BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,86
ALTIN 2.972,93
HABER /  POLİTİKA

İYİ Parti’de kurultay heyecanı! Akşener tek aday olarak girdi ve tekrar genel başkan seçildi

İYİ Parti, bugün 2. Olağan Kurultayı'nı gerçekleştiriyor. Tek aday olarak seçime giren Meral Akşener, 1289 oy alarak tekrardan partisinin genel başkanı oldu.

Abone ol

İyi Parti’nin “Millet bu bizi çağırıyor” sloganıyla düzenlediği 2. Olağan Kurultay’ı bugün gerçekleşiyor. İyi Parti lideri Meral Akşener tek aday olduğu Kurultay’da, 1289 oy alarak tekrardan partisinin genel başkanı oldu. Asıl rekabetin 50 kişilik Genel İdare Kurulu (GİK) ve 11 kişilik Merkez Disiplin Kurulu (MDK) seçiminde yaşanacak. Partinin yönetim organlarına üyeliklerin çarşaf liste yöntemi ile yapılacağı seçimde, Akşener'in 100 kişilik ‘anahtar liste' çıkaracağı öne sürüldü.

Öte yandan kurultayda son dönemde tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere doğa hakları ve EYT’lilere ilişkin de mesajlar paylaşıldı. Seçim öncesi kürsüye çıkan İyi Parti lideri, Cumhurbaşkanı ve Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. "Sen adaleti öldürdün. Hukukun adamına göre işlediği, soruşturmaların twitter tabelasına göre yürütüldüğü bir ülke yarattın" diyen Akşener, "Ama unutma gün gelir, bir gün adalet herkese lazım olur" dedi.

Kullanılan oyların tamamını aldı

Altınpark'ta yapılan kurultayda genel başkanlık için oy verme işlemi saat 13.30'da tamamlandı. Oyların tasnifi ve sayılmasının ardından İlçe Seçim Kurulu yetkilisi sonuçları açıkladı. Buna göre, seçime tek aday olarak katılan Akşener, oy kullanan 1289 delegeden 1289'unun oyunu alarak, yeniden genel başkan seçildi. İYİ Parti'nin toplam kayıtlı 1379 delegesi bulunuyor.

İyi Parti Kurultayı'ndan detaylar
Koronavirüs tedbirleri kapsamında seyircisiz yapılan kurultaya delegeler, az sayıdaki görevli ve basın mensupları dışında kimse alınmadı. Kurultayın yapılacağı alanda ve çevresinde güvenlik önlemi alınırken, içeriye tek arama noktasından geçildi.

Kurultayda EYT, doğa ve İstanbul Sözleşmesi vurgusu
İyi Parti, kurultayı salgın nedeniyle CHP gibi açık havada yaparken, alanda AK Parti tarafından tartışmaya açılarak kadın örgütleri ve muhalefet partilerinin tepkisini toplayan İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin de mesajlar yer aldı. Kurultay alanında ve kürsünün arkasındaki platformda“ İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Kadına şiddete son” mesajları paylaşılırken, doğa hakları ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) da unutulmadı.

İyi Parti'nin kurultay rengi: Yeşil
Alanda “Yaşama ve canlıya saygı” pankartları yer alırken, Meral Akşener’in konuşma yapacağı kürsü ve etrafında da yeşil renk hakim. Kurultayda dikkat çeken bir diğer nokta da EYT’lilere ilişkin pankartlar oldu. Alanda ve kürsüde “EYT kazanacak” mesajları yer aldı. Kurultayda korona virüsü tedbirleri kapsamda her yere el dezenfektanları yerleştirildi.

İyi Parti lideri Meral Akşener’in yeniden tek aday olduğu kurultayda kayıtlı bin 379 delege 150 kabinde oy kullanarak partiyi 2023 seçimlerine taşıyacak yönetim kadrosunu belirleyecek.

Akşener seçim öncesi kürsüye çıktı

Seçim öncesi kürsüye çıkan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

- Her türlü engele, her türlü tuzağa, her türlü iftiraya rağmen biz hâlâ buradayız! Ve dimdik ayaktayız. Neden hâlâ buradayız biliyor musunuz?

İYİ Parti'yi kimler kurdu?

Çünkü arkamızda dağ gibi duran milletimiz var.

Bundan 3 yıl önce, İyi Parti'yi bu aziz millet kurdu. İyi Parti'yi, çocuğunun okul derdine düşmüş anneler, borç batağında kaybolan babalar kurdu. İyi Parti'yi, Traktörüne mazot, toprağına tohum alamayan çiftçiler, siftah edemeyen esnaf kardeşlerim kurdu. İYİ Parti'yi, eve ekmek götüremeyen emekliler, geçinemeyen asgari ücretliler kurdu. İyi Parti'yi, AK Partili dayısı olmadığı için mülakattan elenenler, üniversite mezunu işsizler kurdu.

"İyi Parti'yi bu vatanın has evladı Kürt'ler kurdu, Zaza'lar kurdu"

İyi Parti'yi, son bir umutla; memleketten ümidini kesmiş, hayalleri çalınan gençler kurdu. İyi Parti'yi hayatın her alanında horlanan, şiddet gören, öldürülen kadınlar, oyun çağında gelin edilen, tacize, tecavüze uğrayan çocuklarımız kurdu. İyi Parti'yi, iki yumruk arasına sıkıştırılan, bu vatanın has evladı Kürt'ler kurdu, Zaza'lar kurdu.

İyi Parti'yi, “Ali” dedi, “Hızır” dedi diye, Atatürk'ü sevdi diye din düşmanı ilan edilenler kurdu. İyi Parti'yi, “Mustafa Kemal de benim, Fatih de benim, Osmanlı da benim, Cumhuriyet de benim” diyenler; kutuplaşmadan, iteklenmekten bıkan ‘mahallesizler’ kurdu.

'Türkiye iyi yönetilmiyor'

Türkiye, iyi yönetilmiyor. AK Parti iktidarı, memleketin en önemli meselelerinde gösterdiği beceriksizliklere, her gün bir yenisini ekliyor. Türkiye'yi II. Dünya Savaşından koruyan, Kore'de Türk'ün kudretini dünyaya gösteren, Akdeniz'in ortasında, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurduran, Kardak'a bayrağımızı diktiren, teröristbaşını Suriye'den çıkartıp, kapı kapı gezdiren, Türk dış politikası terk edildi.

“Şam'da Cuma namazı kılacağız” diyerek, Türkiye'yi soktukları yolun sonunda, 5 milyon sığınmacı ülkemize yerleşti. Üstüne, milletimizin alın teriyle birikmiş, 50 milyar dolarımız heba oldu. Ve fatura kabarmaya devam ediyor…

Küsüp büyükelçilerimizi çektiğiniz ülkeler...

Sayın Erdoğan; Küsüp, büyükelçilerimizi çektiğin ülkeler, bugün başkalarıyla kol kola ve karşımızda. “Dostum” dediğin her ülke liderinin, Türkiye’ye mutlaka bir zararı var. Dostun Trump, PKK-YPG’ye milyonlarca dolarlık silah ve mühimmat veriyor.

Kankan Putin’in, bomba yağdırdığı Mehmetçiklerimizin acısı hala dinmedi. 10 sene önce beraber tatil yaptığın, “Kardeşin” Esat’la, 10 senedir uğraşıyorsun, bir arpa boyu yol alamadın…

Ege'de Türk adaları işgal ediliyor dedik, dinlemedin...

“Ege’de Türk adaları işgal ediliyor, gereğini yapın.” dedik, dinlemedin. Havaya bakıp ıslık çaldın, oralı olmadın, yakılan mangalların dumanını görmedin. Gittin, Yunan başbakanı Karamanlis’i, evladına nikah şahidi yaptın. Mısır’ın iç sorununda taraf oldun, Sisi’ye taktın, Mısır’ı Yunanistan’ın kucağına attın. Esat’a taktın, Suriye’yi ABD’nin, Rusya’nın, PKK’nın kucağına attın.

Mesele aslında ne biliyor musunuz; Bu muhteşem ve büyük ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti olduğunu unuttular. Milletin hazinesini damadına bağlayacak kadar gerçekten kopan bir anlayış, ülkeyi de kendi şirketi görmeye başladı… Böyle olunca da, 83 milyonun alın terini, göz nurunu, kendi malları saymaya başladılar.

"Burası, babandan sana miras kalmış aile şirketin değil"

Kardeşim; Burası, babandan sana miras kalmış aile şirketin değil. Burası atamızdan bize miras kalan Türk Devleti! Bu gerçeği her birinize, bir bir öğreteceğiz. Ya öğreneceksiniz, ya da ilk koyulan sandıkta gideceksiniz!

"Gün gelir, bir gün adalet herkese lazım olur"

Sayın Erdoğan; Bunların hepsi oldu, milletimiz bunları tüm çıplaklığıyla yaşıyor. Bunların hepsi oldu; çünkü sen adaleti öldürdün. Hukukun, adamına göre işlediği, Soruşturmaların, twitter tabelasına göre yürütüldüğü bir ülke yarattın. Ama unutma; Gün gelir, bir gün adalet herkese lazım olur…

Daha önce milete 'illet' diyen, 'zillet' diyen çıkmamıştı

İktidarda kalmak, koltuğunu korumak için her şeyi mübah gören bu zihniyet; En büyük kötülüğü, bağrından çıktığı bu vefakar millete yaptı: Her zorluğu omuz omuza vererek aşmış, koca bir milleti, birbirine düşman hale getirdiler. Tasada ve sevinçte kucaklaşmayı bilen, yüce yürekli bir milleti, ortadan ikiye böldüler.

Türk Milleti’ne, Cumhur ittifakından önce, “İllet” diyen, “Zillet” diyen, “Terörist” diyen çıkmamıştı. Onu da yaptılar. Milletin birliğini temsil eden o özel makamda bile, bunu yaptılar.

'Nefret söyleminizden artık bıktık'

Milletimizin feraseti yüksektir. Ama aynı zamanda, o yüksek ferasetli milletin, bileği kalın, tokadı serttir. Milletimiz düşmanlıktan, ayrışmadan, nefret söyleminizden artık bıktı. Siz görmeseniz de, bu sabırlı milletin sabır taşı, artık çatlamak üzere. Günü geldiğinde öyle bir tokat yiyeceksiniz ki, ne olduğunuzu şaşıracaksınız.

'Hâlâ beceriksiz damadının aklıyla, şakşakçı danışmalar lafıyla...'

Sayın Erdoğan; Ülkeyi içine soktuğun durumu beğeniyor musun? Milletimize reva gördüğün bu tablodan memnun musun? Bütün bu tabloya baktığımızda, dönüp gençlerimize ne diyeceğiz? “Bugünü kaybettik, bari yarını kurtaralım diyorum.”, sen yine oralı değilsin. Hala beceriksiz damadının aklıyla, şakşakçı saray danışmalarının lafıyla, iş görmeye çalışıyorsun. Söyler misin sayın Erdoğan; Gençlere ne diyelim?

Canın sıkıldıkça onlara sarıyorsun. Özgürlüklerine, haklarına el koyuyorsun. Hayalleri zaten kalmadı, gelecekten umutlarını da kesiyorlar, Ama senin umurunda bile değil. Her üç gencimizden biri işsizken, sen hala 2023’ten, 2053’ten, 2071’den bahsediyorsun. 1071, Türk gençliğine, vatan verdi. 1453, Türk gençliğine, Peygamber Efendimizin müjdelediği İstanbul’u verdi. 1923, Türk gençliğine, Türkiye Cumhuriyeti’ni verdi.

Atatürk, “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” diyerek, Türk Gençliğine özgüven ve umut verdi. Peki sen gençlerimize ne verdin Sayın Erdoğan? İşsizlik verdin. Umutsuzluk verdin. Bunalım verdin.

Bak, sordular gençlere; Dediler ki, “Türkiye dışında yaşamak ister misin?” Yüzde 62’si ne dedi biliyor musun? “Evet” dedi. Hem de geri dönmemecesine… İşte gençlerimize verdiğin armağan Sayın Erdoğan: İçinde nefes alamadıkları, ait hissedemedikleri bir Türkiye … Sen gençlerimize kocaman bir hapishane verdin Sayın Erdoğan!

'Beş müteahhite “Hızır” olan iktidar...'

Cumhuriyetin 80 yılda yaptıklarını, satıp savan, yiyip bitiren, yağmalayan bir doymazlıkla karşı karşıyayız. Ne dış politikada, ne ekonomide, ne kalkınmada, ne eğitimde, hiçbir konuda istikrar sağlanamadı. İstikrarlı oldukları tek konu, verdikleri ballı ihaleler oldu. Çocuklarımızın rızkı, rant çetelerine peşkeş çekildi. Bire yapılacak işler, beşe ihale edildi. Geçmediğimiz yol ve köprülerden adeta haraç kesildi. Pandemi süresince milletine maske bile dağıtamayan bu iktidar, o beş müteahhitin milyarlarca liralık alacağını dakika geciktirmedi. Beş müteahhite “Hızır” olan iktidar,
milletine, ola ola “Hızır Paşa” oldu.

Türkiye, milletini bolluk içinde yaşatacak her şeye sahip. Ama 83 milyon vatandaşım, damadın gözünde 5 müteahhit etmiyor. Pandemi döneminde bile, zorda olan vatandaşına 10 milyar lirayı zor dağıtan iktidarın,
o beş müteahhite 2 ay önce ödediği para, 116 milyar lira. Ayıptır, günahtır.
Ama milletin hazinesini, doların artmasını sorun etmeyen,
Hatta sorun etmediği gibi, bir de üstüne espriler patlatabilen bir damat yönetiyor. Bundan büyük felaket olabilir mi?

Bu arada, lafa geldi mi doların artması sorun değil ama, Dolar düşsün diye sata sata merkez bankasında döviz bırakmadılar…
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Damat Bey? 2001 krizinde bile, 1 dolar 1.6 liraydı. Bugün neredeyse 8 liraya dayandı. Neredeyse 5 katı.