İzmir Mitingi bize ne anlatıyor?
Seçim çalışmalarını yerinde takip etmek için 4 gündür İzmir'deyim. Daha önce günübirlik geldiğim için pek fikir sahibi olamamıştım. Bu kez epey yer dolaştım, pek çok kişiyle konuşma şansı buldum.
Seçim çalışmalarını yerinde takip etmek için 4 gündür
İzmir'deyim. Daha önce günübirlik geldiğim için pek fikir sahibi
olamamıştım. Bu kez epey yer dolaştım, pek çok kişiyle konuşma
şansı buldum.
Doğrusunu isterseniz Yılmaz Özdil'in hemen her yazısında cennetten
bir bahçe gibi olarak anlattığı İzmir'i arıyorum 4 gündür!
Bizim mahallede Tuncay abi "Senin karın çok
çirkin" diyenlere, "Evladım her gece içmemiz
boşuna mı? İki kadeh çekince kadın Adriana Lima'ya
dönüşüyor" diyordu.
Yılmaz Özdil'in bahsettiği İzmir de meğer Kordon'dan ibaretmiş!
İki duble devirdin mi New York İzmir'in eline su dökemez hale
geliyor demek ki...
Karayoluyla İzmir'e geldiğim için, araba resmen leş gibiydi.
Yıkamacıya götürdüm haliyle. Mümkün olsa tükürerek silecek!
"Yahu kardeş derdin ne senin, su mu yok?" dedim.
Sırıtarak, "Abi çok su sıkınca yollar göl oluyor"
diye dalga geçti adam iyi mi!
Burada öğrendim ki, Türkiye'nin 81 ili içinde "yağmur
yağmasın" diye dua eden tek il İzmir. Haksız da değiller
hani... Biraz çiseledi mi, koca şehir denize komşu göl halini
alıyor!
Dedim ya, epey kişiyle konuştum.
Belli bir kesimin kafası karışık. Bir yanda cumhuriyet tarihinin en
başarılı ulaştırma bakanı. Seçilse İzmir için eşi benzeri
görülmemiş bir şans olacak. Ama diğer yanda CHP var, vazgeçmek
istemiyor. Öyle kişiler gördüm ki, değil Binali Yıldırım, Atatürk
gelip AK Parti'den aday olsa, yine oy vermez.
O derece!
Binali Yıldırım inanılmaz bir şekilde karşılık buluyor burada.
Anketler farkın kapandığını gösteriyor. Yıldırım'ı avantajlı duruma
getiren iki neden var. Birincisi hizmet adamı olması,
ikincisi kirli dil kullanmaması...
Mesela Aziz Kocaoğlu, "Namuslu olana oy verin"
diyerek bir kampanya başlatmış. Kampanya CHP'nin ama Binali
Yıldırım da bu kampanyayı destekliyor, Kocaoğlu'na da hak
veriyor!
Ama çarpıcı bir farkla!
"Evet namuslu olana oy verin. Ama bizim coğrafyamızda söz
ağızdan çıkıyorsa namustur. 10 yıldır 3 kilometrelik metroyu
bitiremeyen, 2005'en beri arızalanan teleferiği tamir edemeyen
adamın sözüne de ne kadar itibar edilir?" diye
soruyor.
Binali Yıldırım bir şeyin daha altını net olarak çiziyor.
Kendisine, "İzmir'i kaybederseniz Ulaştırma Bakanlığı
görevine dönecek misiniz?" sorusuna verdiği cevap çok
anlamlı:
"Ben o sayfayı kapattım. Benim Ankara'ya dönüş biletim
yok!. En büyük hayalim İzmir'e hizmet etmek. İzmirlilere
güveniyorum, beni hizmetçi olarak seçecekler" diyor.
Neyse...
Lafı fazla uzatmadan dünkü mitinge geleyim.
Polis, esnaf, ve sokaktaki insanlar hep bir ağızdan aynı şeyi
söylüyor: "Burada Cumhuriyet mitingleri oldu. Baykal'ın
devasa mitinglerini gördük. Bahçeli'nin bayraklı mitingini izledik.
Böyle kalabalık görmedik" diyordu anlaşmışçasına...
Dün mahşeri kalabalığın olduğu meydandaydım. Detaylarına fazlasıyla
girmeyeceğim çünkü eminim ki hepiniz ekranlardan izlemişsinizdir.
Mitingden sonra gazetelere ve sosyal medyaya internetten şöyle bir
göz atayım dedim.
Vay anam vay!
Cumhuriyet mitinglerinde benzeri kalabalığa 1 milyon diyen süper
zekalar, "Saydım, orada toplam 50 bin kişi var"
demiş. Sayı konusunda gülünç duruma düşmek istemeyen diğer
akıllılar da, "Yok diğer şehirlerden otobüslerle insan
taşındı", "Yok kalabalık montaj" diyerek
bir sürü saçmalık üfürüyordu.
Zaten hep böyle olur!
İzmir'de miting olur "Aydın'dan getirdi" derler,
Aydın'da olur Denizli'den, Denizli'de olur Isparta'dan, Isparta'da
olur Konya'dan, Konya'da olur Mersinden, Mersin'de olur Antalya'dan
bindirilmiş kıtalar getirildiğini iddia ederler. "Abi
gözlerimle gördüm. Arap yarımadasından otobüsle insan taşındı.
Kıbrıs'tan gemilerle geldiler" diyen bıngıldak kafaya bile
inanan çıkar
Sonra ne mi olur?
Seçim öncesi "Toplama kalabalık" diyenler, seçim
sonrası yüzde 50'yi görünce, "Seçime hile karıştı. Ölülere
oy kullandırıldı" demeye başlarlar. Baktılar bu
da olmuyor, sonucu kabullenir, bu seferde oy verenlere hakaret
ederler.
Dün "Toplama kalabalık" diyenleri takip ettim.
"Şehir dışından 300 otobüs geldi" diye yaygara
koparıyorlardı.
Hadi diyelim ki doğru! Hatta diyelim ki, 300 değil, 1000 otobüs
dolusu insan İzmir'e getirildi. Gerçi AK Parti'nin duble yolları
bile bu trafiği kaldıramaz ama hadi diyelim ki oldu! Basit bir
hesap yapacak olursak, her bir otobüs 50 kişi alıyor. Toplasan 50
bin kişi ediyor.
E be geri zekalı kardeşim!
Polisin resmi kayıtlarına göre sadece miting alanına 254 bin
kişi giriş yapmış. Miting alanını gösteren kamera kayıtlarını
açıp tekrar izle. Bariyerlerin arkasında kalan bir hat var ve o hat
tüm sahili kaplamış. Yani neredeyse 100 bin kişi de orada var.
De hadi onları da senin hatırın için yok sayalım.
50 bin kişi otobüslerle taşındıysa geride kalan 200 bin kişi kinder
sürpriz yumurtadan mı çıktı? Adam diyor ki, "Manisa'dan
onbinlerce insan İzmir'e taşındı."
"Nereden duydun?" diyorsun, anlatmaya başlıyor:
"Bende bi arkadaşımdan duydum. Onada bacanağı söylemiş.
Bacanağı da asker arkadaşından öğrenmiş. Ona da halaoğlu
soylemiş"
Dikkat buyurun!
Erdoğan Manisa'daki mitingi tamamlar tamamlamaz helikopterle
İzmir'e geliyor. Ama nasıl oluyorsa, Manisa'dan otobüsle taşınanlar
Erdoğan'dan önce miting alanına doluşuyor!
Oysa ortada basit bir gerçek var.
Bir önceki yerel seçimde, yani 2009 yılında AK Parti adına yarışan
Taha Aksay İzmir'de 600 bin oy almış. Bir sonraki genel seçimlerde
ise AK Parti'ye oy verenlerin sayısı 924 bin civarında. CHP yüzde
43, AK Parti yüzde 37 civarında oy almış. Binali Yıldırım faktörünü
hesaplarsak bu seçimde bir milyonun çok üzerinde oy alınacağı
kesin... Yani dün toplanan kalabalık, AK Parti seçmeninin 5'te
birine tekabül ediyor!
Aslında bunlara hiç gerek yok.
Anketlerin en gerçekçisi 30 Mart'ta yapılacak nasıl olsa... Normal
insan ömrü 60 yıl desek, İzmirli bugüne kadar hizmet yüzü görmemiş.
60 yaşına gelen rahat bir hayat süremeden bir ideoloji uğruna ölüp
gidiyor. Düşünün ki CHP'li aday, "park olan yere park
yapacağını vadediyor" ve tekrar oy alabiliyor bu
kentte..
Yazının başında da söyledim.
Binali Yıldırım gerek çalışmalarıyla ve gerek açıkladığı 1414
projesiyle taraflı tarafsız herkese parmak ısırtıyor. Ben şu ana
kadar Aziz Kocaoğlu'nu henüz ortalıkta görmedim.
Anlaşılan o ki CHP'li yöneticiler, seçmenin yine ideoloji
saplantısıyla kendisine oy vereceğine kesin gözüyle bakıyor,
"İzmir bizim kalemiz ve asla düşmez" diyerek
projesiz plansız kazanacağına inanıyor.
Benden uyarması!
İzmir CHP'nin kalesi olabilir ama şu aralar sahadaki savunmasız
kaleden farksız. Binali Yıldırım o kaleye tarihi bir gol atarsa,
kimse şaşırmasın!