İsveç'in Suudi Arabistan'da füze fabrikası kurulması için imzaladığı antlaşma kamuoyunun tepkisine neden oldu.
Abone olİsveç’in Suudi Arabistan’da füze fabrikası kurulması için imzalamış olduğu antlaşma kamuoyunu ayağa kaldırdı.
Antlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmek üzere ilk girişimleri yapmış olan hükümet ve resmi kurumlar gizlilik ilkesine sığınarak konuyla ilgili açıklamalardan kaçınırken, antlaşmayı 2005’te imzalayan sosyal demokratlar ’’en iyi savunma saldırıdır’’ özdeyişine uygun olarak hükümete yüklendi.
Başbakan ise kendilerinden önce imzalanmış bir antlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmekten başka bir şey yapmadıklarını söyledi. Olayın ele alındığı gazetelerin başyazılarında da olayın bir çifte standart ve ikiyüzlülük olduğuna vurgu yapıldı.
Suudi Arabistan’la askeri işbirliği antlaşmasının ortaya çıkması kamuoyunu çok şaşırttı. Böyle bir ilişkiyi tek bir kişi bile savunamadı. Sosyal demokratlar topu taca atmaya çalıştı. Başbakan ise antlaşmayı imzalayan sosyal demokratlar hakkında tek bir suçlayıcı ifade kullanmadan, tartışmaları geçiştirmeye çalıştı.
Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü İsveç’in silah satışı öteden beri hep tartışılmasına rağmen bugüne kadar hiçbir değişmedi. Tersine İsveç geçen yıl silah satışını artırarak, en çok silah satan ülkeler arasında yedinci sıraya yükseldi. Dahası nüfusuna oranla silah satan ülkeler arasında birinci sıraya yükselmeyi de başardı. Oysa silah satışının çok sıkı denetime tabi olması için kağıt üzerinde her türlü önlem alınmıştır.
Silah satış kuralları
Kurallara göre demokratik olmayan ülkelere silah satışı yasaktır. Savaşan ülkelere de silah satılmaz. Ama bütün bu kuralların çiğnendiği görülüyor. Bu yüzden Suudi Arabistan’la askeri işbirliği antlaşması silah satışıyla ilgili öteden beri süren tartışmalara tuz biber ekti. Aftonbladet gazetesinin siyasi yorumcusu Lena Melin’in ifadesiyle ’’Bu olay sadece kötü kokmuyor, leş gibi kokuyor.’’ Lena Melin şöyle devam ediyor:
’’Resmi olarak İsveç barış ve güvenlik için çalışır. Savaş ve baskı için değil. Ama gene de her beş yılda bir baskıcı rejimlere silah satışıyla ilgili haberler çıkar.’’
Lena Melin Suudi Arabistan’la askeri işbirliği antlaşmasının sosyal demokrat hükümet döneminde imzalandığını hatırlatarak, bundan sonra da hiçbir şeyin değişmeyeceğini, İsveç’in iki büyük partisi, sosyal demokratlarla, koalisyon hükümetinin büyük ortağı yeni liberallerin bu konuda çok iyi antlaştıklarını, bu yüzden silah satışında çifte standardın bundan sonra da devam edeceğini öne sürüyor.
Güvenilir siyasi analizci olarak tanınan Lena Melin’in geleceğe yönelik öngörüsünde haklı olup olmadığını zaman gösterecek ancak Suudi Arabistan’la imzalanmış antlaşmayı ortaya çıkaran İsveç Ulusal Radyosu’nun bir gün sonra yayına soktuğu skandal niteliğindeki, belgeye dayalı haber olayın pardon denilemeyecek kapsamda olduğunu gösteriyor.
Söz konusu belgeye göre Suudi General Nasser ile çölde kurulacak füze fabrikası için ön incelemelerde bulunan İsveç Savunma Araştırması Enstitüsü görevlilerinin toplantısına, Silah satışlarını denetleme kurumunun (IPS) genel müdürü Andreas Ekman da katılmış.
Silah satan kurumlar ve alıcılarla kesinlikle görüşmemesi gereken bir devlet görevlisinin Suudilerle yapılan toplantıya katılması tabii ki soru işaretlerine yol açıyor. Zaten belgeler açıklanmadan kendisine yöneltilen bu konudaki soruları ‘’taraflar arasındaki görüşmelere kesinlikle katılmadım’’ diye yanıtladı. Belgeler gösterilince de ‘’Savunma bakanlığının talimatıyla katılmıştım’’ diye açıklama yapmak zorunda kaldı. Peki siyasi sonuçları olabilecek bu çetrefilli işler nasıl göze alınabiliyor?
Lena Melin’e göre bütün bu riskler para için göze alınıyor. Suudi Arabistan askeri harcamalarını sürekli artıran bir ülke olduğundan, İsveç bu pastadan aldığı payı artırmak istiyor.
Başbakanın uyarısı
Başbakan Fredrik Reinfeldt konunun anayasa komisyonunca ele alınacak olmasını olumlu bulduğunu belirtirken üstü kapalı olarak şu sözlerle alınan riske de dikkat çekti:
‘’Suudi Arabistan’la imzalanmış olan antlaşma 2015’e kadar geçerli. Antlaşma bozulacak olursa bizim için önemli olan dışsatım olanağı ortadan kalkar.’’ Başbakan ‘’antlaşma bozulursa pastadan hiç pay alamayız’’ demeye getiriyor.
Çünkü, Suudi Arabistan, yılda yaklaşık 3 milyar kronluk silah alımıyla İsveç’ten silah alan ülkeler arasında Tayland ile birlikte başı çekiyor. Birleşik Arap Emirlikleri de ilk on arasında. İsveç’in diktatörlüklere silah sattığı öteden beri biliniyordu ancak barış örgütleri dışında pek kimseden ses çıkmıyordu. Bu kez bardağı taşıran damla, silah satışıyla kalmayıp, İsveç’in füze fabrikası projesine katılması. İsveç Konseyi Başkanı Anna Ek”e göre bu İsveç için bir yüzkarası.
Özetlemek gerekirse, Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (Sipri) raporlarına göre Suudi Arabistan’ın askeri harcamaları yılda yaklaşık 40 milyar dolara tırmandı. İsveç’in Suudi Arabistan’la askeri işbirliği antlaşması imzalamasının en önemli nedeni bu 40 milyar dolarlık pastadan aldığı payı artırmak. Anayasa komisyonu önlemediği, parlamento antlaşmayı iptal etmediği sürece, ‘’yüzkarası’’, ‘’çifte standart’’, gibi eleştirilerin politikacılar için hiç önemi yok.