BIST 8.638
DOLAR 34,35
EURO 37,43
ALTIN 3.023,75
HABER /  GÜNCEL

İzmir'de 22 yıl önce işlenen cinayet aydınlatıldı

İZMİR'in Bayraklı ilçesinde 1995 yılında işlenen cinayetin zanlıları oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan tutuklu sanıklar tahliye edildi

Abone ol

İzmir'in Bayraklı ilçesinde 22 yıl önce işlenen cinayetin zanlıları oldukları gerekçesiyle haklarında 20 yıldan ağırlaştırmış müebbete kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu üç sanık, ilk duruşmada tahliye edildi.

İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar, öldürülen kadının oğlu T.Ş.Y. ile taraf avukatları hazır bulundu.

Öldürülen kadının babası sanık Ferzende Tunçdede, aleyhine olan ifadeleri kabul etmediğini belirterek kızı Aynur Tunçdede'nin eşiyle problemi olduğundan yanlarında kaldığını, olay günü kayınbiraderinin kızını alarak konuşmaya götürdüğünü belirtti.

Sanık Tunçdede, "Kızımın dayısı İbrahim Halil Akın, geri döndüğünde tek başına ve telaşlıydı. Kızımı öldürdüğünü söyledi. İbrahim ile birlikte olay yerine gittiğimde yerde cansız şekilde yatıyordu. Yerde boş bira şişelerinin olduğunu gördüm. Alkolün etkisiyle İbrahim'in kızımı öldürdüğünü düşündüm. Etnik kökenimiz nedeniyle 'kan davası çıkar' diye kendisinden şikayetçi olmadım." savunması yaptı. 

Evin önünde çukur kazdıktan sonra, kızının cesedini elbiseleriyle oraya gömdüğünü, cesedin üç yıl aynı yerde kaldığını anlatan sanık Tunçdede, "Evden taşınırken çukuru kazıp, onu kaybettiğimi düşünerek 'hiç olmazsa kızımın kemikleri bana' kalsın diye bir kutuya koydum." dedi.

Öldürülen kadının annesi Mevlüde Tunçdede ise olayın töre cinayeti olduğuna ilişkin iddiaları reddettiğini, 1995'te eşinin bilgilendirmesiyle olaydan haberdar olduğunu ve kendinden geçtiğini söyleyerek "Kemiklerin bulunduğu kutuyu eşim bana verdi. İçinde değerli bir şey olduğunu ve iyi saklamamı istedi. Daha sonra bana içinde kızımın kemiklerinin olduğunu söyledi. Ancak bakmadım. Suçsuzum." ifadelerini kullandı.

NASIL ÖLDÜRDÜĞÜMÜ HATIRLAMIYORUM

Öldürülen kadının dayısı İbrahim Halil Akın, olay günü yeğeninin önceden alkol aldığını kaydederek "Babasından dayak yemişti, kendisine acıdım. Maksadım onu sakinleştirip eve götürmekti. Daha sonra birlikte içmeye başladık. Daha sonra orada sızmıştık. Uyandığımda hareketsiz yatıyordu. Nasıl öldürdüğümü hatırlamıyorum." dedi.

Öldürülen kadının oğlu T.Y.Ş, sadece sanık Akın'dan şikayetçi olduğunu mahkeme başkanına iletti.

Mahkeme heyeti, sanıkların suç işledikleri tarih itibarıyla 2000 yılında çıkarılan 4616 sayılı "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunu"ndan yararlanmaları gerektiğini gerekçe göstererek yurt dışı çıkış yasağı uygulanarak tahliye edilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

OLAY

Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) yapılan "Aynur Tunçdede'nin öldürülmüş olabileceği ve ailesinin bu durumu gizleyebileceği" yönündeki ihbar üzerine çalışma başlatan İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri, öldürülen kadının babası Ferzende (76) ve annesi Mevlüde Tunçdede'nin (67) yaşadığı Menemen ilçesindeki evinde geçen yıl eylül ayında yaptığı aramada, kilerde karton bir kutunun içindeki poşette, insana ait kemik parçaları ele geçirmişti.

Polis, ayrıca Aynur Tunçdede'nin ilk gömüldüğü evin bahçesinde yaptığı aramada ise cesede ait bazı kemik parçaları bulmuştu. Baba ile gözaltına alınan anne, kızının, kardeşi İbrahim Halil Akın tarafından boğularak öldürdüğünü itiraf etmişti. Şüpheliler Mevlüde ve Ferzende Tunçdede ile İbrahim Halil Akın tutuklanmıştı.

Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı, hazırladığı iddianamede, İbrahim Halil Akın hakkında "kasten öldürme" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet, Ferzende Tunçdede ve Mevlüde Tunçdede hakkında ise "kasten öldürmeye azmettirme" suçlamalarıyla 25 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.