Ne çok erken ne çok geç… Buna, doyasıya flört dönemi yaşayıp, hayatınızın olgunluk çağına geldiğinizde de diyebiliriz.
Abone olMedeni Kanun’a göre 18 yaşını doldurmuş herkes evlenebiliyor. Ancak bu yaşlarda, evlilik sorumluluğunu almka ve yerine getirmek zor olabiliyor.
Şu bir gerçek ki erkeklerin olgunlaşma dönemleri kadınlara göre daha geç oluyor. Kadınlar 13-14 yaşlarında kadınlıklarını fark ederlerken, erkekler için çocukluk evresi çok daha fazla uzuyor.
Özellikle bizim toplumumuzdaki gibi aile ve daha çok anne himayesi altında kalmaya alışmış erkekler için olgunlaşma yaşı 30’u buluyor diyebiliriz.
İDEAL AYŞ 25 VE ÜZERİ
Kadınların daha erken olgunlaşmasından dolayı evlenmek için ideal yaşı, 25 ve üzeri olarak tarif edebiliriz. Günümüzde üniversite eğitimi, ardından iş hayatında daha fazla yer almaya başlayan kadınların çalışmaya atılmaları, hayatlarını bir düzene oturtmaları ile bu yaş 30’lara yaklaştı.
Bilinen bir gerçek var ki, o da evliliğin sadece iki insanın aynı evde oturmak için evlenmedikleri. Elbette evlilik hayatının nihai hedefi çocuk sahibi olmak. Dolayısıyla kadınlar için evlenme yaşı ne kadar yukarı çıkarsa, doğurganlık oranı da o ölçüde azalıyor. Özellikle 33 yaşından sonra yumurtaların kalitesi iyiden iyiye düşmeye başlıyor. Üstelik yaş ilerledikçe tüp bebek yöntemiyle bile çocuk sahibi olma şansı da azalıyor. Bu yüzden de kadınlar 30'lu yaşların ortalarına kadar evlenmiş olmayı tercih ediyor artık.
GEÇ EVLİLİKLER ENDİŞELENDİRİYOR
30’lu yaşların sonlarına doğru yapılan evlilikler de var. Ama, o yaşa kadar yalnız yaşayan kişiler, tek başına bir hayata alıştıklarından, bir arada yaşamak konusunda sıkıntı hissedebiliyorlar. Özellikle aileden farklı, yalnız hayat sürdüren kadın ve erkekler, alıştıkları düzenin bozulması endişesi taşımaya başlıyorlar. Buna belki bencillik duygusu da eşlik ediyor. Eşyalarını ve o zamana kadar paylaşmadıkları pek çok şeylerini eşleriyle ortak kullanıma açmaları, o çok alıştıkları özgürlük duygusunu yitirdikleri hissi verebiliyor.
EVLİLİK YAŞI YÜKSELİYOR
Çok erken yaşlarda yapılan evlilikler de sağlıksız ilişkilerin yaşanmasına yol açabiliyor. Ergenlik ateşi henüz sönmediğinden ve yeterince doygunluk verecek kadar flört evresi yaşanmadığından, evlilikte duygular çabuk tüketilebiliyor. Oysa flört dönemini doyasıya yaşamak, acele etmeden evlilik yolunda ilerlemek ve hayatın olgunluk evresinde evliliğe adım atmak, duyguların sindirilerek yaşanmasına, daha oturmuş bir ilişki oluşturulmasına olanak sağlıyor.
Neyse ki yapılan son araştırmalar da küçük yaşta yapılan evliliklerin gitgide azaldığına işaret ediyor. Türkiye'de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ortalama evlenme yaşı 21. “Bunun neresi azalma?” demeyin. Zira son 20 yıl içinde ortalama ilk evlenme yaşında yaklaşık olarak üç yıllık bir artış oldu. Bu da çok genç yaşlardaki evlenme davranışında önemli bir değişim olduğu anlamına geliyor. Yakında, kadınlar için ortalama evlenme yaş aralığı olan 25-30 arasına çıkması mümkün.
Yaş ne olursa olsun, mutlu bir evlilik yapmanın sırrı doğru zamanda doğru kişiyle karşılaşmak elbette. Tabii evlendikten sonra da aşkı ve sevgiyi yaşatmak, evliliğin getirdiği sıkıntı ve zorluklarla birlikte mücadele etmek de önemli.
Kaynak: