BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Japonya'nın yeniden inşası nasıl finanse edilecek?

Deprem ve tsunami felaketleri ardından Japonya'nın zaten sorunlu olan ekonomisini daha neler bekliyor olabilir?

Abone ol

Japonya'da deprem ve tsunami felaketlerine olası bir nükleer sızıntı riskinin de eklenmesi ekonomik göstergeleri alt üst etti.

Japon firmalarının hisseleri bir gecede ortalama yüzde 6,2 değer kaybetti.

Japonya'nın dünya çapında tanınan bazı markalarına bakacak olursak, borsadaki değer kaybı bu oranında üzerinde. Sony hisseleri yüzde 9,1 oranında, Nissan yüzde 9,5; Toyota hisseleri ise yüzde 7 değer kaybına uğradı.

Elektrik hizmetinin kesintilerle belirli saatlere indirgendiği, fabrikalarında üretimin askıya alındığı ve nükleer kaza riskinin hararetle tartışıldığı Japonya'da zaten sıkıntılı bir dönemden geçen ekonominin geleceği şimdi iyice belirsizleşmiş durumda.

Japonya'nın en büyük yatırım bankası Nomura, doğal afetin etkilerinin Japon ekonomisinde bir iyileşmeyi yaklaşık 6 ay geciktireceğini tahmin ediyor.

Japonya'nın ekonomisi 2010'un son çeyreğinde küçülmüş; fakat aynı yılın önceki dönemlerinde güçlü büyüme kaydetmişti.

Depremden önceki tahminlerinde, Nomura Bankası, Japon ekonomisinde en son görülen küçülmeden 2011'in ikinci çeyreğinde çıkılacağını söylüyordu. Fakat şimdi, 2011'in sonlarına kadar beklenen ekonomik iyileşmenin sağlanamayacağı düşünülüyor.

Nomura, borsada yaşanan düşüşün de sınırlı kalacağını; hisse fiyatlarının ileriki günlerde çok keskin bir kayıp yaşamayacağını söylüyor.

Buna gerekçe olarak Nomura analistlerinin öne sürdüğü tez şu üç görüş üzerinde odaklanıyor:

A) Kobe depreminden sonra da sanayi üretimi ilk başta yavaşlamış, fakat kısa sürede toparlanılmıştı. B) Hükümet, felaketten etkilenen bölgelere mali yardım sunarak üretimi ayakta tutacaktır. C) Depremin para birimi yen'in değerinde keskin bir yükselmeye yol açması beklenmemektedir.

Merkez Bankası devrede

Buna ek olarak Japonya Merkez Bankası piyasalara toplam 266 milyar dolara yakın para pompalayarak devreye girdi.

Bankacılık sektörünü ayakta tutmak için atılan bu adım, Japonya Merkez Bankası'nın Lehman Brothers'ın çöküşü ardından piyasalara akıttığı likidite miktarını neredeyse beş kat geçiyor.

Uzmanlar Japonya için asıl tehlikeyi bono piyasasında görüyor. Japonya, sanayileşmiş ülkeler arasında gayri safi yurtiçi hasılasına oranla borçlanma yükü en yüksek olan ülke.

İMF, daha Japonya'yı deprem ve tsunami vurmadan önce, kamu borçlarının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 228'e ulaşacağını, 2012 yılında bu oranın yüzde 233'e dek çıkacağını tahmin ediyordu.

Şimdi Japon hükümetinin afet bölgesindeki yeniden inşa harcamaları da hesaba katılacak olursa, İMF'nin zaten yüksek olan tahminlerini daha da yukarı çekmek gerekecek.

İşte kredi derecelendirme kuruluşu Moodys'in pazartesi sabahı Japonya konusunda yayımladığı uyarı da bundan kaynaklanıyor.

Moody's, uluslararası piyasalarda Japonya'nın borçlarının altından kalkamaz duruma geldiği inancının yaygınlaşması halinde, bunun mali planda büyük bir felakete yol açabileceğini söyleyerek, depremin ardından bu olasılığa daha yakınlaşmış olabilecemizi kaydetti.

Fakat aynı zamanda gözlemciler, Japon ekonomisinin diğer ülkelere kıyasla dış sermayeye daha az bağımlı olduğuna dikkat çekerek, Tokyo hükümetinin geleneksel olarak yurtiçi kaynaklardan büyük miktarlarda borç bulabildiğini hatırlatıyor.