Berat Albayrak'ın istifası sonrası siyasi kulislerde kabine değişikliği, erken seçim ve sistem değişikliği senaryolarını gündemin ön sıralarına taşıdı. Kabine değişikliğinin 2021 baharında yapılması planlanan olağan büyük kongreden sonra olabileceği belirtiliyor.
Abone olBerat Albayrak'ın istifası ve yeni atamalar siyaset kulislerini hareketlendirdi. Kabine değişikliği ve sistem revizyonu beklentisi oluştu. BBC Türkçe'den Ayşe Sayın AK Parti'de konuşulanları aktardı.
Efkan Ala MYK üyesi oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berat Albayrak'ın istifasını kabul etmesinin ardından, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten Lütfi Elvan'ı kabineye alınca, partisinin Merkez Yönetim Kurulu ve komisyon üyeliklerine yeni görevlendirme yaptı.
Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu başkanı olurken, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, Yılmaz'dan boşalan MYK üyeliğine atadı.
"Kabine kongreye paralel değişebilir"
Berat Albayrak'ın istifası ise bir kez daha kabinede kapsamlı değişiklik beklentisini artırdı.
Bazı parti yöneticileri, Erdoğan'ın kabine değişikliği beklentilerini hep boşa çıkardığını anımsatarak, ekonomi yönetimine yeni yapılan atamalarla piyasaların rayına oturmasının bekleneceğine işaret ediyorlar ve şimdilik kapsamlı bir kabine değişikliğine fazla şans tanımıyor.
Kabine değişikliği için partinin 2021 baharında yapılması planlanan olağan büyük kongre süreci işaret ediliyor.
Erdoğan'ın, partiyi 2023 seçimlerine götürecek olan yönetimin belirleneceği kongrede parti yönetiminde yapacağı değişime paralel olarak kabinesini de yenileyebileceği ifade ediliyor.
"Vazgeçilmez tek kişi Erdoğan"
İstifa krizi, Albayrak'ın siyasi kariyeri için de önemli bir kırılma noktası olarak görülüyor. İstifa öncesinde, "Erdoğan sonrasına" yönelik liderlik hazırlığı içinde olduğu kulislerde konuşulan Albayrak'ın bu kararının aslında "siyasete erken veda" olduğu yorumu yapılıyor.
Albayrak'ın gerek ekonomi yönetiminde izlediği tutum, gerekse istifa mektubundaki üslup ile partiye ve hükümete "zarar vererek" ayrıldığı savunularak, aile içinde yeni bir uzlaşma olmaması halinde Erdoğan'ın Albayrak'ı kabineye alması ya da parlamentoya taşıması beklenmiyor.
Parti içinde Süleyman Soylu, Abdülhamit Gül ve eski Başbakan Binali Yıldırım'ı karşısına aldığı belirtilen Albayrak'ın parti içinde etkisizleştirmek istediği kesimlere karşı da güç yarışını kaybettiğine işaret ediliyor.
Albayrak için artık geriye dönüş olmayacağı savunularak, "Bizim için vazgeçilmez olan tek kişi var; o da Cumhurbaşkanımız Erdoğan. Onun dışında kimse vazgeçilmez değildir ve bu son yaşanan da bunun göstergesidir" değerlendirmesi yapılıyor.
Sistemde revizyon yapılabilir mi?
İstifa krizinin ardından, Erdoğan'ın başkanlık sisteminde revizyona gidebileceği, bu kapsamda, cumhurbaşkanlığı ve parti görevini birlikte yürütmekte zorlandığı için AK Parti Genel Başkanlığı'nı bırakabileceği iddiaları da konuşuluyor.
Ancak parti yönetimine göre bu senaryonun şu aşamada yaşama geçme ihtimali bulunmuyor. Partideki en önemli birleştirici gücün Erdoğan olduğu, hükümet sistemi değişikliğinin en önemli nedenlerinden birisinin "çok başlılığı engellemek" olduğuna işaret edilerek, böyle bir sistem değişikliği beklemenin doğru olmayacağı vurgulanıyor.
"Muhalefetin elindeki en önemli kozu aldı"
Lütfi Elvan'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'na atanması, AKP'nin içinde büyük ölçüde olumlu karşılandı. AK Parti kökenli bir siyasetçi olması nedeniyle Naci Ağbal'ın Merkez Bankası Başkanlığı'na atanması muhalefet sözcüleri tarafından eleştirilse de, AK Parti'de her iki ismin de devlet ve kabine deneyiminin, ekonomi yönetimine de olumlu yansıyacağı düşünülüyor.
Muhalefetin iktidara yönelik en büyük eleştiriyi "damat" sıfatı taşıması nedeniyle Berat Albayrak üzerinden yaptığına işaret edilerek, bu istifayla hem muhalefetin elindeki bu önemli kozun alındığı hem de kamuoyuna "yanlış yapan aileden de olsa gereğinin yapıldığı ve kimsenin vazgeçilmez olmadığı " mesajı belirtiliyor.
Erken seçim olasılığı yok
Muhalefetin sık sık erken seçim konusunda "belirleyici" olduğunu vurguladığı MHP'de ise bir yandan salgın, diğer yandan Türkiye'nin bölgesinde bulunduğu kritik konuma dikkat çekilerek, şu anda erken seçime gitmeyi gerektirecek bir durum olmadığı ifade ediliyor.
MHP'de muhalefetin erken seçim tartışmalarıyla "belirsizlik ortamı" yaratarak iktidarı yıpratma hesabı yaptığını savunularak, aslında istenenin "erken seçim değil, erken seçim tartışması" olduğu ifade ediliyor. AK Parti'de de şu anda bir erken seçim olasılığı seslendirilmiyor.