BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,68
ALTIN 2.969,34
HABER /  GÜNCEL

İyi ki cumhurbaşkanı var!

Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Sezer arasındaki gerilim sürerken Oktay Ekşi'den, Sezer'e destek geldi. Ekşi, Sezer'i "laik cumhuriyetin savunucusu" ilan etmiş.

Abone ol

Hürriyet gazetesi yazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi Devlet nasıl bozulabilir? başlıklı yazısında Sezer'e destek çıkıyor.

Yazar: Oktay Ekşi

Kaynak:

"DAHA önce de böyle bir şey oldu da anımsayamadık mı diye tereddüt ediyoruz. Ama itiraf edelim ki Cumhurbaşkanlığı’nın, normal olarak kamuoyuna açıklamaması gereken bir yazışmayı basına verdiğine ilişkin başka bir örneği anımsayamadık.

Bu aslında Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’ı kamuoyuna şikáyet ettiği anlamına gelen bir uygulama...

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer -bizim anlayışımıza göre özetlersek- diyor ki:

‘Ben bu hükümete söz geçiremiyorum... Başbakan’a, yüksek düzeyli devlet memurlarını atayabilmem için bana, yasaların istediği niteliklere sahip bürokratları önerin. Aksi halde getireceğiniz tayin kararnamelerini imzalamam, dedim.’

Ama hükümetin bu uyarıyı dinlemediği, ‘devletin koyduğu kurallara değil, bizim beklentilerimize uygun adamları tayin ederiz’ demekte ısrar ettiği anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanı bu durumun sürüp gitmesi üzerine, Başbakan’a 7 Mart 2005 tarihinde gönderdiği uyarı mektubunu dün açıkladı.

Mektupta verilen bilgiye göre Başbakanlık 28 Şubat 2005 tarihine kadar Cumhurbaşkanı’na 2340 atama kararnamesi sunmuş. Bunlardan 306’sını Cumhurbaşkanı imzalamayarak geri göndermiş.

Elbet Cumhurbaşkanı bazı konularda hükümetten farklı düşünebilir ve yetkilerini kullanıp ‘Bunu imzalamıyorum’ diyebilir.

Ama Cumhurbaşkanı imzalamayışının nedenlerini açıklarken, özetle ‘Bunlardan 58’inin tayin edilecekleri görev alanıyla ilgili bilgi ve deneyimleri yoktu; 13’ünün tayini yargı kararlarına aykırıydı; 17’si yasaların istediği koşullara bile sahip değildi’ diyor, 163’ünü geri çevirme sebebini söylemeyi dahi uygun bulmuyorsa, orada çok önemli bir arıza var demektir.

‘Orada’ derken hükümette yani bu kararnameleri yasaların istediği koşulları dikkate almadan Cumhurbaşkanı’na sunan kafalarda demek istiyoruz.

Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı atamayınca hükümet de bir başka yola başvuruyor... Aynı kişiyi bu defa ‘vekáleten’ o göreve getiriyor.

Ve... Kamu yönetimini hantallıktan kurtarmayı, çağdaş bir yönetim kurmayı vaat eden bugünkü iktidar, sonuç olarak kamu yönetiminin işleyişini tümden bozmayı hedeflemiş gibi olmaktadır.

Nitekim CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in ‘vekil atamalar’la ilgili soru önergelerine 23 bakandan 14’ünün verdiği yanıtlar, fotoğrafın tamamını görmemize yetiyor. Buna göre 4’ü devlet 10’u icracı olan bu bakanlıklarda 1960 kişi, görevini vekáleten yürütüyormuş. Bu bakanlıklardan sadece Milli Savunma Bakanlığı’nda vekáleten görev yapan bir tek bürokrat bulunmuyormuş.

O 1960 kişinin ayrıntılarına girmeyelim. Ama birçoğunun ‘laik Cumhuriyet’e sadakatle hizmet vermeye yemin etmek istemeyecek’ kişiler olduğundan eminiz. Çünkü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in önüne gelen kararnameleri özellikle bu açıdan incelediği biliniyor.

O nedenle ‘Neyse ki laik Cumhuriyet’in sahibi bir Cumhurbaşkanı var’ diyoruz."