İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin 2. olağanüstü kurultayında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Akşener, "Şimdi, yeni sisteminin sonuçlarını hep birlikte, acı acı yaşamaya başladık. Türkiye bu çılgınlığa son vermeli diyoruz. Devlet kurumları daha fazla yıpranmadan, bu yanlış yoldan dönülmeli diyoruz. Ekonominin canlanması imkansız " diye konuştu.
Abone olİYİ Parti'nin olağanüstü kurultayını gerçekleştirdi.Akşener, kurultayda açılış konuşmasını yaptı. Kurultaya MHP ve HDP davet edilmedi. Kurultayda Genel İdare Kurulu ve MDK için seçim yapıldı.
Saat 10.00’da başlayan kongrede Meral Akşener ile ilgili kısa film gösterildi ve “Sen sona yaklaşırken ben daha yeni başlıyorum” mesajı verildi. Kurultay'da tek başkan adayı olan Meral Akşener yeniden başkan seçildi. Akşener oylama öncesinde bir konuşma yaptı.İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in konuşmasında satırbaşları:
Bugün buradayız.Milletin Meclisi’ndeki sayımız belli.Ama yarın, evet yarın mutlaka, iktidarda olacağız. Fakat o gün bir şeyi asla yapmayacağız. Nereden ve nasıl geldiğimizi unutmayacağız.
NASIL AYAKTA KALDIĞIMIZI UNUTMAYACAĞIZ: Bir zamanlar, iyi niyetimize, vatan sevgimize, yüksek ahlakımız ve hasletlerimize rağmen, nasıl zulme uğradığımızı unutmayacağız. O gün de, bir zaman nasıl zayıf düşürüldüğümüzü, yokluklar içinde bir araya gelip, kardeşliğe, yoldaşlığa sığınarak, nasıl ayakta kaldığımızı unutmayacağız. Allah’ın izni, milletimizin teveccühüyle, o gün geldiğinde; Memleketin evlatlarının, şehirleri zapteden militanlarca, üniversitelerde nasıl güpegündüz öldürüldüğünü unutmayacağız. Çözüm süreci denen o lanetli günlerde mağdur olan yaşam ve eğitim hakkı gasp edilen gençlerimizi unutmayacağız!
KİMSEYE ZAFER GARANTİSİ VERMEDİK: Kimseye, zafer garantisi falan da vermedik.Mesele inanmaksa, mesele iddialı olmaksa, işte yine söylüyorum: Başaracağız, başaracağız, başaracağız! Evet bir iddia koyduk ortaya, seçimlere öyle girdik. Meclise girmiş olan bütün partiler oy kaybettikleri halde, kendilerini başarılı ilan ettiler. Biz ise,50 yıllık partiler kadar oy almamıza rağmen, iddiamızla sınanmayı esas aldık, sorumluluğu üstlenerek çekildik. Meşhur sözdür, bilirsiniz: “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.” ‘Kendi partimde ihtilaf konusu olmaktansa, noktayı koyarım’ dedim.
KAPIMI ÖRTER OTURURUM DEDİM: ‘Fitneye sebep olmaktansa, örter kapımı otururum’ dedim. ‘Çekildim, İzzet ü ikbal ile bab-ı siyasetten’ dedim. Türkiye’ye yakıştırdığımız demokrasi anlayışımız da,şahsi prensiplerim de bunu gerektiriyordu. Allah şahittir ki, meselenin altı da budur, üstü de budur. Önü de budur, ardı da budur. O andan sonra ise içinde yer almadığım ve asla müdahil olmadığım bir süreç yaşandı. İYİ Parti camiası, kararımın hilafına ortaya bir irade koydu, ısrarcı oldu.
KARARINIZA TESLİM OLDUM: Veda niyetine ‘ben sizi çok sevdim be’ demiştim. Bu sözümü alıp elimi ayağımı bağlayan bir hamleye çevirdiniz: 'Biz de seni çok sevdik be’ dediniz. Kararınıza teslim oldum. Görev, töre gereğidir. Töre konuştu, Han sustu. İradenize boyun eğdim.Gel dediniz, geldim. Bilinsin isterim ki; Aklımızı karartacak hırslarımız yok bizim. Kariyer planlamasıyla, siyaset yapmıyoruz. ‘Kazanmak için gerekirse papaz cüppesi giyerim’ diyenlerden de değiliz. Dik dururuz, düz yürürüz, hak söyleriz. Zira biliriz ki, bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir. Ne kazanınca vicdanımızı kaybederiz, ne de kaybedince vakarımızı. Kuralsızlığını bilerek girdiğimiz bir yarışın sonunda, mızmızlanmayız. Dedikoducunun dedikodusundan, yılmayız. Her ne olacaksak, adam gibi oluruz. Olmayacaksak da olmayız.
ŞİMDİ YENİDEN BİSMİLALH DİYORUZ: Hakkımızda ne hayırlıysa, Rabbim onu nasip etsin. Rabbim, beni size karşı mahcup etmesin. Allah, eksikliğinizi göstermesin. Şimdi sizlere soruyorum; Eteğinde taş kalmış olan var mı? ‘Şunu da söyleseydim’ diye, içinde ukde kalmış olan var mı? Tekrar soruyorum;Var mı? Öyleyse, Nerde kalmıştık? Şimdi yeniden Bismillah diyor muyuz?
SİZLERE KOLAY BİR BAŞARI VADETMİYORUM: ‘Sizlere kolay bir başarı vadetmiyorum. Sabaha iktidar umanlar, bizimle yola çıkmasın. Yolumuz uzun ve çetin.Bu yolda karşınıza menfaat teklifleri, tehditler ve daha bir yığın engel çıkacak. Bu çetin fakat kutlu yolu, yufka yüreklilerle, korkaklarla, hesapçılarla yürüyemeyiz. Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar katılsın kafilemize.Biliniz ki, varlığımız çok anlamlıdır.. Ve bunu daha da anlamlı kılacak olan, gerçeği görüyor olmamızdır..
BİR MİLLETİN KADERİ BİR ADAMIN HEVESLERİNE TERK EDİLEMEZ: Yarın, ruz-u mahşerde karşılaştığımızda,toprağımızı kanıyla sulayanlar, mukaddesatımızı, hürriyetimizi müdafaa için, canlarını verenler, biz bu yurtta özgür, şerefli, mutlu yaşayalım diye, hayatını vakfedenler, yüzümüze tükürmezler mi? Bir milletin kaderi, bir adamın heveslerine, iki dudağından çıkacak keyfi kararlara ve onun dalkavuklarına terk edilemez. Bu bereketli topraklarda çok şey yetişir evet;ama, en iyi de insan yetişir insan! Yetişmiş milyonlarımız, o milyonların, onları yetiştiren memlekete katacakları varken; bir adamın ve yakınlarının keyfi olsun diye, bahtımız, onlara emanet edilemez. Bu memleket hepimizindir..Bu memleket, kimsenin babasının, yahut kayınbabasının malı, tepe tepe kullanacağı arpalığı değildir.
NEYE İNANIYORSA ONU SÖYLEYECEĞİZ: Bu konumuyla, İYİ Parti, siyasi hayatın yaşam odasıdır .İYİ Parti gelince, kendini vazgeçilmez, yıkılmaz, yenilmez zanneden iktidar, stepneye muhtaç hale gelmiştir. İYİ Parti gelince, iktidarla dalaşmaktan başka politikası olmayanlar,sadece bu kısır kavgadan beslenenler,kendini vazgeçilmez, iktidara karşı tek ve kale zannedenler, silkelenmek zorunda kalmıştır. İYİ Partiİ ile, siyaset yeniden başlamıştır. Her türlü engelleme çabasına, imha gayretine rağmen, İYİ Parti, ayağını sağlam basıp, dimdik duracağı bir alan kazanmıştır.Sorumluluğumuzu, yükümlülüğümüzü arttıran %10 oy, İYİ Parti’nin sıçrama tahtasıdır.Biz, kınayanların kınamasına aldırmadan, siyaset yapacağız. Neye inanıyorsak, onu söyleyeceğiz. Doğru bildiğimiz ne varsa, sonuna kadar savunacağız. Yanlış saydığımız ne varsa, eğilip bükülmeden, karşısında duracağız.İçten dıştan hiza almayacak, yalnızca büyük Türk Milletiyle hizalanacağız.
İYİ PARTİ AKTARMA İSTASYONU DEĞİL: İYİ Parti bir aktarma istasyonu değildir.İYİ Parti, emanet kabulcüsü hiç değildir. Bir hışımla evden kaçıp, sonra da köşe başından kapıyı gözleyen, pişmanlar değiliz. Birileri kendi hayal dünyalarında, bizi imtihan ediyormuş. O birilerinin kimler olduğunu, gayet iyi biliyorsunuz. Kimin imtihan edildiğini ve saray muhafızlığına hem de kadrolu yazıldığını, biliyoruz. Bugün, kasıla kasıla oturdukları ‘saray yancılığı koltuğunda’, dün, apo’nun, FETÖ’nün oturduğunu da biliyoruz. Bunlar öyle insanlar ki. Uzattığın eli dahi, bir gün sonra fitneye dönüştürmeye kalkacak kadar izansızlar. ’İlkeye sadakatin olmadığı yerde, kişiye itaat olmaz’ düsturuyla, duruşumuzu kimselere, meze ettirmeyiz! İYİ Parti’nin varlık gerekçesi, birilerinin yaptıkları ya da yapmadıkları değildir. İYİ Parti’nin varlık gerekçesi, Türk’e ve Türkiye’ye dair hissettikleridir. Durduğumuz yeri göstermek için, birilerinin pozisyonuna atıf yapmaya gerek duymuyoruz. Milletin git dediği yere gideriz, ol dediği yerde oluruz, dur dediği yerde de dururuz. İYİ Parti, kalbi ve hasbi siyaset yapar. Propaganda uğruna hakikati ters yüz etmez. Yalana, tenezzül etmez. Zulme, gerdan kırmaz. Korkuya, boyun eğmez. İftirayla gerilemez. İYİ Parti, Türk Milletinin vicdanıdır, sonuç gözetmeden de hep öyle kalacaktır. Biz, bugüne kadar duyulmamış bir söz söylemek peşinde değiliz. Kimsenin aklına gelmeyenler, bizim aklımıza geliyor değil. Şapkadan, tavşan çıkarmayacağız. Sihirli değneğimiz de yok.Ama, kalpten söylenen her sözün, tesir edeceğini biliyoruz. Dert edinerek yapılan her eleştirinin, karşılık bulacağını biliyoruz.İnanarak atılan her adımın, sonuç alacağını biliyoruz.
KİMSENİN AĞZINA BAKACAK DEĞİLİZ: Selim kalpler ülkeye baktığında ne görüyorsa, onu söylüyoruz.Selim akıllar ülke için ne öneriyorsa, onu yapalım diyoruz. İYİ Parti, bunun için var, iyi ki var. Gelecek hayallerini Türkiye üzerine kuran, her hal ve şartta birlikte yaşama iradesini beyan eden kim varsa, müstakbel bir İYİ Partilidir. Milletimize bakışımız budur. Cumhuriyetçilik de, demokratlık da, muhafazakarlık da, milliyetçilik de bizimdir. Bu başlıklara dair söz söylerken, kimsenin ağzına bakacak değiliz. Bir kıyamet sahnesinden çıkıp, kurduğumuz cumhuriyetimizin, siyasete azık edilmesine, izin vermeyeceğiz. Darağaçlarına çekilmiş demokratlığın, tek adamlık trenine, vagon yapılmasına izin vermeyeceğiz.Türkün, bayrağı olmuş mukaddesatımızın, din bezirganlarının katığı olmasına, izin vermeyeceğiz.
İYİ Parti'de Meral Akşener yeniden genel başkan seçildi
GÖREVE HAZIR OLUN: Türk Milleti’nin vereceği göreve hazır olun. Çünkü, mevcut siyasi ve ekonomik tablonun sürdürülebilmesi, mümkün değil. Bakın, daha bir ay dolmadan, Türkiye’ye dayattıkları tek adam rejiminin, acı meyveleri düşmeye başladı.Ekonomi tepetaklak oldu. Hukuk yerle bir. Dış politika fiyasko. Devlet darmadağın. Anayasa’nın askıya alındığı, bir süreçten geçiyoruz. Anlaşılıyor ki, Tayyip Bey’in gönlündeki sistem, komünist idarelerin politbüro sistemidir. OHAL, olağan hal oldu. Valiler, Ak Parti il başkanı olarak görevlendirildi.Galiba, ‘Milletin Adamı’nın içine, bir führer kaçtı. Millete sürekli dört parmağını sallayan Tayyip Bey, artık beşinci parmağını da açmıştır: Dili,tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet derken, ruhu tek adam, tek adam diyor. Değerli arkadaşlar, Biz, ‘cihadın en üstünü, zalim idareciye karşı hakkı söylemektir’ buyuran, hazreti peygamberin yolundayız.Muhalefet ölçümüz, ne pahasına olursa olsun, hakkı söylemektir.
HÜKÜMETE SERT SÖZLER: Buradan sesleniyorum; Sayın Erdoğan,, sonda söyleyeceğimi şimdi hemen başta söyleyeyim: Adaletsizsin!, Basiretsizsin!, Kifayetsizsin! Hem aldanıyorsun, hem aldatıyorsun. Kullanışlı müttefikinle ülkeyi içine sürüklediğin, hale bir bak. ‘Tek adamlığı verirseniz, Türkiye uçacak’ dedin. Millet verdi. Döviz, faiz, enflasyon uçtu.
EKONOMİNİN CANLANMASI İMKANSIZ: Borç, işsizlik, cari açık uçtu. ’24 Haziran’da seçilirsem, her şeyi düzelteceğim’ dedin. Seçildin, daha beter hale getirdin. Beş bin yıllık devletin hazinesini, maliyesini, FETÖ okulundan yetişmiş Damad Berat'a, teslim ettin. Sizin lale devriniz başladı ama, milletin ekmeği küçüldü, öğünü eksildi. O kadar hukuksuz, güvensiz bir ortam oluşturdun ki, ekonominin canlanması imkânsız. Kendi kendine kurduğun ekonomi teorileri, memleketi batırmak üzere.’Ben ekonomistim’ diyorsun. Sen ekonomist değilsin, Muhterem. Sen, ‘ekonomik boy bir Muhterissin!’
TÜRKİYE EKONOMİSİ ÇIKMAZ SOKAĞA GİRDİ: Üzülerek söylüyorum ki, Türkiye ekonomisi, iktidarın uyguladığı yanlış politikalarla, çıkmaz sokağa girdi..Ve, sokağın sonu yaklaşıyor. Bugün, “bize oyun oynuyorlar” diye suçladıkları batılı ülkelerden, yıllar boyunca alınan borçlar, üretime, ihracata değil, ithalat ağırlıklı tüketime, inşaata harcandı. Ne acıdır ki, “100 günlük eylem planı” diyerek, şaşaa ile anlattıkları paketin içinden de, beton çıktı..İktidara ve liderine hatırlatmak istiyorum; Aynı kafayla, 5753 günde bozduğunu, 100 günde tamir edemezsin.Üretmezsen, sadece tüketirsen ve sonunda da tükenirsin.
İÇERİDE BAŞKA DIŞARIDA BAŞKA KONUŞUYORLAR: Kasım ayında Sn. Erdoğan Hükümetlerinin 16. Yılı dolacak. Geride bıraktığımız 16 yıl içinde ne Erdoğan, ne de partisi bir özeleştiri yapmadı.Bu zamana kadar iyi şeyler yapılmışsa, onlar yaptı. İşler kötüye gittiyse, sorumlusu Siyonizm, Amerika, Avrupa veya dış güçler. Hiç bir şey bulamazlarsa, iktidar onlar, ama sorumlu, muhalefet partileri. Siyonizm, Amerika, Avrupa ya da dış güçler diyorlar ama, ne zaman yurt dışına çıksalar, onlara da, hep “Söylediklerimize bakmayın, yaptıklarımıza bakın” diyorlar. İçeride başka, dışarıda başka konuşuyorlar.
Ülkemizin en önemli sanayi kuruluşlarını, kelepir fiyatlarla yabancılara satmadılar mı? “Paranın dini, milliyeti olmaz “demediler mi? Satılan fabrikaların bir kısmı kapatıldı. Arsa yaptılar.Özelleştirilen fabrikaların bir kısmı da, yüksek fiyatlarla el değiştirdi. Satın alanlar da sattıklarında, büyük karlar elde ettiler. Oysa, bu fabrikalar Milletindi. Kar edilecekse, millet kar etmeliydi. Öyle yapmadılar, ya yabancıyı, ya da yandaşı daha da zengin ettiler. Üretim yapmak yerine, ithalat özendirildi. Türk milletine, Türk sanayicisine, Türk üreticisine değil, hep el aleme çalıştılar.. Yerli üreticilerse, yüksek enerji giderleri, yanlış teşvikler nedeniyle, üretime son vermek zorunda kaldı. Ülkemizdeki raflar, ithal mallar tarafından işgal edildi.
TÜRKİYE'Yİ 2001'İN DE GERİSİNE GÖTÜRECEKSİNİZ: Türkiye’yi, 2001’in bile gerisine götüreceksiniz. Sn. Erdoğan, cilan dökülecek, forsun sökülecek. Seni ilk önce, beytülmalden beslediğin yalakaların terk edecek.Ben bunları söylüyorum ama, bunlarda numara çok.Yarın çıkıp şöyle demeyeceğini kimse garanti edemez; “Biz iktidara gelmeden önce benim vatandaşım 100 dolarını bozdurduğunda 150 lira alıyordu. Şimdi, 100 dolarını bozdurduğunda 650 lira alıyor.” Vallahi der mi, der. Yıllardır faiz lobisi, döviz lobisi, dış güçler diyerek geçiştirdi. Ama iş geldi mutfaklara dayandı, harçlıklara dayandı artık. Şunu aklından hiç çıkarma Sayın Erdoğan! Tencereler kaynamazsa, kadınlar seni de, lobilerini de, dış güçlerini de yerle bir eder.Millet, yatıp-yuvarlansın diye planladığın Millet bahçelerinde, sen debelenirsin, haberin olsun.