AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme ve MKYK toplantısına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Günlerdir Türkiye'nin ana gündem maddesini olan Kabine değişikliği iddialarına da yanıt verdi.
Abone olAK Parti'nin yeni A takımını açıklayan Ömer Çelik, gazetecilerin de sorularını yanıtladı. Çelik, son günlerin gündemi en çok meşgul eden konusu "kabine revizyonu" hakkında ortaya atılan iddialara ilişkin de konuştu.
Çelik, "Kabine değişliği olacak mı?" sorusuna, "Cumhurbaşkanımızın takdirinde bir konu bu. Değişir ya da değişmez o kadar verecektir. Bu tip durumlardaki bütün tahminler boşa çıkar. Ne zaman, nasıl yapılacağı tamamen cumhurbaşkanımızın takdiridir. O listelerin de uydurma olduğunu görmüşsünüzdür. Ankara siyasetinin cilvelerinden biri bu, kabine revizyonuyla ilgili tahminde bulunmak" yanıtını verdi.
İstanbul sözleşmesi
Çok tartışılan İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili de konuşan Çelik, "Usulüne ilişkin bir problem yok. Burada önemli olan, egemen bir devlet olarak Türkiye hakkını kullanmıştır. Hepimizin odaklanması gereken konu, kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili daha çok ne yapabileceğimizdir. Siyaset kurumu, hükümet bunu farklı enstrümanlarla yapabilir. Enstrümanların değişmesi bu hattan ayrıldığı anlamına gelmiyor. Kadın haklarını güçlü şekilde savunuyoruz.
Kadınların görkemli mücadelesi aslında bir insanlık mücadelesidir. Bu konudaki birçok çeşitli eleştiriler var. Bir kısmının iyi niyetli olduğunu düşünüyoruz, değerlendiriyoruz. İyi niyetli olan bütün eleştirilere saygı duyuyoruz.
Pek çok tartışmanın neticesinde bu şekilde bir sonucun ortaya çıkması kesinlikle kadın haklarından vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Hem kamusal hem siyasi hayatta kadının yer alması, kadına şiddetin önlenmesi bizim için sadece politik bir tercih değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluk.
Mesele öncelikle kültüreldir. Biz bu konuda açığız ve netiz; bunu bir ahlaki zorunluluk olarak görüyoruz. Hep beraber kadınlarımızın haklarını daha çok korumaya odaklanalım. Enstrümanların ne olduğundan ziyade hedefin güçlü şekilde korunması gerekir. Kanunlarla ilgili gereken adımların atılabileceği konusunda Cumhurbaşkanımız çok net mesaj verdi. Buna karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyoruz.
İçişleri Bakanımız bana da gösterdi; oradaki görev yapan arkadaşlarımız yaptıkları görevin bilincindeler. Biz kadını şiddetten korumanın insanlığı koruma vazifesi olduğunu farkındayız ve kadına karşı şiddetle sonuna kadar tavizsiz olarak devam edeceğiz. Yasa çıkarılması gerekiyorsa onu çıkarmaya hazırız, başka kurumların başka şekilde harekete geçmesi gerekiyorsa onu da değerlendirmeye hazırız. Bakanlıklarımız bu konuyu takip etmeye devam ediyor. Bu politik bir tercih değil, ahlaki ve insani zorunluluktur." ifadelerini kullandı.
Macron'un Türkiye sözleri
Sayın Macron'un sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı son görüşme olumlu geçmişti. Hepimiz sayın Macron'un oradaki çizgisini korumasını arzu ederiz. Çünkü orada bölgemizdeki büyük sorunlar konusunda köklü ilişkilerimiz olan Fransa'yla samimi ve yapıcı bir diyalog içerisinde olmak isteriz. Sayın Macron'un bu şekildeki açıklamasının o görüşmedeki çizgiyle uyumlu olduğunu söyleyemeyeceğim.
Avrupa'daki sağcıların, faşistlerin dilidir bu. Biz bu konuda açık bir diyalog içerisinde olmak isteriz Fransa ile. Bu şekildeki söylemler maalesef onları da rahatsız eden, ikili ilişkilerimize de gölge düşüren, önceki yapıcı çizgiye de uymayan bir yaklaşım. Seçimlere müdahaleyle ilgili bir devlet herhangi bir devleti suçluyorsa ortaya somut bir kanıt koysun.
Herhangi bir somut kanıt olmaksızın bu şekilde suçluyorsa aslında kendi demokrasisinin ne kadar kırılgan olduğunu, seçim sisteminin ne kadar zayıf olduğunu, demokrasi kültürünün kendi sistemlerinin bir zaaf içerisinde olduğunu söylemiş oluyor.
Umarız bu ifadeyi düzeltirler. Bizim hiç kimsenin seçimlerine, içişlerine karışmak gibi bir arzumuz olamaz.