İtalyan Corriere della Sera Gazetesi, önceki gün dünyanın zulüm gören yazarları üzerine çıkardığı ilavede Türkiye'den yer verdiği isimlere Ertuğrul Özkök isyan etti?
Abone olİtalyan 'Corriere della Sera' gazetesi'nin önceki gün. dünyada zulüm gören yazarları üzerine ilave çıkartması ve bu ilavede Türkiye'den bazı isimlerin konulmasına Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök tepki gösterdi. Özkök, köşesindeki 'Bir ’mazlum nişanı’ uğruna' başlıklı yazısında, İtalyan gazetesinin Türkiye'de mazlum ve haksızlığa uğramış olarak gösterilen yazarlara da veryansın etti. İşte Özkök'ün isyan ettiği yazısı?
Kaynak:
Yazı: Ertuğrul Özkök
Bir ’mazlum nişanı’ uğruna
Dünkü Hürriyet’te bir haber vardı.İtalyan "Corriere della Sera" Gazetesi, dünyada zulüm gören yazarlar üzerine bir ilave yapmış.
Kapağına da bütün zulüm çeken yazarları simgelemek üzere Orhan Pamuk’un fotoğrafını koymuş.
Listeye baktım.
Türkiye’den Orhan Pamuk dışında üç yazar daha var.
Yaşar Kemal, Murathan Mungan ve Elif Şafak.
* * *
Yaşar Kemal’i bir yana koydum.
Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin birçok ünlü yazarı gibi, düşünce adamı olmanın meşakkatini gerçekten çekti.
Ama ya ötekiler? Acaba onlar ne zulüm görmüşler?
Mesela Murathan Mungan...
Birisi saldırmış, hayatına mı kastetmiş?
Devlet alıp hapislere mi atmış?
Mesela Elif Şafak?
Hakikaten merak ediyorum.
Bugüne kadar, kimden ne zulüm görmüş?
O genç yaşında başına neler gelmiş?
Yoksa annesinden babasından, eşinden dayak mı yemiş?
Yolda giderken birisi onu rahatsız mı etmiş?
Hayatına kasteden mi olmuş?
* * *
İlavedeki yazıya bakıyorum.
Neymiş.
Başları yargıyla dertteymiş.
Allah aşkına bu ülkede başı yargıyla dertte olan sadece onlar mı?
Bayramdan bir gün önce savcılıktan bir yazı aldım.
Adnan Hoca hakkındaki davanın zamanaşımına uğramasını eleştiren bir yazı yazmıştım.
Malum "Hoca"nın müritlerinden biri, hakkımda suç duyurusunda bulunmuş.
Gidip ifade vereceğim.
Bugüne kadar yazdığım yazılardan dolayı hakkımda üç beş dava açıldı.
Sadece ben mi?
Türkiye’de yüzlerce gazete yazarı hakkında dava açıldı, açılmaya devam ediyor.
Ama bir yabancı yayın organında biri çıkıp, hakkımda "Zulüm ediyorlar" diye yazsa, buna ilk itiraz benden gelir.
Corriere della Sera’nın genel yayın yönetmenini tanıyorum.
Gazetenin Milano’daki merkezini gezmiş, genel yayın yönetmeniyle sohbet etmiştim.
Bu yazıyı açık bir mektup olarak kabul ediyorsa, ona sormak istiyorum.
Bu arkadaşlara ne zulüm yapılıyormuş?
Yine sormak isterim.
O gazetenin duvarlarında Pier Paolo Pasolini’nin fotoğrafını görmüştüm.
Türkiye, Murathan Mungan’a, İtalya’nın Pasolini’ye yaptığı zulmün yüzde birini yaptı mı?
Öyleyse Türkiye’ye yapılan bu zulüm ne?
* * *
Artık bir şeyi açıkça görüyorum.
Dış dünyanın sözde aydınları, Orhan Pamuk’un eleştirilmesinin önünü kesmek istiyorlar.
Böylece onlar, Türklerin Ermenileri ve Kürtleri kestiğini rahatça söyleyebilecek; ama bizler onların bu sözlerini asla eleştiremeyeceğiz.
Yaratılmaya çalışılan bu "zulüm edebiyatının" asıl amacı budur.
Bazı seçilmiş yazarlar üzerinden Türkiye’nin kendini "savunma refleksi" bertaraf edilmek istenmektedir.
Ne yazık ki bu yazarlarımız da, ülkelerine yapılan bu haksızlığa seslerini çıkarmamaktadır.
Suç duyurusunda bulunan bazı avukatlar ve mahkeme basan kafalar da bu oyuna alet olmaktadır.
* * *
Oysa hepsi iyi birer yazardır.
Bazı başka ülke yayın organlarının, onlara "mazlum nişanı" vermesine hiç mi hiç ihtiyaçları yoktur.
Ama bakıyorum, geçmişte gerçekten büyük baskılara, haksızlıklara uğramış kıymetli yazarlar sessizce oturuyor, bazı yazarlarımız ise bu "mazlum nişanı"nı hiç itiraz etmeden kabul ediyor, hatta gururla taşıyor.
Yazık!..
Gerçek aydının vicdanı vardır.
O vicdan, sadece kendisine değil, başkalarına ve ülkesine yapılan haksızlıklara karşı da sesini yükseltmelidir.
Tabii gerçek aydınsa...