BIST 9.640
DOLAR 34,66
EURO 36,60
ALTIN 2.944,22
HABER /  SAĞLIK

Kadın aldatırsa

Hep ''magdur'' konumunda gösterilen kadın yavaş yavaş erkekle rollerini mi değişiyor?

Abone ol

Ahmet Altan kitabını yazdı, çoğumuz ne hissedeceğimizi bilemeden okuduk. Meg Ryan'ın eşini Russel Crowe ile aldatması basına yansıyan az sayıdaki ''kadın da aldatır'' örneklerindendi. Yoksa hep ''magdur'' konumunda gösterilen kadın yavaş yavaş erkekle rollerini mi değişiyor?

Evliliklerinin dördüncü senesiydi. Sürekli tartışıyorlardı. Evde, markette, arabada, telefonda...


Uzun zamandır "boşanma"nın adı geçiyordu ve bunu özellikle adam istiyordu. Zaten neden evlenmekte bu kadar acele etmişti ki! Birbirleriyle daha az ilgilenmeye başlayıp, daha az kavga ettikleri günlerden birinde adam kadının kendisini aldattığını öğrendi.

Birkaç hafta içinde tek celsede boşandılar. Ama adamın değil kadının isteğiyle! Aldatıldığını öğrenen adam, birden bir karısı olduğunu ve onu aslında çok sevdiğini hatırlamıştı. Ona bir şans daha vermeye karar verdi! Telefonlar, mesajlar ve hediyelerle kadını bu birkaç haftada geri kazanmaya çalıştı. Boşandıktan sonra aylarca tekrar beraber olabilmek için ısrarından vazgeçmedi ama nafile. Bu hayatın içinden bir hikaye, gerçeğin ta kendisi!

Yaratılan klişelere karşı duruyor. Ana fikri "erkekler de duygusal çöküntüler yaşarlar. Araştırmalar kadınların da aldatabileceğini doğruluyor. Türkiye'de yapılan bir araştırmada evli kadınlardan "Eşinizden başka bir erkekten hoşlandınız mı? sorusunu cevaplandırması istenmiş. Şimdi sıkı durun! Evliliğinin iyi gittiğini söyleyen kadınların yüzde 13'ü, evliliği orta derecede olan kadınların yüzde 9'u, evliliği kötü giden kadınların yüzde 100'ü "Evet, hoşlandım" yanıtını veriyor. Sonuçlar, kadınların mutsuz giden evliliklerde yaşadıkları duygusal boşluklardan dolayı eşlerini aldatmaya ne kadar eğilimli olduklarını gösteriyor. Görece kapalı bir toplum olan ülkemizde durum bu.


Bir de Amerika’ya uzanalım ve Amerika'da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına bakalım. Amerikalı kadınların yüzde 60'ı en az bir kez evlilikleri sırasında başka bir erkekle ilişki kuruyor ve yine aynı oranda kadın bunun uzun süreli bir ilişki olması umudunu taşıyor. Kadınların yüzde 70'i sevgililerinin kocalarının tam zıddı bir karaktere sahip olduğunu söylüyorlar. Aldatan kadınların yüzde 45'i ilişkiden sonra da evliliklerini sürdürüyor. Kadınların yüzde 25 ise eşlerinden boşanıp sevgilileriyle evleniyorlar. Kadınların yüzde 90'ı eşlerini aldattıkları için pişmanlık duymuyor ve evlilikleri tatmin edici olmadığı için bunu yapmaya hakları olduğunu düşünüyor.

Prof. Susan Shapiro Barash'ın yorumuna göre araştırmanın sonuçları şaşırtıcı değil: "Kadınlar evlilikte aradıklarını bulamadıkları için bu yola başvuruyorlar". Barash?ın saptaması ne kadar doğrudur bilinmez çünkü evlilikleri mutlu olduğu halde yine de eşini aldatan kadınların oranı yüzde 34, erkeklerin oranıysa yüzde 56. Aslında kadının da aldattığını kabul etmek için araştırmalara ihtiyacımız yok. Hepimiz bu dünyada yaşıyoruz, bizimle herşeylerini paylaşan arkadaşlara sahibiz. Yaşadıklarımızı, en önemlisi yaşayabileceklerimizi biliyoruz. Yakın erkek arkadaşlarımızın hikayelerini dinliyoruz. Hayat bir televizyon dizisinden çok daha gerçek. En "maço" erkeğin aldatıldığını öğrendiğinde hırsından değil aşkından gözyaşlarına boğulabileceği gerçeğinin farkındayız.


Peki kadının aldatması neden acı verir, neden kabullenilemezdir? Dr. Cem Keçe'ye göre erkek aldattığı zaman, duygularıyla toplumun baskısı arasında yaşanan sürtüşme, hakim ve güçlü olan erkek olduğu için büyük değildir. Kadın aldattığı zaman, duygularıyla toplumun baskısı arasında yaşanan sürtüşme ve çatışma oldukça gerilimli bir süreçtir. Bu nedenle kadının aldatması daha zor, daha derinlikli, daha heyecanlı, daha edebi ve daha zengin bir malzemedir. Kadınlar günü birlik bir ilişkiden çok, uzun süreli ve duygusal bağları kuvvetli bir ilişki yani aşkı yaşamakla ilgilenirler. Gününümüzde kadının aldatmasının daha çok konuşulmasının sebepleri arasında iş yaşamında rolünün artması, sosyal yaşamında yalnız da sağlam bir duruşa sahip olması, eğitiminin dolayısıyla özgürlük alanının artmış olması sayılabilir. Aldatmanın erkek tekelinden çıktığını televizyonlarda izliyoruz! Hatta aldatan olmayı gizli bir övünme aracı yapan taraf zaman zaman değişiyor. Kadınlar pişman olmuyo terapisi uzmanı Michael Mary, Amerika ve Avrupa'da çok satan "Aşka Dair Beş Yalan" adlı kitabında "aldatma denilen koltuk değneğine yaslanmadan evlilik denilen kurumun varlığını sürdürmesinin imkansız olduğunu" ileri sürüyor.

Evet, durum bu kadar vahim! İkinci vahim noktaysa konu üzerine yapılan hemen hemen tüm araştırmalarda kadınların sadakatsiz olmaktan gayet memnun olmaları! Aldatan kadınlar ilişkilerinden "evliliğin güneşli tarafı" diye söz ediyor ve "seksin zevkli ve heyecanlı olabileceğini" yeniden keşfediyorlar. Üstelik asıl ilişkilerinin kalitesi de bu sayede artıyor!


Psikolog Anna Shoht aynen şunları söylemiş: "Başka bir erkekle girilen heyecanlı ve tutkulu cinsel ilişki, kadının orgazm refleksini geliştirir. Eğer kadın bunu evlilik ilişkisinde bastırmazsa eşi bundan çok fayda görür". Aldatmayı cazip hale getiren bu saptamaların tamamiyle doğru olmadığını başka bir araştırmayla kanıtlayalım. Amerika'daki bir araştırma eşlerin birbirini aldattığı 63 evlilikten 21'nin boşanmayla sonuçlandığını, 27 evliliğin köklü biçimde sarsıldığını, 4’ünde tarafların artık sadece öylesine birlikte yaşadıklarını gösteriyor. Bir sonuç çıkarmıyor ve hür iradeniz ve sağduyunuzla sizi başbaşa bırakıp sahneden çekiliyoruz!

Kaynak:Elle