Saddam Hüseyin'in "Tiyatro" olarak nitelediği mahkeme, 5 yargıç, 20 sorgu hakimi, 20 savcı ve 9 yargıtay üyesinden oluşuyor. Yargılayanların çoğu ABD bağlantılı...
Abone olYeni Şafak yazarı Hüsnü Mahalli'nin ortaya attığı belgeler, dudak uçuklatacak cinsten.. Nasıl"?" sorusunun cevabı, Mahalli'nin yazısında gizli: Şimdi sıkı durun! Dün Saddam'ın yargılanması ile ilgili olarak bazı notlar aktarmıştım.. Aslında bu konuda şimdilik fazla bir şey söylemek istemiyordum. Ancak o bildik 'uzmanlar'ın palavra yazı ve yorumlarını okuyup duyunca bir kez daha konuya dönme gereğini duydum.. Şimdi; Saddam duruşması, onun dediği gibi yalnızca bir tiyatro değil depedüz bir şarlatanlıktır.. Neden mi ? İşte gerçekler .. 1- Bu mahkeme bir Amerikan - İsrail mahkemesidir. Mahkemenin kuruluş kararını Amerikalı yönetici Paul Bremer 10 Aralık 2003'te vermiştir. Yani Saddam'ın yakalandığı haberinin medyaya verildiği 13 Aralık gününden üç gün önce.. 2- Mahkeme 5 yargıç, 20 sorgu hakimi, 20 savcı ve 9 yargıtay üyesinden oluşuyor. Bu kişilerin kimlikleri ile ilgili olarak çok şey söyleniyor. Ancak bizim ilgilendiğimiz iki kişi var.. Sorgu yargıcı Raid El-Cohi ve mahkeme heyeti başkanı Salem El-Çelebi.. Her iki kişinin Amerikalılarla çok yoğun ilişkileri var. Ancak Çelebi'ninki biraz farklı.. Dün söylemiştim, Çelebi'nin Amerikan vatandaşı olduğunu. Ancak Çelebi'nin marifeti bununla bitmiyor.. İşte sizlere bir film hikayesini andıracak kadar ilginç bilgiler.. Ahmet Çelebi'nin yeğeni olan Salem Çelebi'nin Amerika'da bir avukatlık şirketi bulunmaktadır. Ortağı ise siyonist Goş Amonim örgütü üyesi bir İsrailli.. Adı Mark Zeel.. Şirketin adı: Irak Hukuki Danışmanlık Şirketi.. Görevi ise; Irak'ta iş yapan Amerikalı ve diğer şirketlere yardımcı olmak! Zeel, bu arada İsrail şirketi Goldberg Indco şirketinin bir şubesini Amerika'da açar.. Şimdi bir kez daha sıkı durun.. İsrailli Zeel'in bu ve başka bir şirkette Amerikalı bir ortağı var.. Kim mi? Douglas Feith.. Bu da mı kim? Amerika'nın daha geçenlerde emekli olan savunma bakan yardımcısı.. Kendisi Paul Wolfowitz gibi Amerikan Yahudisi'dir.. Zeel ve Feith bazı ülkelerin Amerika'daki lobi faaliyetlerini yürütüyorlar.. Hangi ülkeler mi? İsrail, Türkiye ve diğerleri.. Ama Zeel ve Türkiye'de bol miktarda arkadaşı ve dostu bulunan ve aynı zamanda Iraklı Kürtlerle içli-dışlı olan Feith'in yaptıkları başka işler de var.. O da çeşitli şirketlere Irak'ta iş anlaşması yaptırmak ve karşılığında bol miktarda komisyon almak .. Bu ikilinin şimdiye kadar Irak'ta ve özellikle Kuzey'de aldıkları iş hacmi yaklaşık 700 milyon dolar.. Bağdat'ta ise 'yabancılara iş verme komisyonu'nun başında Ahmet Çelebi bulunmaktaydı.. Çelebi'nin Barzani ve Talabani ile ilişkileri çok iyi.. Ahmet Çelebi mahkeme başkanı Salem Çelebi'nin dayısı.. Salem'in işi burada da bitmiyor.. Kendisinin birçok ülkede yatırımları ve ortaklıkları bulunmaktadır.. İspanya'da ise birçok Yahudi işadamı ile ticaret ortaklığı var.. Bunların bir kısmı Kuzey Irak'ta iş yapıyor.. Gelelim Türkiye'yi ilgilendiren bölüme.. Amerikalı yazar Saymour Hersh geçenlerde İsraillilerin ve Yahudilerin Kuzey Irak'taki faaliyetleri ile ilgili olarak New Yorker dergisinde bir haber yayınlamıştı. İsrail'in Ankara ve İstanbul'dak elçi ve konsolosları Türk televizyon ve gazetelerine bol miktarda demeç vererek bunun yalan olduğunu söylediler.. O televizyon ve gazeteler de İsraillilerin bu yalanlarını Türk insanlarına yansıttılar.. Oysa İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom, Amerika'nın Arap dünyasında propagandasını yapan El-Hurra televizyonuna üç gün önce verdiği demeçte Irak'ta İsrailli işadamlarının varlığını kabul ediyor ama bunların Türkiye aleyhine bir şey yapmadıklarını söylüyordu. İsrail Başbakanı Şaron ise önceki gün Amerikan başkanlık seçimlerinde Demokratların başkan yardımcısı adayı Liberman (kendisi Yahudi'dir) ile yaptığı görüşmeden sonra kendilerinin Irak'taki Kürt liderlerle sıkı ilişki içinde olduklarını itiraf ediyor ama onlara askeri yardım yapmadıklarını söylüyordu.. Şaron, Şalom gibi Türkiye aleyhine hiçbir şey yapmadıklarını söylüyor, ama Kürt liderlere olan sevgilerinin anlam ve amacını açıklamıyorlar ve İsrailli işadamlarının Kuzey Irak'ta neler yaptıklarını anlatmıyorlar.. Belki de açıklamalarına gerek yok.. Çünkü İsraillilerin bulunduğu bir yerde nelerin olabileceğini sanıyorum herkes tahmin edebilir. Nasıl mı ? İşte bir örnek daha.. Irak'taki hapishanelerden sorumlu olarak görev yapan ve son işkence görüntülerinden sonra görevden alınan Bayan General Karpinski önceki gün BBC'ye konuştu.. Karpinski 'Arapça ve Kürtçe konuşan bazı İsraillilerin Iraklıları sorguladığını ve işkence yaptıklarını gördüğünü' söyledi. Umarım bu bilgiler şimdilik Amerika ve İsrail sevdalılarına yeterli olur.. Yoksa daha neler neler yazılabilir! Bu bilgiler nereden mi? Tabiî ki; Arap, İngiliz ve hatta Amerikan ve İsrail basınından.. Yeter ki; okumasını bilin ve yazılanları anlamaya çalışın! Ama hiç kimseden korkmadan ve cebinize girecek dolarların hayalini kurmadan!