Uzmanlar, takıntı görülme sıklığının kadınlarda biraz daha fazla olduğunu belirtiyor.
Abone olİstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Pskiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi, Konsültasyon-Lizeyon Psikiyatrisi ve Onkoloji Enstitüsü Psikososyal Onkoloji bilim dalları Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, bsesif kompulsif bozukluğun yaygınlığının, düşünüldüğünden çok daha yaygın bir hastalık olduğunu ve yaklaşık her 40-50 kişiden birinde bu hastalığın bulunduğunu söyledi.
Baskıcılık, kuralcılık yaygın olduğu için obsesif kompulsif bozukluğun, Türkiye'de özellikle büyük şehirlerde yaygın olduğunu ifade eden Özkan, ''Bu hastalığın görülme sıklığı, kadınlarda biraz daha fazla. Mükemmeliyetçilik, başarı endeksli yaşam, takıntıları artırır, azdırır'' dedi.
Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinin, zorlama veya duayla olmayacağını vurgulayan Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bir hastamın eşine, 'Dünyanın bütün silahlı kuvvetlerini, din adamlarını toplasan karına yardımcı olamazsın. Zorlamayla, duayla olmaz. Bu ayıp, günah, suç değil' dedim. Tedaviye karışmamasını söyledim. Bu hastalık, kontrollü üst benliği çok katı insanlarda daha çok görülür. 'Takma kafana', 'Saçmalama' gibi laflar işe yaramaz bu durumda... Rahatsızlık, hasta kendini suçladıkça, kendini eksik biri gibi gördükçe artacaktır, onun için bu iş, psikiyatrinin işidir. Kadınlarda anksiyete, panik bozukluğu, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk gibi nörotik bozukluklar daha fazladır ve kadınlar daha fazla yardım ister. Erkeklerde de karakter bozuklukları, kontrolsüzlük, kişilik bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı, psikopati daha çok görülür. Şizofrenide ise kadın erkek ayrımı olmaz.''