İstifalar ve AK Parti eriyor mu?
Kimseyi gaza, galeyana getirmek için söylemiyorum ama şunu iyi bilesiniz. AK Parti'de bir erime falan yok buna inanın.
Gazete ve televizyonların haber merkezleri, hangi belediye
başkanının istifa edeceğine odaklanmışken, bambaşka bir haber düştü
haber merkezlerine...
Darbeci Mehmet Dişli'nin ağabeyi Şaban Dişli, henüz 45 gün önce
getirildiği AK Parti Genel Başkan Danışmanlığı görevinden istifa
ettiğini duyurdu.
Dişli'nin açıklama gerekçesi ilginç...
"Partimi ve Sayın Genel Başkanım Recep Tayyip Erdoğan'ı
haksız yere daha fazla yıpratmamayı teminen bu kutlu görevden
istifa ettim" diyor.
İşin doğrusu şu:
Attığı her adımı millete sormasıyla bilinen Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın önüne geçtiğimiz haftalarda bir kaç anket konuldu.
O ankette, "Şaban Dişli'yi partide
istemiyoruz" diyen tabanın isyanı yer alıyordu.
Bugüne kadar "millete rağmen" siyaset yapmayan
Cumhurbaşkanı halkın sesine kulak verdi, Şaban Dişli'den
istifa etmesini istedi.
Meselenin özü budur.
15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından halkın aşırı tepkisiyle
karşılaşan siyasilerin isimlerini bu köşede alt alta sıralamış,
"Bu isimler ya istifa etmeli, ya da görevden
alınmalıdır" demiştim.
Hatta görevden alınacak olan ve alınması muhtemel olan il ve
ilçe belediye başkanlarının adını da söylemiştim.
Listenin başında Kadir Topbaş, Şaban Dişli ve Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Altepe vardı.
O dönemde yazdığım yazılara yorum iliştiren okurlar da bu isimleri
istemediklerini defalarca dile getirmişti.
İstifaların geç gelmesi AK Parti tabanında bir soğukluğa ve
kırgınlığa neden oldu, burası gerçek.
Ama bir başka gerçek var ki Cumhurbaşkanı Erdoğan tabandan gelen
isyan nidalarına sessiz kalmıyor ve "Siz ne isterseniz o
olacak" diyor.
Gecikmenin nedeni, şartların oluşmaması...
Zannım odur ki sorunlu il belediye başkanları istifa ettikten sıra
yavaş yavaş ilçelere gelecek ve partinin sırtından yük almak
yerine, partinin sırtına yük olan ilçe belediye başkanları da birer
ikişer oturdukları makamları terketmek zorunda
kalacaklar.
Ben bu isimlerin kimler olduğunu biliyorum ama geldiğimiz şu
aşamada bu isimleri yazmam doğru değil. Vakti zamanı gelince
hepimiz kimin gittiğine ve kimlerin yargı önünde hesap vereceğine
şahitlik edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi hayatı boyunca kendisine güvenip oy
verenleri hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Sözlerle ifade
edilemeyecek şiddetteki badirelere rağmen onun kaptanlığı ve
rehberliği sayesinde bugünlere geldik.
Ona güvenmeye devam edeceğiz.
Ancak bize düşen bir görev var. Şaban Dişli'nin istifası gösteriyor
ki Cumhurbaşkanı tabandan gelen eleştirilere fazlasıyla kulak
kabartıyor. Toplumun itiraz ettiği noktalara hassasiyetle
yaklaşıyor ve gereğini yapıyor.
Yapmaya devam edecek.
Evet; bize düşen, yanlış olduğuna inandığımız konulardaki
itirazlarımızı farklı kanallar üzerinden kendisine
ulaştırabilmek.
Kamuoyunda AK Parti'nin yaptığı yanlışlardan dolayı hızla oy
kaybettiği yönünde bir algı operasyonu aldı başını gidiyor.
Ve maalesef bu algı operasyonuna inananlar olduğuna da şahit
oluyorum.
Kimseyi gaza, galeyana getirmek için söylemiyorum ama şunu iyi
bilesiniz. AK Parti'de bir erime falan yok buna inanın.
Eğer sizler bu algı operasyonuna yenik düşer ve farklı yollara
saparsanız, erime işte o gün başlayacak. Bir başka deyişle AK
Parti'nin erimesinde başrolü sizler oynamış olacaksınız.
Daha açık söylemek gerekirse...
Okçular Tepesi'ni terkettiğiniz gün, yenildiğiniz, yeni kahredici
anılara ve acılara kapı araladığınız gün olacak. İçimizden elbette
ki çürük elmalar çıkacak. Elbette ki içimizde olup yanımızda
olmayanlar, davayı kişisel çıkarları için kullananlar
olacak.
Bunlar zamanı geldikçe temizleniyor, zamanı geldikçe
temizlenecek.
Hep söylediğim gibi, siz sağlam durdukça, bu davanın sancağı yere
düşmez, düşmeyecek. Çünkü hak davasında yenilgi yoktur,
imtihan vardır. Önemli olan bizim bu imtihanı nasıl
vereceğimizdir.
Yazıyı bitirmeden önce, haddimi aşmadan bir uyarıda bulunayım.
İstifalar gündeme geldiği günden bu yana bazı illerde fitne epey
arttı. Neredeyse her ilde, şan ve şöhret meraklısı ucubeler,
"Bizim belediye başkanı da gidici" dedikoduları
ile ortalığı karıştırmaya başladı.
AK Parti Genel Merkezi'nin, birileri tarafından ve el altından
yaptırılan haberler sonucu medyanın önüne kurbanlık koyun gibi
atılan bu belediye başkanlarının hakkını ve hukukunu da koruması
gerekiyor.
Sadece basit bir açıklama ile, "Falanca ilin belediye
başkanının istifasının isteneceği konusu gündemimizde yoktur ve
olmayacaktır" denmesi, bu fitnenin önüne geçmek için
yeterli olacaktır.
Yoksa bu mesele çok kırgınlıklara ve küskünlüklere neden
olacak.
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: