İtimat kontrole mani değil Erdoğan!..
Tayyip Erdoğan, bunca mücadeleden başı dik alnı ak çıktıktan sonra 2023 finaline doğru bu kez kendi çevresi de dahil çok dikkatli olmak zorunda...Peki ne oluyor?
Türk siyaseti birçok gariplikle karşı karşıya…
Önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta çıktı dedi ki;
“İYİ Parti’ye verdiğimiz destek gibi Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın partilerine de grup kurmaları için destek verebiliriz.”
Yani kiralık milletvekili verecekmiş!..
Ardından İYİ Partili Lütfü Türkkan dün sosyal medya hesabından ilginç bir paylaşım yaptı…
Demiş ki;
“Ben de buradan söylüyorum:
AK Parti 2023’ü göremeden dağılır gider.
Dağılırken de herkes birbirini satar, satamayan da diğerini kiraya verir.
İçinizde kanayan yara dışarıdan belli olmuyor mu sanıyorsunuz?”
Bu iki açıklamayı üst üste koyun!..
Ankara kulislerinde AK Parti üzerinde bir takım hesapların yapıldığı şeklinde pis kokular geliyor...
AK Parti milletvekillerinin bir psikolojik savaş içine itileceği, zayıf halkalara hamle yapılacağı konuşuluyor...
O nedenle dikkat şart...
Burası Türkiye…
Çıkar, menfaat, kişisel ikbal, kumpas, tehdit adını ne koyarsanız koyun bu ülke neler gördü neler?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 yılda hiç hesap etmediği şekilde yaşadığı kumpaslar, saldırılar, arkadan hançerlemeler aslında hep birer ders...
Derler ya “İnsanoğlu çiğ süt emmiş” diye…
Durup dururken Lütfü Türkkan’ı böylesine net, böylesine iddialı açıklamalar yapmaya iten cesaret nereden geliyor?
Tane tane okuyun o cümleleri!…
Bir işaret fişeğine benziyor!
*
Kemal Bey’in yeniden depreşen kiralık milletvekili verme arzusunu bir kenara koyun, Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun gözünün AK Parti içerisinde olduğu konuşuluyor...
Şaşırmam!..
Hatta girişim olduğunu düşünürüm!..
Vede düşünüyorum!..
Bu yönde dışarıdan lojistik destek alarak böyle bir operasyona girişebilecekleri ortalıkta dolaşıyor...
Dikkat derim..
Siz rüyanızda görseniz inanır mıydınız AK Partili olarak Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Abdullah Gül'ün, uzun yıllar ekonominin teslim edildiği Ali Babacan'ın ve Başbakanlık yapma onuru verilmiş Ahmet Davutoğlu’nun partiden ayrılıp Tayyip Erdoğan düşmanlığı yapmak için CHP ile kol kola gireceğini…
İhanetin böylesi yaşanmamıştı!..
İdeoloji olarak bir gram benzerlikleri var mı?
Yok!..
Peki onları yan yana getiren üst akıl kim?
İşte AK Parti içinde en büyük tehlike o üst akıl!..
O üst aklın nerde kiminle olacağı belli değil..
Her hain girişim beklenir...
Demek istediğim Cumhurbaşkanı Erdoğan evinin içini bu süreçte çok iyi kontrol etmeli. Karşısındaki cephenin her geçen gün genişletilmesi karşısında AK Parti kadrolarının hala yeterli duyarlılığı, yeterli duruşu gösteremediğini görmeli...
Kendisinin bizzat el atmadığı, gözlemlemediği hiçbir olayda bu geminin sağlıklı bir şekilde limana yanaşamayacağını düşünmemeli…
Herkese güvenmemeli!..
Acı tecrübeleri hep yaşadı...
Evet AK Parti bir dava partisidir…
Ama aynı zamanda da büyük tarihe not düşen bir lider partisidir…
Bu gerçeği kimse inkar edemez.
Eğer bir lider partisinden en az 10 puan daha fazla oy alıyorsa, bunun anlamı Tayyip Erdoğan'sız bir AK Parti asla düşünülemez…
O nedenle hedef AK Parti değil Tayyip Erdoğan...
*
Bakın son bir ay içinde;
Önce Özgür Özel’in…
Sonra Canan Kaftancıoğlu’nun…
Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun…
En son olarakta Lütfü Türkkan’ın açıklamalarını üst üste koyun…
Bu açıklamaları “Askeri darbe beklentisi” olarak yorumlamayın...
Amma velakin AK Parti içerisinde bir oyun olabileceği beklentisi yönünde yorumlamak zor mu?
Lütfü Türkkan siyasetinin en ilginç isimlerinden biri…
Paylaşımını tekrar okuyun…
Ne diyor;
“Ben de buradan söylüyorum: AK Parti 2023’ü göremeden dağılır gider.”
Hayrola Lütfü Bey rüyanda mı gördün diye cevap veren yok!..
Sonra ne diyor ki;
“Dağılırken de herkes birbirini satar, satamayan da diğerini kiraya verir.”
Bir muhalefet partisinin önemli bir ismi haddini aşarak resmen hakaret ediyor. Ama cevap veren yok!
Lütfü Bey sonunda da diyor ki;
“İçinizde kanayan yara dışarıdan belli olmuyor mu sanıyorsunuz?”
Baksanıza bu cesaretine!..
Enteresan cümleler!
Herkes bu çarpık sözleri seyrediyor!.
Kimse "Hayrola Lütfü?" diye ağzının payını vermiyor!..
*
Bu süreçte AK Parti içerisine el atabileceğini ‘Gül-Babacan-Davutoğlu’ üçlüsünün yakın temasa geçebileceği isimler olabileceğini düşünmek gerekir...
Psikolojik bir mücadele dönemi rüzgarı esiyor..
Şu karikatür çok şey anlatır!..
Özetle;
Sayın Cumhurbaşkanım…
Türkiye 100 yılın en önemli seçimi için hesap yaparken AK Partide mevcut gövdenin ne yazıkki artık böyle başı (lideri) taşıyamadığı gövdeye acil el atılması görüşü hakim olmaya başladı!..
Ve Ankara artık boş bırakmaya asla gelmez.
Hele hele;
Partiyi…
Genel merkezi…
Milletvekillerini asla!
*
Diyeceğim şu ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bunca mücadeleden başı dik alnı ak çıktıktan sonra 2023 finaline doğru bu kez kendi çevresi de dahil kontrolü yüzde yüz eline almalı..
Yanında her daim “KALE” gibi duran, “Cumhurbaşkanımızı incitmemeye, güçlü kılmaya çalışıyoruz” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını da iyi okumak gerekir…
Devlet Bey bir şeylerin farkında mı?
Sandıkta yıkamadılar…
Kumpasla yıkamadılar…
Darbe girişimi ile yıkamadılar…
Ekonomi ile yıkmaya çalışıyorlar…
Başaramıyorlar…
Gül, Babacan ve Davutoğlu ile partiyi içeriden vurmak istediler…
Vuramadılar...
Ama oyun bitti mi?
Biter mi?
Gayri milli cephe genişleyerek hesap yapıyor!..
Hatta koltuk paylaşımıda dahil..
Yeniden parlamenter sisteme dönüş...
Bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan!..
Gül Cumhurbaşkanlığı, Kılıçdaroğlu Başbakanlık hayali peşinde!..
Yani parsel hesabı ..
Hesap bu!..
Girin o cenahın içine anlarsınız!..
Dedim ya oyun çok büyük!
(Hep merak ederim şu 15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı FETÖ'nün Cumhurbaşkanı, Başbakanı ,Bakanları kimler olacaktı? Acaba böyle bir liste devletin eline geçmiş miydi?)
Elbet bir gün ortaya çıkar!..
Çıkmalı da...
Neyse derin sulara dalmayalım!..
*
Çok ilginç bir süreç yaşanıyor..
Daha bir çivi çakmayan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi belediye başkanlarının ısrarla algı ile cilalatılmak istenmesine, komik şekilde size rakip gösterilmesine bakın…
Erken seçim seslendirilmesinin artmasına, ortada bir şey yokken bir anda patlayan İYİ Parti-HDP tartışmasına bakın…
Kılıçdaroğlu’nun şimdiden HDP seçmenine oynamasına terör ile ilişkileri olduğu için kayyum atanan belediyeler noktasında tepki gösterip, ‘özerklik’ vurgusu yapmaya başlamasına bakın…
Davutoğlu ve Babacan'ın anormal şekilde artan Tayyip Erdoğan düşmanlığı , Abdullah Gül'ün aylardır sırra kadem basmasına bakın...
En enteresanı bütün bunların dünya ve Türkiye virüs salgını ile mücadele ederken oluyor...
O nedenle bugün mesele Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli meselesi değil…
Mesele,
Terörle mücadele de tarih yazan, dış politikada boyun eğmeyen, kendi ayakları üzerinde duran, Milli Savunma Sanayini yüzde 70 gibi rakam gibi yerli ve milli üretim noktasına taşıyan yani büyüyen Türkiye’nin önünü kesme meselesidir...
Önlerindeki engel Tayyip Erdoğan'dır..
O nedenle diyorum ki;
Nerede, hangi kadrolarda olursa olsun evin içine dikkat..
İTİMAT KONTROLE MANİ DEĞİLDİR!
Sayın Cumhurbaşkanım…