ABD, İngiltere ve Fransa öncülüğündeki harekatın 5. gecesinde Trablus'ta şiddetli patlama sesleri duyuldu. Belli başlı kentlerde isyancılarla Kaddafi yandaşları arasındaki çarpışmalar sürüyor.
Abone olABD, İngiltere ve Fransa öncülüğündeki harekatın beşinci gecesinde Trablus'ta şiddetli patlama sesleri duyuldu.
Görgü tanıkları başkent Trablus'daki askeri üs yakınlarından dumanlar yükseldiğini aktardı. Ancak üssün vurulup vurulmadığı henüz bilinmiyor.
Bu arada Kaddafi güçleri, başkentin doğusunda, isyancıların elindeki Misrata kentinde, hastane yakınlarındaki bölgeyi topçu ateşine tuttu.
Libya Dışişleri Bakanı ise, Misrata'ya yönelik bir operasyonun söz konusu olmadığını belirtti.
Misrata haftalardır kuşatma altında. Muhabirler, son çatışmalarda 10'u aşkın sayıda insanın öldürüldüğünü aktarıyorlar.
Stratejik önem taşıyan Ecdebiye kentinde de isyancılarla Kaddafi yanlısı güçler arasında şiddetli çatışmalar yaşandığı haberleri alınıyor. Kentten kaçan insanlar, topçu ve makineli tüfek ateşinin sürdüğünü, evlerin yakıldığını anlatıyorlar.
Trablus'un doğusundaki Tacura bölgesindeki bir askeri üste de patlama olduğu bildirildi.
Bu arada harekata katılan İngiliz hava gücünün komutanı Korgeneral Greg Bagwell, Libya hava kuvvetlerinin tamamen etkisiz hale getirildiğini dile getirdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, uluslararası ittifakın Kaddafi güçlerini tahrip etmesinin günler, hatta haftalar alabileceğini, ama operasyonların aylarca sürmeyeceğini bildirdi.
Daha önce Libya operasyonlarına katılan Amerikan güçlerinin komutanı Tuğamiral Gerard Hueber, müttefik güçlerin harekatında sivillerin öldüğüne dair hiçbir haber alınmadığında ısrar etmişti.
Komuta karmaşası devam
NATO'nun harekatın komutasını devralıp devralmayacağı, ittifakın Brüksel'de dün yaptığı üçüncü toplantıda da çözülememişti.
Türkiye, Brüksel'deki toplantıda, NATO'nun sivil ölümleriyle sonuçlanabilecek bir operasyonu devralmaması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye NATO'nun ayrıca, bir yandan koalisyon güçleri Libya'daki hedefleri bombalarken, uçuşa yasak bölge uygulamasını denetlememesi gerektiğini savundu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Ankara'da yaptığı açıklamada, Libya'ya yönelik operasyonun komuta ve kontrol sisteminin, tamamıyla NATO tarafından üstlenilmesi gerektiğini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid el Nahyan ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, operasyonun BM Güvenlik Konseyi prensipleri etrafında ateşkesi sağlayıcı nitelikte düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi ve "Bir taraftan NATO görevi üstlenirken diğer taraftan buna paralel ve ayrı bir operasyonun koalisyon güçlerince yürütülmesini doğru bulmayız." dedi.
Arap destekli NATO formülü
Brüksel'de gündeme gelen uzlaşma formülü, NATO'nun operasyonlarda kilit rol oynayacağı, ancak kararların hem batıdan hem de Arap ülkelerinden dışişleri bakanlarının temsil edileceği bir siyasi komisyonca alınmasını öngörüyor.
Türkiye'nin olumlu baktığı anlaşılan bu fikre İspanya da destek verdi.
Uçuşa yasak bölge operasyonuna muhalefet eden Almanya ise, burada rol almak yerine, NATO'nun Afganistan'daki operasyonlarına destek vererek müttefiklerini rahatlatmaktan yana.
Türkiye'nin gemi katkısı
NATO müttefikleri önceki gün NATO'nun Libya'ya yönelik deniz operasyonunda rol üstlenmesi konusunda uzlaşmıştı.
Operasyona 16 savaş gemisi ve denizaltı katılırken, bunlardan beş gemi ve bir denizaltı Türkiye'den gelecek.
NATO'nun silah ambargosunu uygulamak için Libya açıklarındaki deniz misyonuna en büyük katkıyı Türkiye sağlayacak.
Habere göre misyonun komuta-kontrol gemisini İtalya sağlayacak.
Türkiye dahil 10 firkateyn bulunacak misyona Kanada, İspanya, İngiltere, Yunanistan, İtalya ve ABD birer firkateyn verecek.
Misyondaki üç denizaltı ise Türkiye ile İspanya ve İtalya tarafından sağlanacak. Türkiye ile İtalya birer ikmal gemisi tahsis edecek.
NATO müttefiki ülkelerin bölgede bulunan savaş gemileri karar çıkar çıkmaz bölgede devreye gezmeye başladı.
Operasyonun olağan devriye görevi yapacak iki filo ile yürütüleceği belirtiliyor.
Şu anda görev yapmakta olan filoda iki fırkateyn, altı mayın gemisi ve bir ikmal gemisi var.
Diğer gemilerin ne zaman göreve başlayacağı henüz belli değil.
Operasyon, 1992-1995 arasında Bosna Savaşı sırasında Adriyatik Denizi'nde uygulanan ambargo operasyonuna benzetiliyor.