BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,74
ALTIN 2.967,33
HABER /  GÜNCEL

İstiklal Marşı 10 kıtası ve İstiklal Marşı'nın anlamı-yorumu

İstiklal Marşı 10 kıtası nasıl, İstiklal Marşı anlamı ve yorumu haberimizde olacak. Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan İstiklal Marşı okulların açılması ile birlikte öğrencilere verilen ilk ödev oldu. İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını ezbere okumak isteyen öğrenciler için İstiklal Marşı ve şanlı tarihi haberimizde...

Abone ol

İstiklal Marşı 10 kıtası anlamı ve yorumu nasıl detayı haberimizde. Okulların açılması ile birlikte ilk ödev olan İstiklal Marşı, öğrenciler tarafından ezberlenmek için bugün en çok aranan listesinde yer alıyor.  İstiklal Marşı, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşıdır. Okulların yeni açıldığı şu günlerde öğrenciler milli marşımızın on kıtasını merak ediyor. İstiklal Marşı, ünlü şair Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmıştır.

İstiklal Marşı, Anadolu’da Millî Mücadele’nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmıştır. Şiir, 12 Mart 1921’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. Bestesi Osman Zeki Üngör’e aittir. Orkestrasyonu Edgar Manas tarafından yapılmıştır.

İŞTE İSTİKLAL MARŞI’NIN SÖZLERİ

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Âkif Ersoy