BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.958,31
HABER /  DÜNYA

James Bond filmi değil gerçek

Asıl adı Eli Cohen, Mossad ajanı. İsrail sayesinde Suriye'yi yendi. Peki Cohen neler biliyordu? Suriye'ye nasıl sızdı?

Abone ol

Mısır'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Eli Cohen, 4 yıl boyunca Suriye'den İsrail'e çok önemli bilgiler sızdırdı. İsrail'in 1967 savaşını kazanmasını sağladığına inanılan MOSSAD ajanı Cohen, Suriye'de suçüstü yakalandı ve idam edildi.

1965'te Suriye'de yakalanıp idam edilen Eli Cohen'in eşi Başbakan Erdoğan'a mesaj gönderdi: "Kemikleri barış için ilk adım olabilir. Suriye'nin ikna edilmesi için yardımınızı bekliyoruz...".

İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Türkiye ziyareti öncesinde dün önüne, 1965 yılında Şam'da yakalanarak idam edilen ünlü MOSSAD ajanı Eli Cohen'in eşi Nadia Cohen ve 61 yaşındaki kardeşi Abraham Cohen'den "acil randevu talebi" ulaştı.

Mısır'da başlayan öykü

Cohen, Suriye'nin Halep şehrinden göç eden Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Mısır'ın İskenderiye şehrinde dünyaya geldi. Yahudi geleneklerine göre eğitim alan Cohen ve ailesi bu ülkedeki Yahudi cemaati içinde tanınıyor ve aktif faaliyetlerde yer alıyordu. İyi bir eğitim alan Cohen'in ailesi 1949 yılında İsrail'e geri döndü.

29 yaşında MOSSAD'a profesyonel ajan olmak için başvuran Cohen tam iki defa reddedildi. Hatta Cohen düzenli hizmet için yapılan elemelere dahi girmeye hak kazanamamıştı. Cohen için düzenlenen MOSSAD raporunda yapılan testlerde Cohen'in "yüksek zeka ve hafızaya sahip, sır tutmayı bilen bir kişi" olduğu ancak tehlikeyi doğru olarak tespit etme yeteneği ve riski yüksek olan hareketler içine girmesi konusunda şüpheler bulunduğu belirtilmişti. Cohen MOSSAD tarafından reddedilmesinin ardından evlendi ve bir muhasebeci olarak çalışmaya başladı.

Dosyalar raflardan inince

1960 yılında MOSSAD yetkilileri Arap ülkelerinde çalışabilecek ajanlar bulmak için ellerindeki dosyaları bir kez daha gözden geçirmek durumunda kaldı. Cohen'in özellikleri bir Arap ülkesinde İsrail adına çalışması için neredeyse bire birdi. Bir Arap ülkesinde doğan Cohen çok iyi derecede Arapça biliyor, Arap kültürünü iyi tanıyor ve fiziksel olarak da tam bir Arapa benziyordu. MOSSAD ajanları Cohen'i işe almaya karar vermişlerdi.

Casusluk eğitiminde geçen Cohen'e yepyeni bir kimlik verildi. O artık Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te Suriyeli başarılı bir tekstilci olan Emin Taybet ve Sadia İbrahim'in zengin işadamı oğulları Kemal Emin Taybet'ti.

Eşinin bile haberi yoktu

Baas'a yakın isimlerle Buenos Aires'te iyi ilişkiler kurdu. 1961 yılında İsrail'in daha sonra Devlet Başkanı olan dönemin Askeri İstihbarat Şefi Chaim Herzog, Cohen'in bir ajan olarak çalışmasına izin veren belgeyi imzaladı. Bundan kısa bir süre sonra Cohen ya da yeni adıyla Kemal Emin Taybet kimliğini tanıtmak için Arjantin'e uçtu. Havaalanında kendisini uğurlayan eşi dahi Cohen'in nereye ve ne görevle gideceği ve orada ne kadar kalacağı konusunda hiçbir bilgi sahibi değildi.

Şam stratejisi belirlendi

Kısa bir süre içerisinde Arjantin'deki Suriyeliler içerisinde kendini kabul ettirmeyi başaran Cohen, birçok Suriyeli diplomat ve askeri yetkiliyle yakın ilişkiler kurdu.

Cohen buradaki Suriyeli yetkililerden ülkesine dönmesi ve yatırımlarına orada devam etmesi için sayısız teklif alıyordu. Bu teklifler şüphesiz ki operasyonun ulaşmak istediği doğrultudaydı.

Bilgiler İsrail'e nasıl ulaşacaktı?

1961 yılının sonlarında İsrail'e kısa bir süreliğine dönen Cohen, burada Suriye'de bulunduğu sürede toplayacağı bilgileri nasıl Tel Aviv'e aktaracağı ve Şam'da nasıl bir strateji izleyeceği konusunda eğitim aldı.

Bu süreçte Suriye'de Baas Partisi giderek etkinlik kazanıyordu. Baas'a yakın isimlerle Buenos Aires'te iyi ilişkiler kuran Cohen, 1962 yılının Şubat ayında Şam'a, kendi "anayurduna" döndü.

Burada Şam'ın yüksek sosyetesi içine karışan Cohen yeni kimliği ile çok saygın bir kişi konumuna geldi. Baas Partisi'nin birçok yetkilisini evinde düzenlediği partilerde ağırlayan ve iyi bir iş sahibi olan Cohen odasında sakladığı bir radyo vericisi aracılığıyla elde ettiği bilgileri MOSSAD'a geçiyordu.

MOSSAD'ın gözbebeği

Cohen'ın Şam'daki en yakın arkadaşlarından biri de Enformasyon Bakanlığı'nda üst düzey bir yetkili olan George Saif'ti. Saif'in en güvendiği isimlerden biri haline gelmeyi başaran Cohen bu yolla İsrail için hayati olan birçok bilgiye ulaşabiliyordu.

Cohen için diğer önemli bilgi kaynağı da İsrail'e karşı askeri planlar konusunda verdiği partilerde açıkça konuşan Baas Partisi yetkilileriydi. 1963 yılında Baas Partisi'nin iktidara gelmesi ile Cohen'ın şam'daki etkinliği ve bilgi kaynaklarına ulaşabilme yeteneği oldukça gelişmişti. Eskiden tanıdığı çok sayıda kişinin kritik hükümet görevlerine gelmesinin ardından Cohen MOSSAD'ın gözbebeği haline geldi.

Cohen sadece Baas yetkililerinden bilgi almıyordu tabii ki. Sosyete içerisinde çok sayıda yasak ilişki yaşayan Cohen, Baas yetkililerinin eşlerinden de bilgi sızdırıyordu. MOSSAD bu yasak ilişkilerin bir kriz durumunda Cohen'in Suriye'den çıkması için de faydalı olabileceğini düşünüyordu.

Cohen'in elindeki önemli bilgi

Cohen, 1963 yılında İsrail'e önemli bir bilgi geçti. Bu bilgi Suriye'nin İsrail için hayati önem taşıyan bir su kaynağı olan Ürdün nehrinin yatağının değiştirilmesi planıydı.

Bu plan için kullanılacak ekipmanlarının yerlerini İsrail'e bildiren Cohen, böylece 1964 yılında İsrail uçaklarının bir bombardımanla tüm ekipmanı yok etmesini sağladı.

Çok önemli askeri bilgiler de gönderiliyordu

Cohen'in Suriye'deki en büyük başarısı ise o dönemde Şam idaresinin elinde bulunan Golan Tepeleri ve İsrail sınırında konuşlanan askeri bölgeleri ziyaret etmesiydi. Burada yakın ilişkileri sayesinde tüm bölgeyi gezen Cohen İsrail'e karşı yapılan tüm askeri hazırlıkları, tank pusularını ve lojistik yollarını MOSSAD'a iletti.

Suriyeli yetkililer Cohen'e o kadar güveniyordu ki onun sınır boyunca sayısız fotoğraf çekmesine de izin verdi. İstihbarat çalışmalarındaki bu kolaylık biraz daha açık hareket etmesine de neden oldu. Günde iki defa İsrail'le bağlantı kuran Cohen artık daha açık hareket ederek uzun uzun konuşuyordu.

Moskova'dan yardım

Suriyeli yetkililerin, ülkeden İsrail'e çok ciddi istihbarat bilgilerinin aktığını anlaması uzun süre almadı. Bilginin nereden sızdığını ortaya çıkarmak isteyen Baas rejimi Sovyetlerden tecrübeli güvenlik uzmanları getirtmiş ve bu uzmanlar da yüksek hassasiyetli aletlerle başkentte araştırmalara başlamıştı.

Çok geçmeden Suriye istihbaratı İsrail'le iletişim kurulan evi belirlemişti. Bu ev Kemal Emin Taybet'in yani Eli Cohen'in eviydi. 1965 yılının Ocak ayında İsrail ile yapılan bir görüşmenin ortasında Suriye istihbaratı evi bastı ve Cohen'i tutukladı. Cohen'i tutuklayan isim ise Baas yetkilileri arasında kendisi ile yıldızı bir türlü uyuşmayan Suriye istihbaratının şefi Albay Ahmed Südani'ydi.

'Casusların tanrısı'

İsrail ordusu 1967 savaşında stratejik öneme sahip olan ve Suriyeliler tarafından "ele geçirilmesi imkansız" olarak nitelendirilen Golan Tepeleri'ni Cohen'in verdiği istihbaratlar sayesinde 2 gün gibi kısa bir sürede ele geçirdi.

İsrail ordusunun yine tüm cephelerde Suriye ordusuna sağladığı üstünlük yine İsrailli askeri uzmanlar tarafından hep Cohen'in sağladığı istihbarat bilgilerine bağlandı. 4 sene gibi kısa bir süre içerisinde büyük başarı sağlayan ve "Casusların Tanrısı" olarak nitelendirilen Cohen'in hikayesi Bond filmleri kadar görkemli olmasa da "Şam'daki Adamımız" adlı bir filmle beyazperdeye de aktarıldı.

Cesedi 6 saat Şam'da asılı kaldı

Suçüstü yakalanan Cohen sorgusunda hiç konuşmadı. Mahkemesi kapalı olarak yapıldı ve 18 Mayıs 1965 tarihinde asılarak idam edildi. İdam görüntüleri Suriye Devlet Televizyonu'ndan canlı yayınlandı ve Cohen'in boynuna İsrail karşıtı bir metnin asıldığı cesedi 6 saat şam'ın en işlek meydanında asılı kaldı.

Cohen daha sonra bilinmeyen bir yere gömüldü. Birçok dünya lideri, hatırlı kişiler ve hatta Papa dahi Cohen'in idamını önlemeye çalışmıştı. Ancak başından beri güvendiği bir ismin İsrail casusu çıkmasının ardından onuru ciddi anlamda zedelenen Baas Partisi geri adım atmadı.