BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,98
ALTIN 3.006,68
GÜNCEL

'İstersen vur öldür, gitmiyorum hiçbir yere'

Boğaziçi Köprüsü’nde askerlerin karşısına dikildi ve onlara 'Burada ne yapıyorsunuz?' diye sordu. Darbecilere tek başına direnen kadın tartaklandı, yaralandı. Safiye Bayat, o gece yaşadıklarını anlattı.

Safiye Bayat, 34 yaşında, evli ve iki çocuk annesi; Türkiye onu Boğaziçi Köprüsü’nde darbecilere tek başına direnen kadın olarak tanıdı.


Komutanların karşısına geçmiş onlara bir şeyler anlatmaya çalıştı, tartaklandı. Ancak yılmadan askerle konuşmaya devam etti. Bayat o gece yaşadıklarını, komutanlarla ne konuştuğunu anlattı.


Bayat cuntacıların kalkışmasını televizyondan öğrendi. Çocuklarını evde bıraktı. Güzeltepe’deki evinden köprüye yürüyerek gitti. 


Sırt çantamı hazırladım. Süratle dışarıya çıktım. Yürüdüm Çengelköy’e... Yollar bomboştu benzin istasyonu kapalıydı, restorantlar kapalıyıdı. Etrafta sessizlik hakimdi. Etrafta hiç kimse yoktu. Yürüyerek Beylerbeyi’ne ulaştım.


Polis engelledi ama o ısrar etti


Köprüye geldiğinde polisler onu durdurmak istedi. Ancak o dinlemedi. Israrla köprüye gitmek istedi. Polisler sonunda ona izin verdi.


Beni tuttular, teseli etmeye çalışıyorlar. ‘Gitme ablacığım, çok tehlikeli askerler burayı kapattı. Biz de neyin ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz.’ ‘Yok’ dedim ‘ben gideceğim.


Israrcı ve cesur adımlarla köprüde ilerledi. O anları şöyle anlatıyor:


Boğaziçi Köprüsü'ne ilerledim. Komutanlarını gördüm. Üç tane tank vardı. Ben hem askerleri incelemeye çalışıyorum. Askerleri sayıyorum. 34 tane saymışımdır. Baktım, tüfeklerine baktım. Benim köyümdeki tüfeklerle aynı değil. Çok böyle ağır... Diyorum bunlarla kimleri vuracaklar? Ben hâlâ düşünüyorum. Ne yapıyolar bunlar? Ne için geldiler bunlar? Tankların burada ne iş diyorum sadece tehdit ve taciz ediyorlar beni.


"Senden korkmuyorum"


Bayat, askerin karşısına dikildi. Aklındaki o soruyu sordu: “Siz burada ne yapıyorsunuz?


Biri diyor 'Komutanım bunu içeri alalım mı?', biir diyor 'Vuralım mı?', biri diyor 'Öldürelim mi?' Sonra onları susturdu beni yanına çekti. Bir hışımla yanağıma dayadı silahını, havaya ateş açtı. Kıvılcımlar böyle yüzümden aşağı indi. Ben de ellerimi kelepçe yapıtım hiç pozisyonumu değiştirmeden. ‘Sen dedim şimdi bununla mı korkuttun’ dedim.... ‘Senden korkmuyorum’ dedim. ‘İstersen vur öldür, gitmiyorum hiçbir yere dedim.’


Komutan Bayat’ın ısrarcı tavrına sinirlenerek kendisini tehdit etmeye başlıyor:


O kelime hâlâ mıh gibi aklımda. Bu çok ağır bir kelime yani onları galeyana getirmek için... ‘Git burdan’ dedi ‘vururuz’. Askerlerine emir veriyor... ‘Havaya ateş açın, menzillenin, siper alın’. Ateş açacaksınız, yani vuracaksınız.


Yaralılara yardıma giderken vuruldu


Bayat askerle konuştuğu anda yaralanmadı ancak daha sonra açılan ateşte sağ bacağından yaralandı. O an yaralılara yardıma gidiyordu. Yardıma giderken kurşunların hedefi oldu. O anları şöyle anlatıyor:


Bir anda hepsini teker teker indirdiler. Hiç acımak yok... Çocuk da gitse kadın da gitse hiç eyvallahları yok. Amaçları sadece öldürmekti. ‘Bir bayan yaralandı’ dediler. Ona giderken beni vurdular. Beni indirdiler yani.


Yere yattığında hiç tanımadığı bir kişi onun üzerine kapaklanarak Safiye Bayat’ı korumaya çalıştı. Bacağındaki kanı durdurmak için turnike yaptı ve hastaneye götürdü. Bayat hâlâ kendisini korumaya çalışan ve hastaneye getiren kişinin kim olduğunu bilmiyor. Ona dua ediyor.


Bayat’ın sağlık durumu iyi, bir süre daha hastanede tedavi altında kalacak.

Sitene Ekle
Etiketler