İşte yalan haber! Hadi bakalım "emir kulu" gereğini yap...
Haber kaynaklarım beni hiç yanıltmadı bugüne kadar.
"Tayyip'i durdurmanın yolu" haberimde de
yanıltılmadım. Eski tüfek (Ali Kemal Aksoy bu söze alınmış niyeyse)
D(Y)P'liler'in buluştuğu balık lokantasında,
"Tayyip'e alternatif" arayışının hiç
konuşulmadığını yazdım diye, "emir kulu" olan zat kudurdu.
Halbuki dönüp haber kaynağının gözlerinin içine bakması
yeterliydi.
O günü anlatayım izninizle...
Hüsamettin Cindoruk, Orhan Keçeli, Rıdvan
Özer ve DYP Sarıyer eski İlçe Başkanı Tayfun
Ermetin, öğlen yemeğinde buluşuyorlar. Ev sahipliğini
Tayfun Ermetin yapıyor.
Ali Kemal Aksoy ile Kağıthane eski İlçe
Başkanı Mustafa Keskin davetli olmamasına rağmen, daha
sonra bu yemeğe katılıyorlar.
Hal hatır faslı geçtikten sonra, siyasetçilerin ağırlıklı olduğu
yemekte tabii ki siyaset konuşuluyor. Mustafa Keskin
Sivaslı'dır; AK Parti'nin 4 kurucusundan biri olan Abdullatif
Şener'in hemşehrisi.
Keskin, övgüyle söz ediyor Şener'den... Hüsamettin Cindoruk da, 91
yılından beri tanıdığı Şener için, "Çok iyi bir insan" yorumunu
yapıyor.
Hepsi bu...
İtiraz varsa, hemen Orhan Keçeli'nin şehadetine
başvuralım:
-Sayın Keçeli, "Tayyip'e alternatif"
arıyormuşsunuz.
-Yok öyle bir şey.
-Ama...
-Ben bu işlere girmem. Abdullatif Şener, bugün iktidarda
olan AK Parti'nin 4 kurucusundan biri. Bu işler öyle bedava değil.
Yapmayalım, kimseyi kendimize güldürmeyelim. Bizim yerimiz belli,
olduğumuz yer belli. Bu tür şeylerin konuşulması bile çok
ayıp.
-Orhan Bey, sizinle birlikte olan arkadaşlarınız o günü farklı
yansıtmış.
-Hayır hayır... Ali Kemal Aksoy konuşmuş ama yanlış bilgi.
Kesinlikle alternatif arayışımız olmadı. Mustafa Keskin
hemşehrisinden övgüyle sözetti, Hüsamettin Bey de "iyi biri" dedi.
Bunun ötesinde bir şey yok.
"Emir kulu" zatın "Bu haber yalan çıksın, şerefsizim ben
gazetecilik mesleğini bırakacağım" dediği olayın özeti
bu...
"Emir kulu"nun kaynağı DYP eski
Fatih İlçe Başkanı Ali Kemal Aksoy... Bu ikilinin geçmişe
dayanan bir hukuku var, "Emir kulu"
ile Aksoy sınıf arkadaşı..
Ayrıca hemşehri.
Ali Kemal Aksoy'u da aradım...
Kırılmış bana, "eski tüfek" dediğim için.
Aksoy sıkıntılıydı, hatta kızgın:
-Ne gerek var bu işi büyütüyorsunuz.
-Ali Kemal Bey, o gün "Tayyip'e alternatif"i konuştunuz mu?
-Efendim ben bu konuda açıklama yapmak zorunda
değilim.
-Ama arkadaşınız sizin telefonunuzu köşesinde yayımlamış, isteyen
Ali Kemal Aksoy'a sorsun demiş. Üstelik yemin etmiş bu haberin
yalan çıkması halinde gazeteciliği bırakacağını söylemiş.
-Yanlış yapmış, kendisine bir iki kelime söyledim
büyütmüş.
-Yani?
-Ben size açıklama yapmak zorunda değilim. Biz ufuk turu
yaptık. Evet konuştuk ne var bunda? Bu kadar olayı büyütmenize
gerek yok.
-Ali Kemal Bey, masada oturan 5 kişi sizinle aynı dili konuşmuyor.
"Öyle bir şey yok" diyorlar.
-Herkes benim gibi konuşmak zorunda değil.
Anladım tabi, Ali Kemal Aksoy'u anlamaz mıyım! 6 kişinin
bulunduğu bir masadan kalkıp olmayan bilgileri sınıf arkadaşına
aktarmanın sıkıntısını yaşıyor. Bu yüzden çok zorlamadım
ve telefonu kapattım.
Ali Kemal Aksoy'u ben anladım da, köşesinde
"Bu haber yalan çıksın, şerefsizim gazeteciliği
bırakacağım" diyen "Emir kulu"nu
Yeniçağ okurları anlayacak mı bilemiyorum!
Yeniçağ'daki dostlara not: "Emir kulu" zatın
sözünü ettiği Gazeteoku.com'da Yeniçağ gazetesinin birinci sayfası
doğrudur yayımlanmıyor. Kaynağımız Netgazete.com
olduğu için, ne varsa onu okurlara sunuyoruz. Bilginize...