BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,74
ALTIN 2.955,34
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu idam için son noktayı koydu!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Özgecan cinayeti zanlılarına, indirim yapılmadan en ağır cezanın verileceğini söyledi.

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası ve Pakistan ziyareti öncesi açıklama yaptı. Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada, Özgecan Aslan cinayeti sonrası başlayan idam tartışmalarına değinen Davutoğlu, böyle bir suça ilişkin verilecek hiçbir cezanın karşılık olmayacağını ifade ederek, katil zanlıları için indirim yapılmadan, en ağır cezanın verileceğini söyledi.

Pakistan ziyareti öncesi havalimanında gazetecilerin sorularını da cevaplayan Davutoğlu, "Çözüm Süreci" ile ilgili olarak, silahların gölgesinde bir çözümün samimiyetten uzak olacağını anlattı. Meclis'te görüşülecek "İç Güvenlik Paketi" ile ilgili tartışmaları da değerlendiren Davutoğlu, muhalefetin bu konuda samimi olmadığını, paketle ilgili olarak hiçbir öneri getiremediklerini söyledi.


Ahmet Davutoğlu, Bakanlar Kurulu sonrası gazetecilere açıklama yaptı. Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili olarak, mahkemenin kanunlar çerçevesinde en ağır cezanın verilebileceğini söyleyen Davutoğlu, nihayi kararın mahkemeye ait olduğunu ifade etti. Davutoğlu, şöyle konuştu;

"Özgecan Arslan'ın katledilmesi ve onun çerçevesinde kadına yönelik şiddet konusunu kapsamlı şekilde ele aldık. Bu olay olur olmaz çok yakın takip altına alındı ve failler çok kısa süre içinde yakalanarak adalete teslim edildi. Adaletimizin de bu faillere en sert şekilde mukabelede bulunacağına inancımız tamdır. Çünkü ortada hiçbir insanlık vicdanının ve değerin kabul etmeyeceği vahşice, barbarca bir saldırı vardır. O gün sadece Özgecan değil, bütün bir insanlık vicdanı katledildi. Toplumumuzda gerçek anlamda bir dayanışma bilinci ortak bir infial uyandı. Bu da aslında kadına yönelik şiddet konusundaki bilinçlendirmede önemli bir aşamayı oluşturdu. Özgecan hunharca saldırı sonrasında hayatını kaybetmesiyle aslında belki de birçok kadının hayatını bağışlamış gibi oldu. Çünkü ortaya çıkan bu ortak bilinç eminim aşama aşama tüm toplumun her kesimine yayılacak yepyeni bir bilinçlenmeye vesile teşkil edecek.
 
"MEHMET ASLAN'IN İFADELERİ İNSANLIK DESTANIDIR" 

Bugün basına da yansıyan babası Mehmet Aslan'ın ifadeleri gerçek bir insanlık destanıdır. ben hem anneye hem babaya bu tavırları dolayısıyla teşekkür ediyorum. Sayın Mehmet Arslan'ın gücü insanlık onurunun gücüdür. Onurlu, vakur ve sağduyulu davranışları dolayısıyla 77 milyon adına teşekkürlerimi borç biliyorum. Bu ve benzer ailelerin her zaman yanında olacağız, acılarını paylaşacağız. Özgecan, hepimizin canıydı, hepimizin yüreğine ateş düştü. Bundan sonra ne yapılması gerekiyorsa yapma konusunda kararlıyız.

BEDELLİYE REKOR BAŞVURU 
 
Başarılı bir netice alındığını söylemek istiyorum. Şu ana kadar 203 bin 824 kişi bu imkandan istifa etti. 3 milyar 668 milyon 832 bin lira bedel ödendi. Bu miktar doğrudan Savunma Sanayi Fonu'na gönderilecek. Bu noktada yapılan her ödeme, Türkiye'nin savunmasının güçlendirilmesi yönünde kullanılacak. Şu hususu karşılaştırma olarak vermek isterim: 1987, 1992, 1999 ve 2002 yılında uygulanan bedelli askerlikten toplam 193 bin 147 kişi istifade etmişti bu rakam son uygulamada 203 bin 824'e çıkarak şimdiye kadarki toplamın daha fazlası bir sayıya ulaşmış oldu. Bu da bunun bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde bu bedelli uygulamasından gelecek kaynağın savunma sanayinde en etkin şekilde kullanılması için gerekli çalışmalar yürütülecek." 
 
PAKİSTAN ZİYARETİ ÖNCESİ AÇIKLAMA
 
Başbakan Davutoğlu, ikinci olarak Pakistan'a hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Çözüm Süreci ile ilgili şöyle konuştu;
 
Çözüm Süreci temelde demokratik siyaseti önceleyen bir süreçtir. Demokratik siyaset benimsendiğinde ise bu siyaset içinde silaha yer yoktur, şiddete, teröre yer yoktur.  Herhangi bir taraf bir kesim Çözüm Süreci istiyorsa öncelikle silahları terk edeceğini ve şiddet kültürünü şiddetin her türlüsünü reddedeceğini ifade etmeli. Türkiye'de demokrasi kökleşmiştir, herkes bütün taleplerini normal hukuk düzeni içinde dile getirebilmektedir. Böyle bir ortamda bu imkan varken hala silah üzerinden bir şey elde edeceğini düşünenler Çözüm Süreci'nde samimi olamazlar. 
 
"SİLAHLA ÇÖZÜM SÜRECİ OLMAZ"

Ama silahlı yöntemi bir yöntem olarak benimseyip, ondan sonra bu yöntemi de içine alacak şekilde bir Çözüm Süreci düşünülüyorsa burada samimiyetten bahsedilemez. Bizim tavrımız bu konuda son derece açıktır, Çözüm Süreci'ni ileri bir aşamaya getirmeye kararlıyız. Bu konuda da toplumda büyük bir destek vardır. Psikolojik ortam hazırdır, sosyal ortam hazırdır. Onun gereğini yapmak konusunda herkes gerekli adımları atmak durumundadır.
 
İÇ GÜVENLİK PAKETİ 

Öncelikle 'kamu düzeni' dedik. O günlerde bize 'devlet nerede niye devlet otoritesini kamu düzenini sağlamıyorsunuz' diyen CHP, MHP şimdi molotofkokteylini savunmaya halkı direnmeye çağırıyorlar. Bonzaiyi neredeyse savunuyorlar. Burada polis aramasının gerekçelerini de anlattım. Şu anda bu basın toplantısını yaparken bir ihbar gelse güvenlik güçlerimize karşı yoldan geçen arabada uyuşturucu var diye, gerekli izin alınıncaya kadar o araba gözümüzün önünden gider bir sürü gencimizi zehirler. Bu noktada ortada gerekli deliller olduğunda polisimize tanınan yetkiler dünyanın her yerinde tanınan yetkilerdir.
 
6-7 EKİM OLAYLARI

Polis, 6 Ekim diyelim ki saat 15.00'de yakalıyor, gözaltına alıyor ama 24 saat savcılık yoluyla tutabileceği için 7 Ekim'de aynı provokatör karakolun kapısından çıkıp molotofkokteyliyle saldırmaya devam ediyor. Bunların resimleri var bizim elimizde. Getirdiğimiz yeni düzenleme Fransa'daki düzenlemenin aynısıdır. 24 saat polis 48 saat savcı izniyle gözaltında tutulabilmesi. Bu İngiltere'de, Almanya'da, İspanya'da olan uygulamalardan da daha kısa bir süredir. Bugün bu güvenlik reformuna eleştiri getirenlerin bir kısmı art niyetlidir. Çok iyi bilirler neyin ne olduğunu ama isterler ki Türkiye'de kaos ortamına zemin olsun, istedikleri zaman sokakları kontrol altına alabilsinler, yüzlerini maskelerle kapatıp Kalaşnikof dahil her türlü silah kullanabilsinler, ellerinde molotofkokteyliyle devlet binalarına okullara saldırabilsinler, Kuran kurslarını yakabilsinler, dün olduğu gibi TOMA'da güvenlik gücünü yaksınlar. Ya da yıllar önce olduğu gibi bir otobüste genç bir kızımızı yaksınlar. Özgecan kızımız için nasıl üzüldüysek belediye otobüsünde yanan kızımız için de aynı şekilde üzüldük.
 
YENİ MİT MÜSTEŞARI KİM OLACAK?
 
Yeni MİT müsteşarının kim olacağına ilişkin ise Davutoğlu, devlette sürekliliğin esas olduğunu, Hakan Fidan'ın istifası sonrasında vekaleten görevi Müsteşar Yardımcısı İsmail Hakkı Musa'ya tevdi ettiklerini belirtti.
 
Başbakan Davutoğlu, yeni bir müsteşar atanması durumunda kamuoyuna gerekli bilgilendirmenin yapılacağını kaydetti.