BIST 9.949
DOLAR 35,27
EURO 36,73
ALTIN 2.987,15
HABER /  GÜNCEL

İtalya, Papa'nın 'ateist açılımını' tartışıyor

Papa Francis'in "Ateistler de cennete gider" sözleri İtalya'da tartışma yarattı. Kimileri için Papa'nın 'ateist açılımı' Kilise'yi 'modernleştirme çabası', kimileri için ise 'temelsiz' bir söylem. Övgü Pınar, İtalya'daki tartışmaya ışık tutuyor.

Abone ol

Papa Francis'in "Ateistler de cennete gider" sözleri İtalya'da tartışma yarattı.

Bir milyar iki yüz milyon mensubu bulunan Katolik Kilisesi’nin baş temsilcisi Papa Francis’in ateistlere mektup yazarak diyalog çağrısında bulunması “Papa: Ateistler de cennete gidebilir” başlığıyla dünyanın birçok bölgesinde manşetleri süslerken, birçokları için de soru işaretleri doğurdu.

Papa’nın mektubunu laik dünyayla uzlaşma çabası ve Kilise’yi modernleştirme girişimi olarak değerlendirenler de var, “Bir ateist, inanmadığı bir Tanrı tarafından affedilmeyi ve inanmadığı bir cennete gitmeyi neden umursasın ki” argümanıyla Papa’nın sözlerinin temelsiz olduğunu söyleyenler de…

Geçen Mart ayında Katolik Kilisesi’nin başına geçmesinden bu yana mütevazı ve güler yüzlü tarzıyla Vatikan’ın imajını yenileyen Papa Francis, ateistlere hitaben yazdığı mektupla da Kilise’nin ‘kapsama alanı dışındakilere’ ılımlı mesajlar verdi.

Papa Francis’in ‘ateist açılımı’, İtalyan La Repubblica gazetesinin kurucusu Eugenio Scalfari’nin başlattığı bir tartışmanın sonucunda ortaya çıktı.

Kendisini ‘inançsız’ olarak tanımlayan Scalfari, 7 Temmuz ve 7 Ağustos’ta yazdığı iki makalede Hristiyan inancının temel öğretilerini sorgulayarak Papa’ya iki soru yöneltti:

“Tek bir mutlak gerçek var mıdır yoksa her bir bireyin farklı gerçeklikleri olabilir mi?”

“Bir insanın itikati ve itikat arayışı yoksa ve Kilise’nin günah saydığı bir şey yaparsa yine de Hristiyan inancındaki Tanrı tarafından affedilir mi?”

Papa ise bu sorulara cevaben La Repubblica’ya bir açık mektup yazdı.

'Samimiyet göstergesi'

11 Eylül’de, “İnanmayanlara mektubum” başlığıyla manşetten yayınlanan mektupta Papa, Scalfari’nin sorularına cevaben şunları söyledi:

“İnançlı olanlar için de mutlak bir gerçeğin varlığından söz edemem…”

“Tanrı’nın bağışlaması, tüm günahlardan daha güçlüdür… Samimi ve pişman bir yürekle O’na yönelirseniz Tanrı’nın merhametinin sınırı yoktur, inanmayanlar için de esas olan kendi vicdanlarını dinlemeleridir.”

La Repubblica’da üç sayfada yayımlanan, dostane bir dille yazılmış mektup kimi kesimlerden övgü, kimilerindense eleştiri aldı.

Eugenio Scalfari “Modern ve laik kültüre bu ölçüde bir açıklık, St Peter’ın koltuğunda (Papalık makamı) daha önce hiç görülmemişti” diyerek Papa’nın cesaretini ve vizyonerliğini övdü.

Papa’nın ateistlere mektubunu değerlendiren ABD’li Vatikan uzmanı gazeteci-yazar John Allen Jr. da, “[Mektup] Kiliseyi laik dünyaya yeniden takdim etmeye yardımcı olabilir. Ama bence daha önemlisi Francis’in insanlar üzerinde bıraktığı genel izlenim: mütevazı, samimi, yargılayıcı olmayan ve sıradan insanları gerçekten önemseyen… İnançsızları ve Kilise'ye yabancılaşmış olanları yeniden düşünmeye teşvik edecek bir şey varsa o da muhtemelen, bu özellikleri yansıtan bu Papa’dır” dedi.

Papa Francis’in de mensubu olduğu Cizvit tarikatından, Papalık Gregorian Üniversitesi Profesörü Peder Felix Körner de aynı şekilde Papa’nın samimiyetini vurgulayarak, “Mektubunda Papa kendini ‘çoban’ olarak anıyor. Yani insanlara yakın, ihtiyaçlarını dinleyen, problemlerini bilen ve yardımcı olan bir lider.. Francis kendini bir diyalog ortağı olarak gösteriyor” dedi.

Peder Körner Papa’nın sözlerini, “Kilise, tanıklığını yüzde yüz paylaşmayan insanlarla konuşmak istiyor, onlarla bir karşılıklı öğrenme sürecini açtı. Mektup, diyalog motifiyle başlıyor ve bitiyor” diye yorumladı.

Pazarlama taktiği mi?

Ancak Papa’nın ‘halka yakın’ imajını bir ‘pazarlama taktiği’ olarak görenler de var.

La Repubblica gazetesine gönderilen, “Kilise gerçekten bir açılım mı yapıyor yoksa teolojik pazarlama mı?” şeklindeki bir okur yorumu bu görüşü özetliyor.

Nitekim Rasyonalist Ateistler ve Agnostikler Birliği de (UAAR) Papa’nın mektubuna mesafeli yaklaşıyor.

UAAR’dan yapılan açıklamada, “Güzel sözler ve niyet beyanlarının ötesinde inançsızları ilgilendiren şey, varlığına inanılmayan bir şey tarafından bağışlanmak veya vicdanlarını dinleyen kişilere garanti edilen sözüm ona ‘kurtuluş’ değildir. Asıl istenilen, dini temsilcilerin diyalog sözlerini somut olarak uygulamaları ve herkesi ilgilendiren sosyal ve politik meselelerde anlayış göstermeleridir” denildi.

Papa’nın sözlerine karşılık internette yapılan yorumlarda bir başka tartışma konusu da “Madem inançsızlar da cennete gidebilecek o zaman dindarlar neden ibadet ediyor?” sorusu oldu.

Dindarlarda genel olarak bu şekilde bir kırgınlık oluşma ihtimalini, etkili Katolik cemaatlerinden Opus Dei’nin sözcüsü Manuel Sanchez’e sorduk.

Sanchez, Papa’nın mektubunun Katolik Kilisesi’nin gelenek ve öğretilerini içerdiğini söyleyerek, bu yüzden Katolikleri küstürmeyeceğini söyledi.

Sanchez, “Papa’nın açıklamalarından büyük memnuniyet duyduk. Çünkü Papa’nın sözleri Katolik Kilisesi’nin, inançsızlara ve gençlere yönelme öğretilerini daha iyi anlamaya yardımcı oluyor” dedi.