Semra Hanım ve neferlerinin, şöhretlerine şöhret kattıkları kadın programları, iyi bir rant kaynağı oldu. Organizatörler, bu programlara katılacak kadınlarla köşeyi döndü.
Abone olKadın programları aldı başını gitti diyebiliriz. Seviyenin her geçen gün düştüğü bu programlara konuk olan bayanlar, ön plana çıkabilmek için bir birleriyle yarışıyorlar. Tabi bu programlara katılmak için biraz maddiyat gerekli. Bekir Hazar, başlıklı yazısında bu durumu bize aktardı.
Cumartesi akşamı ATV'de A Takımı harareti içine daldık. Sonra reklam girdi. Stüdyoda dolaşıp konuklarla muhabbete daldık. Sabah akşam o kanal senin, bu kanal benim gezen bir kadın vardı. Adı Ayla mıydı neydi?... Tüm yarışma programlarının tartışmalarına, kadın programlarına katılıp "Ben Semracıyım" diye bağıran, herkesin saldırdığı, "Senin kocan yok mu, evine ne zaman gidiyorsun" gibi sorulara muhatap ettiği Semra benzeri bir kadın... Şöhreti yakalamıştı. Doludizgin gidiyordu. Reklam arasında yanıma yaklaştı, "Yayında bana istediğiniz gibi saldırabilirsiniz, hiç darılmam" dedi... Aval aval yüzüne baktım, şaşırdım.
Sonra yerlerimize oturduk, reklam bitti, hanfendi madem izin vermiş, hatta talepte bulunmuştu, ben de ilk saldırıyı yaptım. "Bekir Coşkun, kaynana programlarının kaldırılmasına karşı çıkıyor. Çünkü Türkiye'deki aptal sayısı ancak bu programların reytingi ile ortaya çıkıyormuş" dedim. Hanımefendiye "Siz Bekir Coşkun'un ima ettiği aptallardan mısınız" demek istedim. "Ben buna katılmıyorum" diyerek, hiç üzerine alınmadan geçiştirdi, konuyu kapattı. Bu soruyu yönelttiğim için de hiç darılmadı. Program bitiminde "Niye herkes bana saldırıyor" dedi, beni tenzih ederek. Çünkü bana izin vermişti. "Sen artık şöhretsin, sen bir Semra'sın, yürüdün gittin" dedim. Mest oldu, bayıldı, yanındaki arkadaşına "Aaa bak gördün mü kız, ben meşhurmuşum onun için saldırıyorlarmış" dedi mutluluktan uçarcasına...
Arkadaşı da meğer Kuşum Aydın'ın programına kadın seyirci götüren hanımefendiymiş... Bir de böyle organizatörler türedi bu tarz programlar sayesinde... Geçenlerde anlattılar inanamadım. Mesela Edirne'de ve daha bir çok şehirde Kuşum Aydın günleri, Kadının Sesi gezileri, Seda'yı ziyaret seyahatleri düzenleniyormuş. Bir organizatör çıkıyor, milletten paraları topluyor, dolduruyor hanımları otobüslere, İstanbul'un yolunu tutuyorlarmış. Canlı yayın sabah ise önce Kuşum Aydın'a gidip herkes içini boşaltıyormuş. Sonra Sultanahmet camii ziyareti, ardından köftecide yemek, öğleden sonra Kadının Sesi'ne katılış, sonra Eyüp Sultan'a varış, topluca türbede dua edip günahların affolması için yakarış... Gecenin karanlığında da Edirne'ye doğru huzur içinde yola çıkıyorlarmış. Bu işte çok iyi para var diyor anlatanlar. Organizatör, elinde gezi programı, kapı kapı dolaşıyor, "Pazartesi Kuşum Aydın, Sultanahmet camii, balık, Kadının Sesi ve Eyüp sultan gezisi var. Salı ise Seda-Sultanahmet camii, köfte, Esra Ceyhan ile A'dan Z'ye ve Eyüp Sultan... Hangisini tercih edersiniz? Bunun fiyatı şu, şunun fiyatı bu" diyormuş.. Müşterisine alternatifler sunan bir profesyonel gibi...
Bu ücretli gezilere katılanlar, ertesi gün memleketlerine döndüklerinde, meşhur olmanın verdiği hazla, komşuları dolaşıyor "Şekerim, gördün mü Semra'yı nasıl perişan ettim kuşum Aydın'da... Gelseydi ağzını caart diye yırtardım. Kuşum Aydın'dan sonra Eyüp Sultan'a gidip senin kıza hayırlı bir kısmet için de dua ettim" falan diyorlarmış. İlginç bir sektör... Organizatörler şirketlerine ne ad koydular bilemiyorum. Edirne'deki belki Kuşum Aydın Turizm'dir, Kars'taki de Seda Turizm olabilir. Kimbilir?
YAZI:Bekir HAZAR
YENİ ŞAFAK