BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Kadınlardan Ardıç'a tepki var

Engin Ardıç'ın kaleme aldığı "Ayakta İşeyen Kadınlar" yazısına bir tepki de eski kadın milletvekilinden geldi. Gönül Saray, Ardıç'a oldukça dokunaklı bir mektup yazdı.

Abone ol

Akşam Gazetesi'nin 'müzip' yazarı Engin Ardıç'ın pazar günü kaleme aldığı "Ayakta işeyen kadınlar" adlı yazısı kadınların tepkisine yol açtı. Ardıç'ın kadının ontolojik yapısıyla dalga geçen yazısına bir tepki de 21. dönem kadın milletvekili Gönül Saray'dan geldi.

Türk toplumunda kadın olmanın zorluğunu dile getiren Saray, Engin Ardıç'ı,  kadın ile erkeğin yegane farkını 'müstehzi' yerlerde aramakla suçladı. Gönül Saray'ın Ardıç'a yazdığı oldukça dokunaklı mektubun tam metni şöyle:

- 1.55 boyunda, zahif-nahif, okumuş-yazmış, biraz dünya görmüşdolaşmış, biraz fabrikalar kurmuş-üretmiş, biraz ülke idare etmiş kanun çıkarmış, biraz doğurmuş-üç çocuk annesi bir kadın.

Amasya’nın, Taşova kazasının unutulmuş bir dağ köyünden bu seviyelere gelebilmek için tırnaklarını kürek olarak kullanan 52 yaşında bir kadın.

Çocukluğunda tütün dizmiş, üniversite gençliğinde halk evlerinde halay tepmiş-şiir yazmış, köyünün, hatta kentinin ilk çıkardığı milletvekili olan bir kadın.

Köy Enstitülü anne ve babasının toprağını sevmeye mecbur yetiştirdiği bir kadın.

Anadolu’nun kadın ezilmişliğini, dayakları, 13 yaşında doğurmayı, berdelleri, başlık paralarını, yani gerçeklerini yaşamış, bilen bir kadın.

Hayatımda iki kez erkekler tuvaletine davet edildim.

Birincisi şu an başbakan yardımcımız olan bir siyasimizin çağrısıydı. Kadınların yedi kat yeraltında güvenilmez kişilerden dini bilgilerini almalarına karşı çıkış olduğuna inandığım ve ana dilde kulluk haklarını en iyi öğrenebileceklerini düşündüğüm ilk Cuma namazı’ndan sonra bu beyanat verildi.

TBMM’de Cuma namazını ilk kez kıldığımda, tüm kadınlara vermek istediğim mesaj; Türkçe Cuma hutbelerinin, kendilerine babalarının, kocalarının veya erkek kardeşlerinin dayatması olan dini değil, doğru dini bilgileri ehil ellerden öğrenebilecekleri idi. Tabii ki “değiştiklerini” söyleyerek şu anda en başlarda bulunan bu zihniyet olayı hazmedemeyip, beni erkekler tuvaletine davet ederek, “eşitlikçiliğe inanan Gönül’e, ihtiyaçları hep birlikte gidermek” için davetiye çıkarmakta gecikmedi.

Gazeteler yazdı, yorumlar yapıldı cevap bile vermedim. Zihniyet belli idi. İsme davetti ancak bilen bilir, anlayan anlardı. Değmezdi.

İkinci daveti bugün Sn. Ardıç’ın yazısıyla isme olmadığı halde sahiplendim. Bu davet bana başbakan yardımcımızın davetinden daha acı geldi. Demokrasi ve hürriyet kalemlerinden birisi olarak düşündüğüm size doğrusu hiç yakıştıramadığım “Ayakta İşeyen Kadınlar” başlıklı yazınızdan sonra “Kız Gücü”, “Türk Karı Kuvvetleri” adını ne koyarsanız koyun Sn. Ardıç, size cevap vermek zorunda olduğumu hissettim.

Kadın milletvekili olmak hiç kolay bir iş değildir. Seçilmeniz zordur. Seçilseniz ayakta kalmanız ve devamlılığınız zordur.

Niye mi, sevgili Ardıç? Sizin gibi aydınlar ve değiştim diyen takiyyecilerle çok cepheden mücadele etmek zorunluluğumuzdan.

Parti liderlerinin de sizlerden pek bir farkı bulunmadığından.

Anadolu erkeğini yönlendirmeniz ve eğitmeniz gerekirken, sizi doğuran bizlerden farkınızı müstehzi yerlerde aramanızdan.

İşin tuhafı bu kültürü size yine bizlerin, yani anaların sünnet düğünlerinizde göbekler atarak aşılamasından.

Sizin gibi belden aşağı erotik yazamayışımı ve durumu net açıklayamayışımı sizin deyiminizle “feministliğime veya seviciliğime” değil analığın koruyuculuğuna vereceğinizi umuyorum.

Gelin bu kısır erkek kompleksinizi, erkekler tuvaletinde kadını arayarak değil, hayatta ve yanı başınızda kadını arayarak çözmeye çalışın. El ele çok şeyi daha güçlü olarak birlikte çözebiliriz.

Bir kadın,
Bir okuyucunuz,
Bir anne,
Bir çok az sayıda kadın milletvekili.