İstanbul Üniversitesi'nde (İÜ) 7 Ocak 2005 tarihinde yapılacak üniversite rektörlük seçimine katılacak adaylar kendilerini tanıttı. Rektör adayları ve projeleri şöyle:
Abone olDemokratik Katılımcı İstanbul Üniversitesi İçin Çalışma Grubu tarafından Fen Fakültesi Cemil Birsel Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantının açılışında konuşan Rektör Vekili Prof. Dr. Tankut Centel, 7 Ocak'ta rektör adaylarının belirlenmesi amacıyla seçim yapılacağını hatırlatarak, ''Hangi aday olursa olsun, kendisini 550 yıllık bir geçmişi olan İstanbul Üniversitesi'nin şimdiye dek izlemiş bulunduğu çizgisi dışında gösteremeyecektir. Çünkü, İstanbul Üniversitesi'nin tarihi çizgisi bellidir ve gelecekte de kimse üniversitemizi bu çizginin dışına çıkaramaz'' dedi. ''İstanbul Üniversitesi'nin çizgisi, Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında, laik, demokratik Cumhuriyet temelinde birleşmeye dayalıdır'' diyen Centel, üniversitenin gelecekteki yönetiminin demokratik ve özgür üniversite mücadelesini ileriye taşıması gerektiğini vurguladı. Centel, üniversite anlayışı içinde her türlü düşüncenin özgür olarak ifade edilmesi gerektiğine de dikkati çekerek, korku ve baskı altında bilimsel bir ortamın oluşamayacağını söyledi. ''İnsanlara tepeden bakmayan, horlamayan, aşağılamayan yönetimleri iş başında görmek istediklerini'' dile getiren Centel, rektörün herkese eşit uzaklıkta, kadro ve kaynakların dağıtımında da adil olmasını istedi. ADAYLAR KURA ÇEKEREK, PROJELERİNİ ANLATTI Toplantıda daha sonra rektör adayları konuşma sıralarını belirlemek için kura çekti. Birinci konuşmacı olan rektör adaylarından Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Alangoya, YÖK Kanunu'nun demokratik olmadığını, merkeziyetçi bir özellik taşıdığını belirterek, rektöre verilen yetkilerin de çok fazla olduğunu, YÖK Kanunu'nun değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Katılımcı bir yönetim modeli öngördüğünü ifade eden Alangoya, üniversitede her birimin kendi sorunlarını ve çözüm önerilerini belirleyerek koordinasyon görevi yapan rektörle birlikte bunların hayata geçirilmesi gerektiğini anlattı. Alangoya, YÖK Başkanı'nın sınıf arkadaşı olduğu için ''YÖK'ün adamı'' olarak görüldüğünü de hatırlatarak, ''Böyle bir kişinin rektör olmasının üniversiteye zarar vereceği mi düşünülüyor?'' diye konuştu. Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gediz Akdeniz de İstanbul Üniversitesi'nin ''68 kuşağı'' öğrencisi olduğunu ve bundan gurur duyduğunu belirtti. ''İstanbul Üniversitesi'nde dayatmacı, küreselleşmeci modellerin uygulanamayacağını'' ifade eden Akdeniz, rektör olursa üniversitedeki her birime büyük önem vereceğini kaydetti. İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Kurtuluş, üniversitenin son yıllarda çok kan kaybettiğini belirtti. ''STATÜKO VE DEĞİŞİM YARIŞACAK'' ''Bu seçimlerde statüko ile değişimin yarışacağını düşünüyorum'' diyen Kurtuluş, altyapı eksikliklerine dikkati çekerek, üniversitenin hızlı bir değişim geçirmesi gerektiğini söyledi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Uludağ da göreve geldiğinde yetkilerini gerçek anlamda paylaşacağı sözünü vererek, fakültelerdeki seçimlerde taraf olmayacağını kaydetti. İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Parlak ''katılımcı, şeffaf ve üretken bir üniversite yönetimi vaat ettiğini'' belirterek, ''Aşırı merkeziyetçilikten uzak kalacağım. YÖK'ün rektörlere verdiği yetkilerimi kullanmayacağım. Sevginin egemen olduğu bir üniversite olacak. Adil olacağım, çifte standart uygulamayacağım'' diye konuştu. ''Üniversitemi çok iyi tanıyorum, İstanbul Üniversitesi sağlıklı büyümedi, şişmanladı'' diyen Parlak, seçilmesi durumunda sorunlara çözüm üreteceğini bildirdi. MASTER PLAN İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Serter üniversitelerin bilim kurumları olduğunu ifade ederek, eğitimde çağdaş kaliteyi yakalayarak toplumun hizmetine vermeyi amaçladığını söyledi. Serter, üniversitede kısa, orta ve uzun vadeli gelişim stratejilerinin belirlenmesi için master plan çıkarılması gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin bilim politikalarına damga vuracak bir üniversite yaratmanın temel amacı olduğunu kaydetti. ''Hedefim, eğitim, bilim ve hizmette birinci olacak bir üniversitedir'' diyen Serter, eğitimde kalite reformunu gerçekleştireceğini söyledi. Serter ''ilkeli, kararlı bir yönetim ve grup çalışmasına önem vereceğini'' belirterek, ''Sözde değil, özde paylaşımcı olacağım. Hukuka, hak ve adalete önem vereceğim. Türkiye'nin ulusal çıkarlarından asla ödün vermeyeceğim'' dedi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yazıcı, Türkiye'nin batılı anlamda bir üniversite yapısını oluşturamadığını ifade ederek, üniversitelerin görevinin farklılıkları ortaya çıkarmak olduğunu anlattı. İstanbul Üniversitesi'nde aşırı merkeziyetçi bir yapının yaşandığı yıllarda bunun otoriter bir yapıya neden olduğunu savunan Yazıcı, bunun da özgür ve farklı düşünceye darbe vurduğunu söyledi. Toplantıya, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.