CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, polis intiharlarına değindi.
Abone olPolis intiharlarının önemli bir toplumsal sorun olarak sürdüğünü belirten Hamzaçebi, "Neredeyse her hafta bir polisin intiharını yaşıyoruz. Bunun üzerinde durmak gerekir. Bunu araştırmak, nedenleri bulmak ve önlemek toplum olarak bizim görevimizi" değerlendirmesinde bulundu.
19 Eylül Hukuk Fakültesinin yaptığı bir araştırmaya göre polisleri çalışma koşullarının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesine aykırı olduğunu aktaran Hamzaçebi, bir devlet memurunun ayda ortalama 180 saat çalıştığını, polislerin ise 240 saat görev yaptığını söyledi.
Uzun mesai saatlerine karşın verilen izinlerin de yetersiz olduğuna işaret eden Hamzaçebi, özlük hakları bakımından da emsalleri devlet memurlarına kıyasla oldukça geride olduklarını belirtti.
Maaş ve özlük haklarındaki olumsuzlukların polislerin emekliliklerine de yansıdığını ifade eden Hamzaçebi, soruşturmaların, sorgusuz sualsiz gerçekleştirilen tayinlerin, ağır görev koşulların polislerin psikolojisini de bozduğunu kaydetti.
Hamzaçebi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Polis geçim derdi yaşıyor, aile sorumluluğu var, çocuklarının geleceği sorumluluğu var, öte taraftan ağır görev şartları var. Soruşturmalar, haksız tayinler bütün bunların yarattığı psikolojik baskı polis memurlarını intihara sevk edebiliyor. Her hafta bir polis memuru intihar ediyorsa, bunu araştırmak, çözmek gerekir. 'Diğer ülkelerde de onların polis teşkilatlarında da benzer şekilde intihar oluyor' demek, sorunu görmemek demektir. Bizim polis teşkilatımızda bu kadar yoğun bir intihar vakası yaşanıyorsa, polisin çalışma şartlarına göz atmamız, onu düzeltmemiz gerekir.
Buradan tüm siyasi partilere, en başta iktidar partisine, hükümete ve Sayın İçişleri Bakanı'na bir çağrıda bulunuyorum; gelin polislerin çalışma şartlarını iyileştirelim, onların özlük haklarını hak ettiği yere getirelim. Polislerimiz rahat görev yapan bir imkana kavuşsunlar."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika'nın keşfine ilişkin sözlerine de değinen Hamzaçebi, "Alem kuyruklu yıldıza uzay aracı gönderiyor, Sayın Erdoğan da kuyruklu yalanlarla meşgul. Tarih bilmiyor. Bildiğini zannettiği şeyler kulaktan dolma olduğu için de tamamı yanlış" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'a bir tarih danışmanı edinmesini ve Fatih Sultan Mehmet'i örnek almasını tavsiye eden Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Henüz başbakanken bir grup toplantısında şunu söylemişti; 'insanımıza 200 yıldır bir istikamet dayatılıyor'. Bu cümledeki 200 yıllık tarihin başlangıcına gittiğimizde 19. yüzyılın başını görürüz. 1808'i esas alabiliriz. 2. Mahmut'un padişah olduğu tarihtir. 2. Mahmut modernleşmenin, batılılaşmanın öncüsü olan bir padişahtır. Biz zannediyorduk ki Sayın Erdoğan'ın sadece cumhuriyetle problemi var, onun yenilikçi padişahlarla da probleminin olduğu o grup toplantısında ortaya çıkmıştı."
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra Truva'ya gittiğini, insanlık tarihinin en uzun savaşının yaşandığı Truva'da tarihçilerden bilgi aldığını anlatan Hamzaçebi, şunları kaydetti:
"Ayrılırken der ki 'Hektor'un intikamını aldık'. Hektor Truva Savaşı'nın Anadolu'lu bir kahramanı. Hektor'un intikamını aldık cümlesi Fatih Sultan Mehmet'in bu topraklarda kurulmuş olan bütün imparatorlukların, bütün devletlerin mirasçısı olduğu anlamını ifade eder. Hepsini sahiplenir. O kültürün de hepsini sahiplenen bir imparator cümlesiyle bunu söyler. Şimdi Sayın Erdoğan 200 yıllık bir geçmişe giderek yenilikçi padişahlara bile tahammülü olmadığını gösteriyor, 91 yıllık cumhuriyetle de problemi olduğu gibi. Sayın Erdoğan bir tarih danışmanı alsın, belki tarih konusunda biraz daha doğru konuşur."
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaçebi, Cumhurbaşkanlığı Saray'ına ilişkin bir soru üzerine, "Kaçak sarayla bütün dünyaya rezil olduk" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın binanın maliyetini küçülttüğünü, ancak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ise bu rakamın 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladığını söyledi. Erdoğan'ın sarayın maliyetine ilişkin tepkilerin ardından "külüstür bir PR" yöntemine başvurduğunu ileri süren Hamzaçebi, burada Türkiye'deki tüm muhtarları toplantıya çağıracağını ve yerleşkede halka açık bir cami yapılacağını söylediğini hatırlattı. Hamzaçebi, "Sayın Erdoğan, camiler zaten halka açık değil midir? Her zaman yaptığını yapıyor, dine sığınıyor. Bunu kimse yutmuyor. Bu saray kaçaktır, bu saray fakir fukaraya harcanması gereken parayla yapılmıştır" diye konuştu.
TOKİ'nin görevinin dar gelirli vatandaşa konut yapmak olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, TOKİ'nin parasının saray yapımı için kullanılmasının tam bir skandal olduğu ifadesini kullandı. Hamzaçebi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı için Kalkınma Bakanlığı'nın yönettiği Yatırımları Hızlandırma Ödeneğinin de kullanıldığını ileri sürerek, bunun da kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi. Hamzaçebi, "Oraya cami yapacağım, muhtarları toplayacağım diyerek, saray gerçeğinin üzerini örtemezsiniz" dedi.
Sayıştay'ın 2012 yılı denetim raporlarında Cumhurbaşkanlığı Saray'ına ilişkin tespitlerinin 2013 yılı raporunda yer almadığına da dikkati çeken Hamzaçebi, bu tespitlere ne olduğunun açıklanmasını istedi.
Bir gazetenin yazarının Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na tünel yapıldığını ifade ettiğini hatırlatan Hamzaçebi, cumhurbaşkanlığının bu tünelin varlığını yalanlamadığına dikkati çekti. Hamzaçebi, bir cumhurbaşkanının sarayının altına neden tünel yaptırdığının da açıklanması gerektiğini söyledi.
Hamzaçebi, Güvenlik Bakanlığı kurulacağına ilişkin gazete haberinin sorulması üzerine de AK Parti'nin seçimleri cebinde görerek seçim sonrasına ilişkin planlar yapmasını eleştirdi. Hamzaçebi, Güvenlik Bakanlığı fikrinin iktidarının zihninin perde arkasını gösterdiğini belirterek, "Özgürlük, güvenlik dengesi diye bir şey bunların aklında yoktur. Bunların aklında sadece ve sadece güvenlik vardır, güvenlik nedeniyle otoriterleşme vardır, milletin özgürlüğüne müdahale etme, baskı altına alma vardır" diye konuştu.
Hamzaçebi, bir başka soruyu yanıtlarken de yolsuzlukların üzerini kapatmanın asla mümkün olamayacağını, CHP olarak buna izin vermeyeceklerini söyledi. "Hükümetin yolsuzlukları kapatmak için hangi adımı atarsa atsın, toplumun belleğini silemeyeceğini" de savunan Hamzaçebi, samimi dindarların bu olayları hoşgörmesinin de mümkün olmadığını belirtti.