Hüseyin Üzmez'in tahliyesinin ardından kadın dernekleri ve federasyonlarından büyük tepki var.
Abone olGeçen yıl B.Ç. adındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan ve tutuksuz yargılanan Hüseyin Üzmez'in tahliyesinin ardından kadın dernekleri ve federasyonlarından büyük tepki var.
Dipnot.tv'ye konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları derneği, Hüseyin Üzmez tahliyesi üzerinden kadınların hukuksal manada nasıl yalnız kaldığını aktardılar.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu / Canan Güllü
Türkiye'de yaşamaktan umudumu kestim. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki Hüseyin Üzmez olayı tek mi? Siirt olayı var, Daha işimi bitirmedim diyerek cezai indirim alan tecavüzcülerle aynı ülkede yaşıyoruz. 7 ayda 253. Kadın cinayeti dün işlendi. Urfa'da günde iki kadın intiharı gerçekleşiyor. Bir profesör çıkıyor ve taciz olaylarında suç aynı zamanda kadınındır diyebiliyor. Adalet'in özellikle kadınlara yönelik davalarda nasıl sakat bir anlayışla işlediğini görüyoruz bu tahliyeyle.
Duyguları ve inancı yok edilmiş bir kadın olarak izliyorum son gelişmeleri. Hukuksal açıdan büyük eksiklikler var. Ben tacizciyi ve tecavüzcüyü koruyan bir ülkede yaşamak istemiyorum."
Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları / Neslihan Akbulut
Hüseyin Üzmez'i yargılandığı ve tahliyesine karar verilmesinin önünü açan bir dizi hukuk maddelerinin pek çok cinsel taciz, istismar, şiddet ve tecavüz vakalarında mağduru daha da mağdur edecek şekilde işlediğini görmekteyiz. Hüseyin üzmez'in faili olduğu istismar davası ziyadesi ile medyatik olduğu için tüm süreçlerinde gündemimizde kaldı. Fakat esefle görmekteyiz ki bu dava bu şekilde sonuçlanan ne ilk ve malesef ne de son olacak bir dava örneği. Kadın hakları alanında faaliyet gösteren bizler bu davaların bu şekilde sonuçlanmasını vicdanımıza sığdıramıyoruz. Kamu otoritelerinin çoğunlukla kadın ve çocuklara yönelen bu istismar ve şiddet olaylarına karşı hukuki yaptırımları artırıcı düzenlemeler yapmasını talep ediyoruz. Özellikle geleceğimiz olarak gördüğümüz çocukların böylesi cinsel istismarlara maruz kalması, tüm toplumu fesada uğratacak, toplumsal çöküntüye sebep olacak suçlar olarak görülmeli, değerlendirilmeli ve yaptırımlarının da bu ölçüde ağırlaştırılması sağlanmalıdır. 15 günlük hapis cezası ve tahliye bu suçun sonuçları itibariyle gerektirdiği cezanın yanında fail için adeta bir ödül olmuştur. Bu uygulamalara yol veren hukuki süreçlerin sorgulanması gerekmektedir.