BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,19
ALTIN 2.998,77
HABER /  GÜNCEL

Kadın yazar Carlosu kellerinden öptü

Radikal Gazetesi'nin 'fena halde fenerli' yazarı Feryal Pere, Roberto Carlos'u bu sözlerle uğurladı...

Abone ol

"Güle güle Robertocum.
Kellerinden öperim."


Bu sözlerin yazarı Radikal Gazetesi'nin 'fena halde Fener'li' yazarı Feryal Pele'ye ait. Kendine has şiirsel bir üslubu olan Pele, devre arasında Fenerbahçe'yi bırakacak olan Roberto Carlos'a yine etti:

- Nerden aklıma esti kim bilir / Gezdim dün gece hatıraları şöyle bir!
Oğuz’un pası, Aykut’un golü, Trabzonspor galibiyetiyle gelen şampiyonluk. Ancak iki ismin aniden gönderilmesiyle iki gün balkonlarda kalabilen bayrakların sessizce kaldırılması.

Hangi sevinç hak ettiği kadar yaşatılır ki memleket sınırlarında? Hadi sen anlayacak kadar yaşamış olabilirsin de, oğlunun gözyaşlarına nasıl dayanacaksın? Galiba, çoğumuzun sığındığı ‘iki renk muhteşem aidiyeti’ ne çocuk gibi bakabilmek akıllı tercih. Yoksa, her şenlikli karşılama töreninde aklına gelecek, oof of, kim bilir nasıl gidecek, hangi demeç savaşlarına muhatap olacak, şu anki sevinçler nasıl tuzla buz edilecek kaygılarıyla ilk selamlaşmanın bile tadı tuzu kaçacak.

Roberto Carlos, gidiyor. İki insanın doğru dürüst boşanmayı bilmediği, bir işyerinden ayrılmanın karşılıklı suçlamalara boğulduğu, hele de ‘aşırı derecede hassasiyet bölgesi’ sevdiğin takımdan terklerin gözlerde çelik bakışlara neden olduğu ayrılıklar ülkesinden gidiyor.
Unutmayalım, terk etmiyor,veda ediyor!
Pazar gazetelerinin çoğunda, ağız birliği edilmiş “Fenerbahçe benim için bitmiştir”
keskin cümlesinin gölgesiyle.
Ne malum cümleyi böyle kurduğu?
Hep diyorum, Portekizce bilmek şu dünyada büyük ihtiyaç / Herkes ağızdan çıkanları saf haliyle anlamaya muhtaç!!!
Ben, içinde öfke dozu yüksek duygusu geçiren bu kalıbı o sevimli adama yakıştıramam. Başka türlü söylemiştir. Bu şehirde mutlu oldu.
Geliyor-gelmiyor-asla gelmez-galiba gelecekmiş günlerinin mutlu sonunda, kaç kişiye “Çimlere bakınca Roberto Carlos’u göreceksin / Sakın şaşırma” dedirttiğini bildi.

Milattan önce değil, sadece altı-yedi sene önce, herhangi bir Evropa takımının ayakları bağladığı günlerden sonra; o takım oyuncularının Roberto Carlos’a nasıl baktığını, hakemlerin bile gülümsediğini, ille de elini sıkmak istediklerini gördük mü, gördük!
Sarılı lacivertli forması vardı üstünde bunları yaşatırken, omuzları havaya kaldırırken. Kendisiyle ilgili tek gerçek bu. 
Çok para aldı, evet. Reklam filmlerinden çok kazandı, evet. Çünkü o bir futbol tanrısı. Farkında mıyız, bilmem ‘meşhur!’
Nankör mesleğinin sonbaharında, sadece adıyla bile iç açtı.
Böyle bir alışverişti bu. Kanarya’ya atmaca kanatları takmaya gelmedi. Kupalar bir başına onunla kaldırılmayacaktı. Fiyakalı isimler seven camiaya, buyrunuz Real Madrid dolaylarından alınan bir bozlak idi!!!
Bana bir yengeç dansı öğretenin, kırk yıl sempatizanı olurum!
Zayıf hafızalara hatırlatmak boyun borcu, pardon elimin borcu.
Pierre, Corinne, Sydney, Fay Van Hooijdonk giderlerken, havaalanında sadece Bedri, Selen ve ben mendil salladık. Beş ya da altı taraftar eşliğinde. Sonra pişman olanlara çare olmuyor.

Ve biraz bencilce belki ama, sevinçlerle bir ‘güle güle’yi esirgememek, vedaların ‘kalanlar’ tarafında bulunanlar için, ruha daha iyi gelen seçim.
Güle güle Robertocum.
Kellerinden öperim.