BIST 9.888
DOLAR 34,15
EURO 38,02
ALTIN 2.886,56
HABER /  GÜNCEL

İşte Türkiyenin kaybı!

Türkiye'de hayvancılığın sorunlarının önüne geçilememesinin faturası tam 2,7 milyar YTL!

Abone ol

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türkiye'de, şap, brusella, çiçek, kuduz, tüberküloz, şarbon, koyun ve keçi vebası gibi hayvan hastalıklarının kontrol
altına alınamadığını ve hastalıklar nedeniyle yıllık 2,7 milyar YTL ekonomik kayıp oluştuğunu bildirdi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ''AB Uyum Sürecinde Hayvancılığımızın Sorunları'' adında bir rapor hazırladı. Bakan Mehmet Mehdi Eker tarafından Bakanlar Kurulu toplantısında sunulan raporda, hayvan hastalıkları ile mücadele için bütçede ayrılan ödeneklerin yetersizliğinden şikayet edildi. Raporda, sektördeki kayıtdışılığa dikkat çekilirken, kaçak hayvan hareketlerinin de etkin bir şekilde kontrol edilmediği vurgulandı.

Rapora göre, Türkiye'de, 10 milyon 69 bin büyükbaş, 31 milyon 580 bin baş küçük hayvan bulunuyor. Toplam 10 milyon 679 bin ton süt üretiminin ancak 3 milyon tonu sanayide işleniyor. Toplam 850 bin ton olan et üretiminin de sadece yarısı (447 bin tonu) kayıtlı. 28 milyon ton kaba, 6 milyon ton kesif yem üretiliyor.

Tarım sektöründe 3 milyon 75 bin 516 tarım işletmesi bulunurken, bunlardan yüzde 2,3'ünde, 72 bin 582'sinde sadece hayvancılık yapılıyor. Bu rakam, Türkiye'de hayvancılığın, tarım sektöründe olması gerektiğinden çok az paya sahip olduğunu gösterirken, işletmelerin çok küçük ve dağınık olduğuna da dikkat çekildi. Raporda, Hayvan Kimlik Sistemi verilerine göre hayvan mevcudunun yüzde 80'i kayıt altına alınmasına karşın, işletmelerin tamamının kayıt altında olmadığı belirtildi. Teknoloji kullanımının yetersiz, geleneksel işletmecilik anlayışının hakim olduğu kaydedildi.

YILLIK EKONOMİK KAYIP, ET VE SÜT ÜRETİMİNİN YÜZDE 25'İ KADAR

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, şap, brusella, çiçek, kuduz, koyun-keçi vebası, tüberküloz, şarbon hastalıklarının kontrol altına alınamadığını, bu hastalıkların canlı hayvan ve hayvansal ürün ihracatını olumsuz etkilediğini açıkladı.

Raporda, ''Hastalıkların neden olduğu yıllık ekonomik kayıp, süt ve et üretimimizin yüzde 25'in eş değerdir. Bu da yaklaşık 2,7 milyar YTL'dir'' dendi.

Brusella, tüberküloz, şarbon gibi hayvanlardan insanlara bulaşan ''zoonoz hastalıklar''ın insan sağlığı ve gıda güvenliği bakımından da önemli olduğu vurgulanan raporda, kaynak yetersizliği nedeniyle tazminatlı hastalıklarla etkili mücadele yapılamadığı, sadece tüberküloz ve brusellada tazminat ödemeleri için 1,7 milyar YTL kaynak gerekmesine karşın, bütçede hayvan hastalıkları ile mücadele amacıyla toplam 20 milyon YTL ödenek ayrıldığına dikkat çekildi.

Kamuda veteriner hekim ve yardımcı personel açığı olduğu da kaydedilen rapora göre, norm kadroda 5 bin veteriner hekim gösterilmesine karşın, mevcut veteriner hekim sayısının 1935'te kaldığı, bakanlığın 6 bin 100 sağlık ve teknik personel kadrosu talep ettiği belirtildi. Raporda, yurtiçi ve yurtdışından kaçak hayvan hareketlerinin etkin bir şekilde kontrol edilemediği de vurgulandı.

''DESTEKLEME İÇİN AYRILAN ÖDENEKLER TAM KULLANILAMIYOR''

''AB Uyum Sürecinde Hayvancılığımızın Sorunları'' başlıklı bakanlık raporunda, hayvancılık için ayrılan desteklerin yetersizliğine dikkat çekilirken, bu amaçla ayrılan ödeneklerin de tam olarak kullanılamadığı belirtildi.

Bakanlık tarafından hazırlanan 2006-2010 Tarım Strateji Belgesi'nde tarım destekleme bütçesinin yüzde 137'ünün hayvancılığa ayrılmasının öngörüldüğüne işaret edilen raporda, şu bilgiye yer verildi:

''HAYVANCILIK DESTEKLERİ İLE HUBUBAT PRİMİ ÖDENDİ''

''2005 yılı bütçesinde, hayvancılığa 622 milyon YTL tahsis edilmiş, ancak 142 milyon YTL hububat primine aktarıldığından, hayvancılık desteklemeleri için 480 milyon YTL ödenmiştir. Kalan miktar 2006 bütçesinden karşılanacaktır. 2006 bütçesinde ise hayvancılık desteklemeleri için bakanlığımızca 700 milyon YTL ödenek talep edilmesine rağmen 550 milyon YTL ayrılmıştır. 2005 yılı taahhütleri çıkarıldığında net ödenek miktarı
408 milyon YTL'ye inmiştir. 2006 yılı uygulamaları için ek ödeneğe ihtiyaç vardır.''

GENETİK POTANSİYEL DE YETERSİZ

Hayvancılıkta genetik potansiyelin yetersiz olduğu belirtilirken, hayvan ıslah çalışmalarına ağırlık verilmesi, damızlıkçı işletmelerin sayısının artırılması, suni tohumlamanın yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.

Raporda, kaba yem ihtiyacının ancak yüzde 56'sının üretilebildiği bu nedenle yem fiyatlarının yüksek seyrettiği, AB'de 560 kg olan dekara ot veriminin Türkiye'de ortalama 80 kg olduğu, aşırı ve yanlış otlatmadan dolayı meraların vasfının bozulduğu, kaynak yetersizliği ve mülkiyet sorunları nedeniyle mera ıslah çalışmalarının etkin bir biçimde yürütülemediği tespitlerine de yer verildi.
Pazarlama ile ilgili sorunlara da değinilen raporda, ticari boyutlarda hayvansal ürün arzının sağlanamadığı, pazarlama sisteminin organize edilemediği, üretim ve tüketim arasında soğuk zincirin kurulamadığı anlatıldı.

Fiyat istikrarının sağlanmasında da sorunlar yaşandığı anlatılan raporda, hayvansal ürün maliyetlerinin ve kayıt dışı üretimin yüksek olduğu belirtilirken, 10,8 milyon tonluk süt üretiminin ancak 3 milyon tonunun kayıt altında olmasının AB ile müzakerelerde, kota konusunda büyük sıkıntı yaşanmasına neden olacağına dikkat çekildi. Raporun sonuç bölümünde, hayvancılığın, AB uyum sürecinde süratle geliştirilmesi gereken bir alt sektör olduğu vurgulanırken, ''hayvan hastalıklarının önlenmesi, genetik ıslah çalışmalarının tamamlanması, kaba yem açığının giderilmesi, pazarlama organizasyonunun sağlanması ve piyasa düzenlemelerinin yapılmasının'' öncelik arz ettiği
kaydedildi.