında farklı tercihleri var. Türk halkının tercihi de belli. Kıyaslamalar beni rencide ediyor. Pakistan’a göre kendi modeli saygındır. Biz neden başkasından almak zorundayız. Türkiye’deki genel kabul neyse o tercih edilsin.
Konuşulmadığında çözülmüş görünüyor. Bu nedenle konunun tartışılmasını anlamlı önemli buluyorum. Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı olumlu ama modeli tartışmak anlamsız. Türkiye’de nasıl örtünüyorsa kadınlar öyle örtünsünler. Bunu tartışmak bizi komik duruma düşürüyor. Türkiye’nin büyüklüğüne yakışmıyor. Problem çözülemediğinde konu siyasileşiyor. Mağdurlar sadece iki kat mağdur oluyor. Çözmeye dönük adımları olumlu buluyorum, ama biz de görüşlerimizi sunarsak daha iyi olur.
Halime Güler (Uçan Süpürge):
Her yeni tartışmanın yeni bir unsur taşıdığı ve olumlu olacağı kanısındayım. Hiçbir şey başa dönmez. Türban konusunda bıraktığımız yer ile yeniden başlayan yer arasında fark var. Demokrasilerde farklı düşüncelerin birbirini ikna etmesi, birbirlerini birikimi üzerinden tartışması olumlu. Süreç devam ediyor. Her tartışmanın demokrasi içinde geniş çevrelerle konuşulmasını anlamlı buluyorum. CHP ilk kez açık dile getirdi. Tabanı ve kadrosu ile bunu yaptı. Aklıma geldi de söyledim demedi. Bu anlamda yeni bir sürece girildi. Model önerileri konusunda “Bedenimiz bizimdir tercihimiz bizimdir” diyoruz. Modeli tartışmak azı, çoğu, esmeri, kısa boyluyu tartışmak gibi görüyor yanlış buluyorum.