İstifa siyasetçiye hayır getirmiyor. Yıldırım Aktuna mesleğe geri döndü. Rıfat Serdaroğlu pamukçuluk yapıyor. Yalım Erez ise politikayı kesinlikle düşünmüyor.
Abone olKendilerini örnek gösteren Yıldırım Aktuna, istifa ettikten sonra kimsenin yüzlerine bakmadığını vurguluyor. Eski bakan, 28 Şubat sürecinde DTP’yi kuranların siyaset sahnesinden koptuğuna dikkat çekiyor. AK Parti ve CHP’de yaşanan istifalar 3 Kasım seçimlerinde halkın ortaya koyduğu tabloyu değiştirdi. Meclis’te temsil edilen parti sayısı 2’den 6’ya çıktı. Yakalanan istikrar ortamı sebebiyle gündemden düşen ‘milletvekili transferleri’ ve ‘yeni oluşum’ söylentileri yeniden konuşulmaya başlandı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘hükümete karşı düğmeye basıldı’ açıklaması da başkent kulislerini hareketlendirdi. Ancak yaşanan örnekler, halka dayanmayan girişimlerin başarıya ulaşmadığını ortaya koyuyor. Geçmişte partilerinden ayrılarak yeni oluşuma soyunan isimler, çizgisini değiştiren parlamenterlerin siyaset sahnesinden silindiğine dikkat çekiyor. Seçildikleri partilerden istifa eden vekillerin gittikleri yerde çoğu zaman başarılı olamadıklarını belirten eski siyasetçiler, halkın da bu duruma sıcak bakmadığını vurguluyor. Zaman’ın sorularını cevaplayan Sağlık eski Bakanı Yıldırım Aktuna, 28 Şubat sürecinde DYP’den ayrılarak Demokrat Türkiye Partisi’ni kuran milletvekillerinden hiçbirinin şu anda aktif siyasette olmadığına dikkat çekiyor. “İstifa ettikten sonra bütün partiler bize sırt çevirdi, kimse yüzümüze bakmadı.” diyen Aktuna, parti değiştirerek veya yeni oluşum kurarak iktidara yürümenin ‘çok zor’ olduğunu belirtiyor. 1996 yılında Doğru Yol Partisi’nden ANAP’a geçen Mustafa Küpeli (Adana), parti değiştirdiği için siyasi hayatının bittiğini vurguluyor. Seçildiği partiden istifa edenlerin çoğunun bugün siyasette olmadığına işaret eden Küpeli, şu görüşleri dile getiriyor: “Halk partiye oy vererek sizi seçiyor. Sonra diyorsunuz ki ‘ben başka partiye geçeceğim.’ O zaman sıkıntı oluşuyor. Seçmen, parti değiştirmeyi kolay kolay kabul etmiyor. Halk seni dört-beş yıllığına seçmiş, sen bırakıp başka partiye geçiyorsun. Vatandaş, ‘Ben, o partiye geçesin diye sana oy vermedim ki.’ diyor. Bunu istifa ettikten sonra yoğun olarak yaşadık.” DSP’den Yeni Türkiye Partisi’ne, oradan da 2002’de ANAP’a geçen Ali Tekin (Adana), çizgi değiştirerek başka partiye geçenlerin siyasi hayatta yaşamasının zor olduğunu ifade ediyor. Türkiye’deki ‘lider sultası’nın da zaman zaman vekilleri zor durumda bıraktığına işaret eden Ali Tekin, “CHP’den istifa edenlerin dediği gibi, ya kişiliğinizden ödün verip lidere tâbi olacaksınız ya da liderle karşı karşıya geleceksiniz. İnsanın doğru olduğuna inanmadığı bir yerde durması, ahlâki zayıflıktan kaynaklanıyor. İstifa eden herkesin ahlâki kuralları çiğnediğini düşünmek doğru değil.” diyor. Tekin, dönemin genel başkanı Mesut Yılmaz’ın ısrarı üzerine ANAP’a geçtiğini sözlerine ekliyor. 57. Hükümet döneminde Demokratik Sol Parti’den ayrılan Aydın eski Milletvekili Sema Pişkinsüt ise istifa eden parlamenterlerin bir kısmının ‘ilkesel’ bazılarının da ‘kişisel’ nedenlerle hareket ettiğini kaydediyor. “Sapla saman karışmış durumda. Vatandaş kimin hangi amaçla ayrıldığını bilemiyor. Bazen vekiller, bazen de partiler seçmene ihanet ediyor.” tespitinde bulunan Sema Pişkinsüt, kurduğu Toplumcu Demokratik Parti’nin başarısız olmasını ‘erken seçim’e bağlıyor. Afyon eski Milletvekili Gaffar Yakın da, milletvekili transferini doğru bulmuyor. Daha çok ‘gelecek endişesi taşıyan’ isimlerin parti değiştirdiğini dile getiren Yakın, ‘kaliteli’ vekillerin zaten transfere yanaşmadığına dikkat çekiyor. Yakın, parti değiştirmenin siyasi ahlâka uygun olmadığının altını çiziyor. Yalım Erez: 1990-95 yılları arasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanlığı yaptı. Daha sonra DYP’den milletvekili seçildi. 53, 54 ve 55. hükümetlerde sanayi bakanlığı yaptı. Anayol, Refahyol ve Anasol-D hükümetlerinde büyük rol oynadı. 28 Şubat sürecinde RP lideri Necmettin Erbakan’ın istifasıyla Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. Partilerüstü hükümet girişimi başarıya ulaşamayınca başbakanlığın kapısından döndü. 4 yıl süren siyasi hayatın ardından iş dünyasına geri döndü. Bir daha siyasete dönmeyi düşünmüyor. Ayfer Yılmaz: Tansu Çiller’in DYP genel başkanlığına seçilmesiyle birlikte yıldızı parladı. Hazine’den sorumlu devlet bakanlığı görevinde bulundu. Ekonomik politikaların oluşturulmasında aktif rol aldı. Şimdi Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreterliği görevini yürütüyor. Sema Pişkünsüt: Aydın Devlet Hasta- nesi’nde başhekimlik yaptıktan sonra DSP’den siyasete atıldı. Aydın’dan Meclis’e girdi. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu başkanlığını yürüttü. 2001 yılında Ecevit’e karşı genel başkanlık yarışına girdi ve kaybetti. Daha sonra DSP’den ayrıldı. Toplumcu Demokratik Parti’yi kurdu; ama başarılı olamadı. Şimdi Ankara’daki özel bir hastanede doktorluk yapıyor. Yıldırım Aktuna: Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği yaptı. SHP’den Bakırköy belediye başkanı seçildi. DYP’ye transfer olduktan sonra milletvekili seçildi. Sağlık bakanlığı görevini yürütürken 28 Şubat sürecinde DYP ve bakanlıktan istifa etti. İstanbul Taksim’de bir klinik açarak doktorluk mesleğine geri döndü. Hiçbir partiye üye değil. Rıfat Serdaroğlu: 28 Şubat sürecinde DYP’den istifa edenler arasında yer aldı. Daha sonra kurulan DTP başarılı olamayınca siyasi yaşamına nokta koydu. Mali müşavirliğin yanı sıra Bergama’da kardeşleriyle birlikte hayvancılık ve pamukçuluk yapıyor. Kaynak: Zaman