BIST 9.416
DOLAR 34,42
EURO 36,32
ALTIN 2.848,00
HABER /  DÜNYA

Kaddafi için geri sayım başladı!

Libya'nın başkenti Trablus dışındaki tüm bölgelerde hakimiyeti kaybeden Kaddafi için çember daralıyor.

Abone ol

Başkent Trablus dışında, Kaddafi ülkenin büyük bir bölümünde kontrolü kaybetmiş durumda. 45 bin kişilik ordudan 40 bin asker isyan saflarına katıldı. Muhalifler başkentin 50 km yakınına kadar kontrolü ele geçirdi. Kaddafi son koz olarak petrol kuyularına sabotaj emri verdi.

Libya'da protestoculara kanlı müdahalelerin ardından lider Muammer Kaddafi'nin dün yaptığı konuşmayla da yandaşlarını göstericilerle mücadele için sokaklara çıkmaya çağırmasından sonra bugün başkent Trablus'un güvenlik güçlerinin hakimiyetinde olduğu haberleri geldi.

Ülkenin doğusunun büyük bölümünün kontrolünü ele geçiren protestocular da Kaddafi rejiminin kalbi Trablus yakınlarına kadar birçok kent ve kasabanın kontrolünü sağladıklarını ileri sürüyor.

Yabancı gazetecilerin ülkeye girmesine izin verilmediği ve sadece görgü tanıklarının telefonla açıklamaları ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla haber alınabilen ve bilgilerin bağımsız kaynaklarca doğrulanamadığı Libya'da ölü sayısının 1000'i bulabileceği yönünde de açıklamalar yapıldı.

Uluslararası ajansların duyurduğuna göre, protestocular, ülkenin batkısındaki en büyük kent Misrata'nın da kontrolünü ele geçirdiklerini açıkladı.

Hükümete yakın bir internet sitesi, güvenlik güçlerinin, başkentin batısındaki, göstericilerin hükümet binalarını ve güvenlik karargahını ele geçirdiği Sabratha kasabasına ağır silahlı güçler gönderdiğini bildirdi.

1000 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

Yönetim karşıtı gösterilerle sarsılan Arap ve Ortadoğu ülkelerinde, halkına karşı ağır silahlarla saldırı düzenleyerek en sert müdahalede bulunan Kaddafi'nin dünkü açıklamalarından sonra uluslararası tepkiler de arttı.

İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Libya'da öldürülenlerin sayısının, güvenilir verilere göre yaklaşık 1000'i bulduğunu açıkladı. Frattini, toplam can kaybı konusunda kesin bilgi alınamadığını da belirtti.

İtalyan haber ajansları da Libya'daki görgü tanıkları ve hastane kaynaklarının sadece Trablus'ta 1000 kişinin öldüğü tahmininde bulunduğunu duyurdu.

Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme örgütü, Libya'da can kaybını en son 300 olarak açıklamıştı.

BOMBALAMA EMRİ VERDİ

Amerikan Time dergisinin eski CIA çalışanı, istihbarat uzmanı, köşe yazarı Robert Bear, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin, kendisine sadık birliklere, kontrolü kaybettiği takdirde "ülkedeki petrol tesislerini havaya uçurmaları için emir verdiğini" iddia etti.

TRABLUS'DA DÜNDEN BU YANA AĞIR ÖNLEMLER

Başkent Trablus'da dünden bu yana gösterilere izin vermemek için güvenlik güçlerinin ve milislerin sıkı önlemler aldığı haber verilirken, şehir merkezi yakınında yaşayan bir kadın, gece boyunca silah sesleri duyduğunu anlattı.

"Her yerde silahlı paralı askerler, kapınızı ya da pencerenizi açamazsınız" diyen kadın, "Müslüman olmayan paralı askerlerin kuşatması altında olduklarını" söyledi.

Trablus'ta gün boyunca Kaddafi'nin ikametgahı yakınından da silah sesleri duyulduğu haber verilirken, kentin büyük bölümünde halkın dükkanlara akın ettiği de bildirildi.

Hükümetin hayatın normale döndüğü imajını yaratmak için halka, işlerine dönmeleri yönünde kısa mesajlar gönderdiği anlatılırken, kent halkı misilleme saldırıdan endişe ettiklerini belirtti.

-DOĞUNUN BÜYÜK BÖLÜMÜ GÖSTERİCİLERİN KONTROLÜNDE.

Protestocuların, ayaklanmanın başlamasından bu yana bir haftada, ülkenin Mısır sınırından itibaren doğu kesiminin tamamına yakınının kontrolünü ele geçirdikleri ileri sürüldü.

Bu bölgelerin bir bölümünde halkın kent idarelerini kurduğu, Mısır sınırındaki muhafızların kaçtığı ve yerel aşiret büyüklerinin muhafızlarının yerine yerel komiteler kurduğu belirtildi.

Protestocular, Trablus'un 800 kilometre doğusundaki Acdabiya kentinin bütün yollarını kontrol ettiklerini ve Sitre Körfezi çevresindeki ana petrol sahalarına ilerlediklerini öne sürdü.

Göstericilerin zafer ilan ettikleri Mistra kenti de Trablus'un yaklaşık 200 kilometre doğusunda bulunuyor.

Kent halkından bir doktor, kenti korumak, yaralıları tedavi etmek ve sokakları temizlemek için komiteler kurduklarını anlattı. Ayrıca internet sitelerinde, kentteki subayların da göstericilere tam destek verdiği yönünde bilgiler verildi.

Muhalefet tarafından Facebook'a gönderilen yeni video kayıtlarında da hükümet karşıtı çok sayıda göstericinin Trablus'un 50 kilometre batısındaki Zaviya'da bir binaya, Kaddafi öncesi monarşi dönemine ait bayrağı asmalarının görüntüleri yer aldı. Görüntülerin bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanma olanağı bulunmuyor.

Kaddafi'nin bazı aşiretlerin desteğini kaybettiği haber verilirken, aralarında Washington ve BM'deki büyükelçileri olmak üzere kendi diplomatları da Kaddafi'den desteğini çekti.

Libya'nin Viyana Büyükelçiliği de bugün barışçı gösterilere aşırı güç kullanımını kınadığını açıklayan bir bildiri yayımladı.

Ülkedeki bölünme haberleri, bazı askeri birliklerin göstericilere katılması, muhalefetin başkente saldırı girişiminde bulunabileceği yorumlarını da getirirken, internette de protestocular tarafından bütün polis, silahlı kuvvetler birimlerine ve gençlere cuma günü Trablus'a yürüme çağrısı yapıldığı haber veriliyor.

-TEPKİLER.

Öte yandan Libya'ya yaptırımları tartışmaya başlayan AB, öncelikli olarak bu ülkeye her türlü silah satışını askıya alırken, AB üyesi ülkelerin, Libya'da göstericilerin öldürülmesi ve diğer insan hakları ihlalleriyle ilgili BM liderliğinde bağımsız bir soruşturma yürütülmesi için çalıştığı bildiriliyor.

AP haber ajansı, AB ülkelerinin, Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyi'nin cuma günü yapacağı acil toplantı öncesi bir karar tasarısı hazırladığını duyurdu.

BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay da dün yaptığı açıklamada, Libya'da hükümet karşıtı gösteri düzenleyen halka yönelik saldırılarla ilgili uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulunmuş, bu saldırıların, insanlığa karşı suç kapsamına girebileceğini belirtmişti.

Dünyadaki ilk daimi savaş suçları mahkemesi olan Uluslararası Ceza Mahkemesi ise bugün, Libya'da göstericilere yönelik kanlı müdahale üzerine ülkede insanlık suçu işlendiği suçlamalarıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi'nin talimatı ya da Libya'dan bir talep gelmeden kovuşturma yürütemeyeceğini bildirdi.

UCM'nin savcıları, bu mahkemenin 1998 kuruluş anlaşmasını imzalamayan Libya'da yargılama yetkisi bulunmadığını belirterek, sadece Güvenlik Konseyi'nin Libya'nın iradesine rağmen müdahale edilmesi için mahkemeye talimat verebileceğini söyledi.