BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İşte Yargıtay'ın DEHAP kararı

Yargıtay, DEHAP eski lideri ve 3 eski partili hakkındaki 1 yıl 11 ay 11'er günlük hapis cezasını onadı. İşte o karar metni:

Abone ol

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, DEHAP eski genel başkanı Mehmet Abbasoğlu ile 3 eski parti yöneticisinin, haklarında, partiyi 3 Kasım seçimleri öncesinde yasal örgütlenmesini tamamlamış gibi göstererek resmi belgede sahtecilik yaptıkları gerekçesiyle verilen 1 yıl 11 ay 11'er günlük hapis cezasını onadı. Duruşmaya sanık Veysi Aydın ile sanık avukatları Güven Özata, Mahmut Tanzi ve İsmail Aslan katıldı. Tebliğnamenin okunduğu duruşmada, görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tebliğnameye uyulmasını istedi. Güven Özata, savunmasında, suçun oluş biçiminin yerel mahkemece yanlış anlaşıldığını öne sürdü. Suça konu belgelerde, hayali kişiler bulunmadığını belirten Özata, seçime girebilmek için ihmalde bulunulduğundan söz edilemeyeceğini kaydetti. Özata, belgeler düzenlenirken, sahtecilik kastının olmadığını ifade ederek, bir ihmalden söz edilecekse, bu suçun, genel merkez yöneticilerine değil, yerel yöneticilere ait olduğunu savundu. ''Bu ciddi hukuksal bir hatadır. Müvekkillerimiz, sürülen lekeyi ömür boyunca taşımak zorunda kalacaklardır'' diyen Özata, belgenin, ''resmi'' belge niteliği taşıyıp taşımadığının tartışmalı olduğunu söyledi. Söz konusu suçun, ''resmi belgede sahtecilik'' suçunu oluşturmadığını, Siyasi Partiler Yasası ile ilgili bir suç olduğunu öne süren Özata, genel merkez ile alt yönetim arasındaki iletişimsizliğin bu suça neden olduğunu kaydetti. ''DAVA, SPEKÜLASYONLARA DAYALI SİYASETİN ARACI'' Belgeleri denetleme yetkisinin, parti genel merkezi kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait olduğunu belirten Özata, yerel mahkemece, savunma haklarının kısıtlandığını iddia etti. Tebliğnamenin eksik ve yetersiz olduğunu ifade eden Özata, davanın, spekülasyonlara dayalı siyasetin aracı olarak kullanıldığını öne sürdü. Kamuoyunda yapılan tartışma ve polemiğin, kendilerini rahatsız ettiğini dile getiren Özata, ''Sanıklar, ödüllendirilsin demiyoruz. Sanıkların kim olduğu konusunda tespit yapılmalıdır. Aceleyle verilecek bir karar, fırsatçıların alanlarını genişletecektir. 2 milyon seçmenin iradesi, 2-3 milletvekilliğine feda edilmesin. DEHAP üzerinden yapay zaferler yaratılmasın'' diye konuştu. Özata, yerel mahkemenin kararının bozulmasını istedi. ''DEHAP, 3 GÜN İÇİNDE DENETLENMİŞTİR'' Avukat İsmail Aslan da savunmasında, davanın, medyada gereğinden fazla tartışıldığını söyledi. Bu davanın, uzun yıllar tartışılacağını ifade eden Aslan, ''Dava, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihmali sonucu açılmıştır'' dedi. İl, ilçe ve belde örgütlenmelerinin kuruluşuna ilişkin bilgi veren Aslan, suça konu olan belgeler içindeki bilgilerin, gerçeği yansıttığını savundu. Partinin, 24 Ekim 1997 yılında kurulduğunu anımsatan Aslan, ''kurulduğu günden 27 Eylül 2002'ye kadar denetlenmeyen DEHAP, 3 gün içinde denetlenmiştir'' diye konuştu. DEHAP'ın eksik örgütlendiğine ilişkin uyarının, daha önce yapılması durumunda eksikliklerin giderilebileceğini kaydeden Aslan, HADEP'in kapatılması sonucu seçime girememesi nedeniyle DEHAP'ın seçimlere girdiğini anlattı. Aslan, HADEP'in seçime gireceği, DEHAP'ın girmeyeceği göz önünde alındığı için gerekli denetimin yapılmadığını, ancak durum değişince incelemelere başlanıldığını belirtti. Avukat Aslan, yerel mahkemenin kararının bozulmasını ve müvekkillerinin beraatine karar verilmesini istedi. ''ADİL YARGILAMA HAKKINI İHLAL'' Avukat Mahmut Tanzi ise savunmasında, partinin sicilinin sağlıklı tutulmadığı konusunda sanıkların sorumluluğunun kabulünün mümkün olmadığını kaydetti. Partinin teşkilatlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunan Tanzi, sanıkların gerçeğe aykırı bildirimde bulunmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Tanzi, suç kabul edilse bile ''resmi belgede sahtecilik'' suçunu değil, Siyasi Partiler Yasası'na muhalefet suçunu oluşturması gerektiğini kaydederek, dava konusu fiil için yasalarda ceza öngörülmediğini belirtti. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun açıklamalarının, adil yargılama hakkını ihlal ettiğini öne süren Tanzi, yerel mahkemenin kararının bozulmasını istedi.