BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,75
ALTIN 2.972,61
HABER /  GÜNCEL

İşte uzman çavuşlara biçilen insanlık!

Habertürk yazarı Umur Talu askeri sistem içinde uzman çavuşlara yönelik çifte standartı yazdı...

Abone ol

Diyarbakır Sİlvan'da 13 askerin şehit olduğu terörist saldırı uzman çavuşlara askeri sistem içinde uygulanan çifte standartı yeniden gündeme getirdi.

Çünkü "komutan" konumundaki şehit olan uzman çavuş ve onbaşılar çay içmeye bir ordu evine girme hakkına sahip değil. Hastalandıklarında da 3 aydan fazla rapor aldıklarında askerlikten atılıyorlar.

Bu tartışmayı açan isim uzun yıllardır sözleşmeli öğretmenler ve uzman çavuşlarla ilgili onlarca yazı kaleme alan Habertürk yazarı Umur Talu oldu.

Talu, terörist saldırı sonrası ilk yazısının altına, "Belki yeri değil ama belki de tam yeri" notu düşerek şu satırları kaleme aldı:

"Bakın ölü 13 askerin muhtemel komutanları bir uzman jandarma çavuş, bir de uzman çavuş. Bu canların ölümüne infialle ayağa kalkan bir ülke; pusuya, yangına, ölüme kolayca komutan diye sürülen bu profesyonel askerlerin bir tas çorba, bir bardak çay içmeye dahi bir ordu evi kapısından içeri alınmadığını da artık ezberlesin olur mu? Yoksul çocukların ölülerini kutsayan bir devlet (ve millet) onların canlısını bu kadar hor görüyorsa; 40 bin ölünün üstüne bunca ölüm de biraz bu yüzden!"

İKİYÜZLÜLÜK...

Talu'nun eleştirileri bununla sınırlı kalmadı. İkinci bir yazı kaleme alan Talu bu kez sağlık durumuyla ilgili TSK düzenlemesini eleştirdi.
"Bakın çok açık söylüyorum; bazen ister istemez ikiyüzlüsünüz!.. Ölümlerde altüst olan duygularınız, o çocukların canlıları karşısında üst-altdiye diziliyor ya; hikâyemizin böyle acı kalması biraz da o yüzden" diyen Talu şu can alıcı soruyu yöneltti:

"Sadece, ölüm doldurulmuş tabutları; kefen olmuş bayrakları; ruhu huzura kavuşmamış cansız resimleri selamlıyorsunuz. Oysa, hayatta iken, aranızda iken, emrinizde veya gölgenizde iken de içten, eşit, adil bir "merhaba" istemezler miydi? Hiç aklınıza, vicdanınıza gelemezler miydi!"

MEHMETÇİK LÖSEMİ OLURSA...

İşte Talu'nun yazısında adını Mehmet koyduğu lösemi olan bir uzman çavuşun yaşadıkları, yaşayacakları:

"Mehmet'i işe alan TSK, bir yıl önce ona sağlıklı raporu vermiş. Bir yıl sonra bir muayene; Mehmet, lösemi. Lösemi dediğin kanser; kanser dediğin uzun tedavi, belki öle yazmak! Şöyle bir kanun var: "Uzman erbaşlar ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin tüm sağlık işlemleri hakkında TSK İç Hizmet Kanunu uygulanır."

Fakat kanun bu; durmuyor. Alttakinin üstüne yürüyor; "Ancak" deyip: "Ancak, uzman erbaşların hava değişimi ve istirahat süresi toplamı, tedavi süresi hariç olmak üzere... geriye doğru bir yıl içinde üç ayı geçemez. Üç ayı geçenlerin TSK ile ilişikleri kesilir."

UZMAN ÇAVUŞLARA BİÇİLEN İNSANLIK BU!

Uzman çavuşlara uygulanan bu çifte standartı eleştiren Talu, "Kolayca ölüme yolladığınız, kışlada alçak süründürüp ateş hattında komutan yapabildiğiniz insanlara biçilen insanlık bu" dedi.