İstikrardan rahatsız olanlar var!
İstikrara bakın ki; ne kadar utanç verici çirkinlik varsa hepsine şahit olabilmekteyiz!
Cumhuriyet tarihinin en tehlikeli en istikrarsız dönemi yaşanıyor.
Buna rağmen ülkeyi yönetenler “istikrardan rahatsız olanlar var” şeklinde açıklamalar yapabiliyorlar!
Dinlerken dahi utanç duyduğumuz bu türden alayvari beyanatların amacı nedir, hangi ruh hali ile sarf edilmektedir, kestirmek zor.
İstikrara bakın ki; ne kadar utanç verici çirkinlik varsa hepsine şahit olabilmekteyiz!
İhanet gırla gidiyor…
Rezalet diz boyu…
Ülke adeta yağmalanmış…
Failler belli ama yargılanmakta olan bir tek Allahın kulu yok.
Hukuk sistemine sürekli tecavüze yeltenen yürütme sayesinde adalet beklentileri sıfırlanmış (!) hukukun üstünlüğü üstünlerin hukukuna dönüştürülmüş.
Tıpkı demokrasinin ileri demokrasiye evrilmesi gibi...
Olup biteni ibretle izliyoruz.
İki kıble arasında (Kâbe ve para) sıkışmış siyasetçilerin çıkar kavgaları halka hitapta din olarak vücut bulurken kendilerine para olarak geri dönebiliyor.
Ortada açık deliller varken delillerin içeriği değil ama üstünlerin hukukuna uygun olarak elde edilip edilmediği tartışılıyor!
Siyaset kurumu ve ondan nemalanan yandaş iş adamları yeşil banknotlara secde ededursun halkın önemli bir bölümü sadakaya muhtaç halde siyasetçilerin fısıldadığı dinsel söylemlere “amin” diyerek cennete biraz daha yaklaşmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyor!
Demokrasiyi yetersiz bulanlar ileri demokrasi müjdesi vererek tamamen ortadan kaldırırken muhalifler yana döne demokrasi kırıntısı arıyorlar.
Ne garip değil mi?
Oysa ileri demokrasinin mimarları "Demokrasi bizim için amaç değil araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız." dememişler miydi yıllar önce?
Birileri o araçtan ineli çok oldu ve demokrasi treni ülke sınırlarını çoktan geçti gitti!
Yeni yıla “Yeni Türkiye” dedikleri bu paralel yapılanmayla girdik yazık ki…
Yeni yılı işte bu endişeli fakat milletin sağduyusuna olan güvenimle kutluyorum.