BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,99
ALTIN 3.002,58
HABER /  GÜNCEL

İTAAT ET, RAHAT ET

Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın her platformda evli erkeklere söylediği “itaat et, rahat et” sloganının sebebini eşi Dr. Fatma Yazıcı ile yaptığımız söyleşide anladık.

Abone ol

Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın her platformda evli erkeklere söylediği “itaat et, rahat et” sloganının sebebini eşi Dr. Fatma Yazıcı ile yaptığımız söyleşide anladık.
Tuzla Belediye Başkanı AK Parti Tuzla Belediye Başkan Adayı Dr. Şadi Yazıcı’nın eşi Dr. Fatma Yazıcı ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik.
Bu özel röportajda Dr. Şadi Yazıcı’nın en büyük destekcisi Fatma Yazıcı’yı daha yakından tanıdık.
Dr.Şadi Yazıcı’nın siyasete katılımı, çocukları ile olan ilişkisi, Yazıcı ile tanışma hikayesine varıncaya kadar merak edilen birçok konuyu konuştuk.

İşte O Röportaj;

Kendinizden biraz bahseder misiniz?
1973 yılında Samsun’da doğdum, ortaokulu liseyi Samsun’da okudum. Karadenizli bir ailenin kızıyım. Erzurum Atatürk Üniversitesi’ni kazandım ve Erzurum’a gittim. İlk defa Karadeniz’in dışına Erzurum’la çıktım. Erzurum’da 6 yıl tıp fakültesini okudum. Eşimle de orada tanıştım. Fakülteyi bitirince Şadi Bey’le evlendim. Şadi Bey benden 1 yıl önce gelip Tuzla’ya yerleşti.1998 yılında evlenip Tuzla’ya yerleştik. Tuzla’da ki maceramız böyle başladı. Bir poliklinik açtık o zaman. 3 -4 yıl birlikte çalıştık. Bir oğlumuz oldu. Oğlum 4 yaşındayken Haydarpaşa Numune Kadın Doğumu kazandım. Kadın doğumu çok istiyordum. Sonra ben oraya geçiş yaptım ve 5 buçuk yıl oraya gidip geldim. 2 yıl mecburi hizmetimi Yavuz Selim Devlet Hastanesinde yaptım. Sonra tekrar Tuzla’ya hizmet vermek adına geri döndüm. İki oğlumuz var Tuzla’da yaşıyoruz 15 yıldır ve Tuzla’da yaşamaktan mutluyuz.

Eşiniz siyasete atıldıktan sonra hayatınızda ve aile yaşamınızda neler değişti?
Çok şey değişti aslında. Biz kendi için kavrulan bir aileydik. Akşamları birlikte vakit geçirirdik, birlikte çalışıyorduk eşimle. Çok şey paylaşıyorduk hem ev hem iş konusunda. Siyasetle birlikte birbirimize daha az zaman ayırmak durumunda kaldık. Tabi çevremizde genişledi aynı zaman bu da güzel tarafı. Hem iyi yanları oldu hem kötü yanları oldu.

Eşiniz için keşke hiç siyasete girmeseydi diyor musunuz?
Demiyorum çünkü yapılan hizmetleri görüyorum. Siyasetin mutlaka ehil ellerde olması gerektiğini düşünecek kadar siyasetçiyim aslında. Çünkü ben de bir siyasetçinin kızıyım. Babam aktif bir görev almamış olsa bile hep siyasetin içinde büyüdüm. Millî Gençlik Vakfı’nın evlerinde kaldım ben, bunun ne demek olduğunu biliyorum. İnsanlara hizmet, değişik bir haz veriyor, mutluluk veriyor, bunun için keşke siyasete girmeseydi demiyorum.

Eşinizin halk tarafından sevilen bir başkan olması size nasıl bir duygu yaşatıyor?
Mutlu ediyor insanı mesela insanlarla karşılaşıyoruz, onların sevgi gösterisi sevgi ile bakışları bana da şunu yapmıştınız, bunu yapmıştınız gerek doktorken gerek siyasetçiyken bu tür sözleri duyup, insanlara faydalı olmak mutlu hissettiriyor. İlçenin değişimini görüyorsunuz yapılan hizmetleri görüyorsunuz bunlar mutlu ediyor. Eşimin seviliyor olması da çok büyük bir mutluluk veriyor.

EN ÇOK ELEŞTİRENLERDENİM
Eşinizi hiç eleştirir misiniz?
Övgülerimden ziyade eleştirilerimi daha açık belli ederim. Hatta en çok eleştirenlerden biriyim belki de.(Gülüyor) Eleştirilerimi de önemser. Birlikte çok fikir alışverişin de bulunuruz. Bu şöyle olmalıydı bu daha hızlı olmalıydı, neden yavaş gibi eleştirilerim oluyor. O da zaman zaman kızıyor, zaman zaman evet haklısın diyor bana açıklamasını yapıyor. Bu şekilde karşılıklı her akşam konuşuyoruz.

İLGİLİ BİR BABA
Şadi Yazıcı nasıl bir baba?
İlgili bir baba, kesinlikle zamanı çok dar olmasına rağmen çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmeyi bilen bir baba. Mutlaka çocuklarının nabzını hep tutar. Ne düşündüklerini önemser. Hafta sonu mutlaka onlara,  bize vakit ayırır. Birlikte bir şeyler yaparız. Onların seveceği şeyleri çok yorgun olmasına rağmen yapmaya çalışır, fedakârdır.(Eşinden bahsederken gözlerinde ki sevgiyi ışığı görmemek mümkün değil)

EN ÇOK SİNEMAYA GİTMEYİ SEVİYORUZ
Birlikte yapmaktan en keyif aldığınız şey nedir?
En çok sinemayı seviyoruz. Gerek evde gerek sinemada. Çocuklarda çok seviyorlar. Bütün animasyonları izledik diyebilirim(Gülüyor) Birlikte alışveriş merkezlerine çok gidiyoruz. Hatta bizi orada görenler çok şaşırıyor. Başkanım burada ne yapıyorsunuz diye soruyorlar. Birlikte yemek yemeye gitmeyi çok seviyoruz. Market veya pazar alışverişlerine birlikte gidiyoruz. Bizi görenler olağanüstü bir durummuş gibi karşılıyorlar. Aa başkan pazara gelmiş gibi. Aslında bu insanların hoşuna gidiyor ama şaşırıyorlar da. Hâlbuki öyle değil her işimiz kendimiz yapıyoruz.
Çocuklarınız huy olarak babalarına mı yoksa size mi benziyor?
Biri bana bir tanesi de babaya benziyor. Yüz olarak da, huy olarak da, kan grubu olarak da. Küçük babasına benziyor, onun ilgi alanları babasının ilgi alanları ile aynı. Büyük oğlum bana benziyor.
Çocuklarınızın da siyasetçi olmasını ister misiniz?
Tabi ki isterim. Hizmet olarak çok güzel bir alan, ama kaliteli insan olursa kendisini yetiştirirse mutlaka her hangi bir alanda hizmet etsin isterim, aktif ve ya pasif fark etmez.
Şadi Bey’in eşi olmasının yanı sıra başarılı bir doktorsunuz. Doktorluğunuzun yanı sıra Şadi Bey’in her anında yanında var olan bir eşsiniz sizin bir gününüz nasıl geçiyor?
Büyük bir koşuşturma ile geçiyor aslında. Sabah 9’da işe başlıyorum. O gün doğum olacaksa onları sabahtan halletmeye çalışıyorum, takip etmeye, hastalarıma bakmaya çalışıyorum. Aynı zamanda yöneticilik yapmaya çalışıyorum, çünkü hastanenin başhekimiyim sorunlarıyla da ilgilenmeye çalışıyorum. Bu işler yürürken arada faaliyetlerde oluyor onlara da gidip geliyorum, hastane Allah’tan Tuzla’nın içerisinde. Programlara da katılmaya çalışıyorum. İnsan isteyince hepsini yapabiliyor hepsine vakit ayırabiliyor. Karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

HAYAT MÜŞTEREKTİR
“Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözünü nasıl yorumlarsınız?
Hayat müşterektir. Benim başarılarımın arkasında da eşim var. Onun başarılarının arkasında da ben varım. Bu konu da biz birbirimizi hep destekledik. O benim bir noktaya gelmem için hep gayret etti. Asla engel olmadı ki çalışmamı çok istememesine rağmen asla çalışma demedi. Hatta kadın doğumcu olmamı hiç istemiyordu buna da engel olmadı, ortamımı hazırladı. Bende gücüm yettiğince ona destek olmaya çalışıyorum. Çünkü birlikten kuvvet doğuyor gerçekten. Onun arkasında güçlü bir model olarak durmak. Benim yapacağım işler ayrı onun yapacağı işler ayrı benim üzerime ne vazife düşüyorsa onları yapmaya çalışmak bana mutluluk veriyor. Bu aile saadetimize de mutluluk olarak yansıyor. Bence her çift mutlaka hayatında denemeli ve yaşamalı diye düşünüyorum. Hem başarı acısından, hem de aile mutluluğu açısından. Şayet ben onun işleriyle ilgilenmeyecek olsaydım evde paylaşacağımız çok az şey olacaktı. Çünkü farklı alanlarda çalışıyoruz. Ama şimdi paylaşımlarımız arttı konuşacak şeylerimiz arttı. Buda mutluluk olarak geri dönüyor.

SORUNLARINI BİZE YANSITMAZ
Şadi Yazıcı belediye ev dengesini nasıl sağlıyor. Sorunları ev hayatına yansıtır mı?
O asla sorunlarını bize sorun olarak yansıtmaz. Kafası çok yoğun olsa da eve sıkıntılı bir vaziyette gelip surat asmaz asla, bunu hiçbir zaman görmedim ben ondan. Ama tabi sorunları konuşuyoruz, paylaşıyoruz. Benim işimle alakalı da onun işiyle alakalı da konuşuyoruz. Ama bize sorun olarak kesinlikle yansıtmaz. Eve geldiği zaman bizimle, çocuklarıyla ilgilenir. Daha çok dışarda kalır sorunlar.

Şadi Yazıcı ile tanışmanız üniversite yıllarına dayanıyor. Bu aşk nasıl başladı anlatır mısınız?
Ben 1. Sınıfa başlayalı 4-5 ay olmuştu, tabi bende ilk defa Karadeniz’in dışına çıkmanın verdiği ürkeklik vardı. Erzurum’a gitmiştim. Şadi Bey 4. sınıftaydı o zaman. Tabi hem Erzurumlu olmanın verdiği güç, hem de 4 yıldır orada olmanın verdiği güvenle beni bir müddet takip etmiş. Sonra bir gün karşıma geldi ben ilk kez görüyorum o zaman farkında değilim olup bitenin. Geldi ve evlenme teklifi etti. “Tanışalım, böyle bir düşüncem var” demeden direk evlenme teklifi etti. Benim niyetim ciddi demeye getirdi aslında(gülüyor) Ben çok afalladım ne demek kimsiniz daha ben 1.sınıftayım 6 yıl okuyacağım deyip reddettim. Birde çok katıyım bu konuda tembihli de gittim zaten Erzurum’a üç yıl boyunca hep reddettim, konuşmayı da reddettim. 3 yıl boyunca reddettim baktım olmayacak vazgeçiremiyorum onu bu konudan, ben duygularıyla hareket etmeyi sevmeyen bir insanım önce mantığıma oturmalı o yüzden hep ket vurdum kendime. 4 sınıfa geçtiğim zaman tanımaya başladım, konuşmaya başladık. Sonra konuyu aileme açtım. Ailem ilk etapta çok sıcak bakmadı. İki yılda aileyle mücadele verdim. Onları ikna etmeye çalıştım. Okul bitmesine yakın herkes ikna oldu. Ve evlendik. Gerçekten sağlam temeller üzerine kurulmuş oldu. Zamanla hem o beni tanıdı hem ben onu tanıdım hem de sevgisinden emin olmuş oldum. Fakülteyi bitirince evlendik.

ŞADİ BEY’İN EN ÇOK SABRINI SEVİYORUM
Şadi Bey’in en çok hangi özelliğini beğeniyorsunuz?
En çok sabrını seviyorum. Ben onun bize karşı hiç öfkelendiğini görmedim. Birde ne düşündüğümüzü, sadece benim değil çocuklarımızın da ne düşündüğünü önemsemesini seviyorum. Duygularımızı önemsemesini seviyorum. Karşı tarafın ne düşündüğünü önemsemek birçok sorunu aşmasına sebep oluyor.

Şadi Yazıcı’ya sizde proje sunuyor musunuz?
Ben de Tuzla’da yaşıyorum gördüğüm eksikleri, insanlarla iç içeyim bende geziyorum insanların aktardıklarını söylüyorum. Kendimiz kadınlarla proje ürettiğimizde şu şöyle olsa bu böyle olsa şunu şurada yapsak nasıl olur diye projeler sunuyorum o da bazılarını kabul ediyor hatta uygulanmış olanlarda var.

Gönül Elleri Projesi onlardan bir tanesi miydi?
Gönül Elleri onun projesiydi. İlçe Başkanıyken onun projesiydi. Hep yapmak hayalindeydi ikimizde hayaliydi aslında ama onu o kurdu ve hayalini gerçekleştirdi.
2014 projeleri arasında olan Yaşlı Bakım Evi daha önce bizim aklımıza gelmişti arkadaşlarla sunmuştuk.

EVDE PATRON BENİM

Evde patron kim?
Benim tabi ki. Bütün işler benim elimde. Evin her işini ben hallederim onun haberi bile olmaz. Çocuklarla ilgili sorunlardan, veli toplantılardan, evin eksiklikleri ile geliri gideri her şeyi ile ben ilgilenirim. Aşamadığım sorunlar olduğu zaman onunla paylaşıyorum tabi ama genel akışı ben halledebiliyorum. Ona yansıtmıyorum zaten çok yoğun, evin problemleriyle kafasını bunaltmak istemem. Oğlanlarla baş edemediğim sürede ona başvuruda bulunabiliyorum. Erkek çocuğu olunca onun ilgi ve alakasına daha çok muhtaçlar. Ama bu durumu akşamları ya da hafta sonları tamamlamaya çalışıyoruz.

Şadi Yazıcı AK Parti’den tekrar aday gösterildi bu süreci değerlendirir misiniz?
Adaylığı ben bekliyordum. Çünkü gerek Başbakan gerek ekibi mutlaka başarı odaklı karar vereceklerine inanıyordum. Milletin teveccühünü de görüyorduk. Yaptığımız hizmetleri biz zaten kendimiz biliyoruz. Böyle bir karar verileceğinden emindim.

BAŞARI BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Adaylığın açıklanması ile size birçok iş düşüyor. Gördüğümüz kadarıyla hemen hemen her programda eşinizin yanınızdasınız bu süreci anlatır mısınız?
Bazı ev ziyaretlerinde “Siyasete mi atılacaksınız? Şadi Bey’e rakip mi olacaksınız?” diye sorular geliyor, (Fatma hanım gülmeye başlıyor). Bazen bunun dozunu kaçırıyor muyum diye ben sadece düşünüyorum, ama ben sadece üstüme düşen vazifeyi yapmaya çalışıyorum. Belki burcumun gereği (Koç burcu olduğunu öğreniyoruz) başarıyı çok seviyorum, bir işi yüklenmişsem onu mutlaka tam yapmayı istiyorum. Eşimin başarısını da kendi başarım olarak görüyorum. Bana düşen görev neyse yapmaya çalışıyorum bu nedenle eşimin arkasında durmaya çalışıyorum. Birçok programa katılamıyorum çalıştığım için ama mümkün olduğunca insanlara ulaşmaya, ev toplantılarına daha ziyade kadınlara ulaşmaya, onlarında sosyal hayatın içinde olması için uğraşlar veriyorum. Dernek ziyaretleri yapıyoruz kadının sadece eve kapanık yaşamasından taraf düşünmüyorum. Başarı benim için çok önemli eğer bir işte başarı elde edemezsem gerçekten çok üzülüyorum yaptığım işe asılmayı seviyorum. Belki de yapım gereği bu böyle bunun için özel bir uğraş sarf etmiyorum. Hep siyaset içindeydim belki de genlerime işledi. Eğer Şadi Bey siyasete girmesiydi bile ben siyasetin içinde olurdum.

PROJELERDEN EN ÇOK DŞKKATİMİ ÇEKEN MEYDANLAR PROJESİ
Şadi Yazıcı’nın 2014 Projelerinden ve projeler içinde sizin en çok ilginizi çeken projelerden bahseder misiniz?
Benim en favori projem tabi ki Gönül Elleri, bence kendisi de bunu kabul ediyor, en çok bize haz veren proje kesinlikle Gönül Elleri Projesi. Ama tabi Marina Projesi farklı boyutta çok daha önemli belki de Tuzla’nın geleceği acısından en büyük proje.

Yeni projeler içerisinde de en çok Monoray, Corpus ve Meydanlar Projeleri ilgimi çekti. Her mahalleye bir meydan projesini çok önemsiyorum insanların hava alacakları, her mahallede bir meydan oluşturulabilirse bu insanlar Tuzla için çok keyifli olacak.

GÖNÜL ELLERİ’NDE SADECE YARDIMA MUHTAÇ KİŞİLERE YARDIM EDİLİYOR
Gönül Elleri Projesi’nden yardım alma şartları nelerdir?
Gönül Elleri Projesi her düşünceden her fikirden insanların gönül verdiği bir proje. Yardımın yanlı yapılması gibi bir durum söz konusu olamaz çünkü buna gönüllüler karar veriyor. Gönüllülerin elde ettikleri bilgiler doğrultusunda yardımları ulaştırıyoruz. Bizi rahatlatan da bu, böyle olması gerekiyor. Yanlı yardım asla onaylamadığımız bir durum. Düşüncesi fikri ne olursa olsun yardım gerçekten sadece ihtiyaç sahiplerine ulaşmalı.. Bunu gönül rahatlığı ile Gönül Elleri için söyleyebilirim. Arkadaşlarıma da hep bunu söylüyorum asla Gönül Ellerinin çizgisinde bir değişiklik olmayacak. Şimdi seçime giriyoruz yine değişiklik olmayacak. Biz kime yardım yapıyorsak yaptığımız yardımları herkes inceleyebilir. Karşı düşünceli kişilerde yardım yapılan kişileri inceleyebilirler nitekim elle tutulur bir şey de söyleyemiyorlar sadece çamur at izi kalsın. Beyaz Masa ’ya dilekçe yazan herkesin dilekçesi mutlaka inceleniyor. En geç bir ay içerisinde mutlaka o kişiye ulaşılıyor. Bunu denemek için dilekçede yazılabilir. Mutlaka gidilip görülüyor yardıma ihtiyacı var mı yok mu, buna Gönüllüler karar veriyor. Nelerin gitmesi gerektiğini onlar not düşüyorlar Gönül Ellerinde ki komisyonda onu onaylıyor, yardımın nere gideceğine evi gezen Gönüllüler karar veriyor.9 Bin aile bize başvuruda bulundu bir sürü insana ulaştık bu olayın yanlı olması mümkün değil.

Gönül Elleri Projesinde çalışan kaç tane Gönüllü var?
2500 tane kayıtlı gönüllümüz var. Onların bu işe dört elle sarılması yılmadan bıkmadan 5 yıldır bu işi yapıyoruz. Yeni Gönüllülerle beraber, her türlü düşünce ve fikirden Gönüllülerle çalışmakta insanı motive ediyor.

KAYNAK: TURKUAZ GAZETESİ