İşte siyasetin futboldaki gölgesi!
Ntv tarih dergisi, şubat ayı sayısında, türkiye’de futbolun siyaset ile ilişkisinin tarihini dosyalaştırdı. melih şabanoğlu’nun hazırladığı ve “futbolun 100 yıllık tarihinde politika gölgesi” başlığını taşıyan dosyada özellikle üç büyükler’in ankara bağlantıları, az bilinen ya da unutulmuş...
NTV Tarih Dergisi, Şubat ayı sayısında, Türkiye’de futbolun siyaset ile ilişkisinin tarihini dosyalaştırdı. Melih Şabanoğlu’nun hazırladığı ve “Futbolun 100 yıllık tarihinde politika gölgesi” başlığını taşıyan dosyada özellikle Üç Büyükler’in Ankara bağlantıları, az bilinen ya da unutulmuş yönleriyle ele alınıyor. İşte o dosyadan çarpıcı bilgiler…
Zeki, çevik ve ahlaklı siyasetçiler! Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ıslıklanması, ardından TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı konuşmanın yuhalanması, sporun siyasetle ilişkisi konusunda demokrasi temelli bir dizi tartışmayı gündeme getirmeliydi. Türkiye’de spor kulüpleri ne kadar şeffaftır; arkalarında seyirci ve lobi gücü bulunan kulüplerin iktidarlarla ilişkileri nasıldır; devlet, fırsat eşitliğini kulüpler söz konusu olduğunda ne kadar adil uygular; Türkiye’de sahibi olduğu tesisin bulunduğu araziyi serbest ekonomi koşullarında satın alıp buralara kendi bütçelerinden yatırım yapan kaç kulüp vardır; kulüplere bugüne dek neler hibe edilmiştir gibi...
Ancak olmadı yine, bu soruların hiçbirini tartışamadı Türkiye. Bu bakımdan bu soruların en azından tarihle ilgili olanlarını, sporla siyasetin kirli ilişkilerinin tarihini hatırlamanın zamanıdır. İşte Türkiye’de çoğunlukla Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kahramanı olduğu belli başlı sportif olmayan politik hadiseler.
FENERBAHÇE
Saray Galatasaray’a, İttihatçılar Fener’e…
Bir sosyalleşme aracı olarak sporun, özellikle de futbolun örgütlenmek için önemli bir mecra olduğunu keşfeden ilk siyasi örgüt İttihat Terakki Cemiyeti’ydi. Bu amaçla Galatasaray’la temasa geçen İttihatçılar gerek kulübün fahri başkanı Tevfik Fikret’in cemiyete soğuk durması, gerekse de Mekteb-i Sultani’nin Saray’dan himaye görmesi nedeniyle Galatasaray’da fazla örgütlenemediler. Galatasaray’da bu dönemde İttihatçı olarak bilinen en belirgin isimler Dr. Hamit Hüsnü Bey’le, Raşitoğlu Aydın Bey’di. Galatasaray’da kalıcı olamayan Dr. Hamit Hüsnü Bey, Fenerbahçe’ye geçti. Raşitoğlu Aydın Bey ise Ali Sami (Yen) Bey’in futbol takımında Türk çocuklarından daha çok Slav kökenlilere (Karadağlı, Sırp, Bulgar, vb.) görev verdiği gerekçesiyle Galatasaray’dan ayrılıp Altınordu’yu kurdu.