BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

JİTEM devletin resmi kayıtlarına girdi

10 yıl sonra ortaya bir bir ortaya çıkan cinayetler gözleri yeniden JİTEM'e çevirdi. Resmi makamların kabul etmediği JİTEM, mahkeme iddianamelerinde yerini aldı.

Abone ol

10 yıl sonra ortaya çıkan cinayet gözleri yeniden JİTEM’e çevirdi Türkiye, yıllardır JİTEM’in (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Teşkilatı) varlığını tartışıyor. Resmi makamların kabul etmediği JİTEM, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 PKK itirafçısı hakkında açılan davanın iddianamesinde yer aldı. İddia, bazı faili meçhul cinayetlerin JİTEM ile o dönemde görev yapan bazı komutanların bilgisi dahilinde işlendiği yönündeydi. Teşkilatın adı bu kez de faili meçhul bir cinayete karıştı. Diyarbakır’ın Yenişehir semtinde 10 yıl önce iki arkadaşıyla birlikte sokakta yürürken beyaz renkli Renault marka sivil bir otomobile zorla bindirilerek kaçırılan Murat Aslan, Silopi’de dağlık alanda kafasına kurşun sıkılmış ve yakılmış bir şekilde toprağın 15 santimetre altında bulundu. Babası İzzettin Aslan, oğlunun kaçırılması üzerine başvurduğu mercilerden 10 yıl boyunca hiçbir bilgiye ulaşamadığını belirterek, “11 Mart 2004 tarihli Yeniden Özgür Gündem gazetesinde itirafçı Abdulkadir Aygan’ın beyanlarının yayınlanmasıyla birlikte harekete geçtim.” dedi. Gazetenin haberine göre, Aslan, aralarında Jandarma İstihbarat Tim Komutanı Abdülkerim Kırca’nın da bulunduğu JİTEM elemanlarınca kaçırılmış, Diyarbakır’da sorgulanmış. Buradan da Silopi JİTEM Komutanlığı’na götürülerek işkence ile sorgulanıp Körtük köyü yakınlarında benzin dökülerek yakılmış. Bu haber üzerine gittiği Körtük köyünde araştırma yapan İzzettin Aslan, vatandaşların 10 yıl önce böyle bir olayın yaşandığını doğruladığını söyledi. “Bir çoban infaz olayını uzaktan görmüş. Cesedi gömüp mezar yeri kaybolmasın diye etrafını beyaz taşlarla çevirmiş.” dedi. Elde ettiği bilgilerle İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne başvuran İzzettin Aslan, Silopi’de incelemelerin yapılmasını istedi. İHD ve Diyarbakır Barosu ile birlikte oluşturulan bir heyetle, Silopi savcısı, doktor ve jandarma yetkilileri eşliğinde söz konusu mezarın bulunduğu yerde yapılan kazı çalışması sonucunda bir insan iskeletine ulaşıldı. Baba Aslan, ağız ve diş yapısından iskeletin oğlu Murat Aslan’a ait olduğunu teşhis etti. Kemikler İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek anne ve babadan alınan DNA örnekleri ile karşılaştırıldı. Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre kemiklerin Murat Aslan’a ait olduğu ortaya çıktı. İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bu vakanın, binlerce kayıp ve faili meçhul cinayet olayının aydınlanmasına katkı sunması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.” dedi. Demokrasinin işlerlik kazanabilmesi için geçmişte bu şekilde suç işleyen devlet içi ve dışı bütün çete ve bireylerin ortaya çıkarılarak yargılanmalarını talep eden Demirtaş, “Adalet Bakanlığı kalemi bizi arayarak bilgi istedi. İnceleme başlatacaklarını düşünüyorum.” şeklinde konuştu. Demirtaş, Aygan’ın ifadelerinde adı geçen resmi ve gayri resmi görevli 24 zanlı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Bu konularla ilgili soruşturmalarda BM Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 1989 tarihli Hukuk Dışı, Keyfi ve Kısa yoldan İnfazların Etkili Biçimde Önlenmesi ve Soruşturulmasına Dair Prensipler’in uygulanmasını talep edeceğiz.” dedi. Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu ise, “Aygan’ın söylediklerinde kuşkular olabilirdi; ama bu mezar söylediklerinin doğru olduğunun açık bir ifadesidir.” İtirafçı olup Diyarbakır Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı’nda görev alan daha sonra da istifa ederek yurtdışına giden Aygan, Aslan’ın JİTEM tarafından kaçırıldığını söylemişti. Haber: Mithat Nebi - Osman Şengöz Kaynak: Zaman