BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,22
ALTIN 2.967,58
HABER /  GÜNCEL

İşte PKK HELİKOPTERİ(!)

Helikopterimiz var diye kandırdı. Dağa çıkardı. PKK, helikopter diye bunu gösterdi.

Abone ol

Terör örgütü PKK'ya 15 yaşındayken 1993 yılında katılan E.S., 1995 yılında ikinci denemesinde kaçarak Türkiye'de güvenlik güçlerine teslim oldu. 

15 YAŞINDA ÖRGÜTE KATILDI

Güneydoğu Bölgesi'nde terör örgütü PKK'nın propagandası sonucu 15 yaşındayken, 1993 yılında örgüte katılan ve şimdi 30 yaşında olan evli ve bir çocuk babası E.S., kampta yaşadıklarını anlattı.

PKK'NIN SAVAŞ UÇAĞI: KATIR

Yapılan propagandalara kandıktan sonra örgüte katıldığını anlatan E.S., “Bize ‘Kuzey Irak'ta uçaklarımız, helikopterlerimiz var, dağlarda yürümeyeceksiniz, sizleri onlarla bölgelere taşıyacağız’ dediler. Benim gibi durumda olan kişilerle, bu propapagandaya kandık. Cudi Dağı üzerinden bölgeye intikal edince bize silahlı eğitim verdiler. Uçakları helikopterleri sorduk. Bize eşeği gösterip, ‘Bu helikopter’ dediler. Katırı işaret edip, ‘Bu da bizim savaş uçağımız’ deyince kandırıldığımızı daha o an anladık" dedi.
     
TUVALETE GİDİYORUM’ DİYE KAÇTIM

E.S., 2 yıl örgütte kaldıktan sonra kaçmaya karar verdiğini söyledi ve şöyle devam etti:

“Birinci denemem de yakalandım ve bir mağaraya hapsedildim. Daha sonra onlara tekrar güven verince bu kez tuvalete gitmek maksatıyla örgütten kaçtım ve Türkiye'ye geldim. Güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra Diyarbakır 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde mühebbet hapis istemiyle yargılandım. 16 yıl 8 ay ceza hapis cezasına çarptırıldım. Sonra Pişmanlık Yasası’ndan yararlandım ve 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1997 yılında çıktım. Ardından da eskere gittim'' diye konuştu.
     
ASKERLER TUZAĞI ANLADI

PKK'lı teröristlerin Kuzey Irak'tan Türkiye’ye sızdıktan sonra genellikle suyun olduğu yerlerdeki mağara ve sığınaklarda kaldığını da söyleyen E.S., “Türkiye'ye girişler, genellikle Şırnak'ın Silopi İlçesi'ndeki Siyahkaya Mevkii'ndeki Dicle Nehri geçilerek yapılıyor. Önce karşı tarafa bir terörist geçiyor, üzerindeki kalın halatı bir ağaca bağlıyordu. Ardından da diğer teröristler halata tutunarak Türkiye'ye kaçak yolla giriyordu'' dedi.

Teröristlerin askeri karakollara ‘yemci’ tabir edilen küçük bir ekip göndererek taciz ateşi yaptığını da belirten E.S., “Amaç burada askerleri operasyona çıkmalarını zorlamaktı. Çünkü geri planda bir vadi veya yamaçda çember oluşturuluyordu. Askerler buraya geldiğinde çarpraz ateşe tutulacaktı. Ancak Askerler bu tuzağı anlayıp, başka bir yönden operasyon yapınca teröristlerin tüm moralleri alt üst oluyordu'' dedi.
     
HAVA OPERASYONLARI KULAK ZARI PATLATIYOR

Kuzey Irak'a yapılan hava operasyonlarından, PKK'lı teröristlerin çok korkuttuğunu da ifade eden E.S., “Savaş uçakları, dağlardaki mağaralara alçak uçuş yapıp bomba atıyordu. Bunu yaparken de alçalıyordu. İşte o müthiş gürültü, teröristlerin kulak zarını patlatıyordu. Buna çok şahit oldum. Bu yüzden çok kişi tedavi görüyordu. Teröristler en çok hava operasyonundan etkileniyor'' dedi.

PKK'lılara verilen askeri eğitimde, hava saldırılarına karşı alınacak tedbirler konusunun da işlendiğini vurgulayan E.S., “Bize verilen eğitimde, ‘Eğer bir hava saldırısı sırasında ateş ediliyorsa, bulunduğunuz yere dikey değil, yan yatın. Çünkü mermiler, genellikle 40 veya 60 santimetre arayla yere düşüyor. Eğer siz dikey şeklinde yere siper alırsanız, mutlaka vurulursunuz’ şeklinde tembihte bulunuluyor'' diye konuştu.
     
TUZAKLARA DİKKAT

Operasyon bölgesinde PKK tuzaklarına da değinen E.S., “Benim burada bir önerim olacak. Mağara veya sığınaklarda bir sönmüş ateş görülürse, kesinlikle bunun üzerine odun koyup ateş yakılmasın. Çünkü teröristler, bu sönmüş közlerin bulunduğu yeri kazıp el bombası bırakıyor. Pimi çekilmiş el bombasının mandalı ise plastik bir bantla sarılıyor. İkinci bir ateş yakılması sırasında ise plastik bant kopuyor ve bomba patlıyor. Ayrıca mağara girişlerine 1-2 adım mesafedeki yere yine tuzaklanmış mayınlar bırakılıyor'' dedi.
     
TOPUKLARINA BASARAK YÜRÜYORLAR

PKK itirafcısı E.S., teröristlerin yağmurlu ve karlı havalarda yürürken ayak izlerinin çıkmamasına yönelik tedbirler de aldığını söyledi. E.S., “Toprak eğer nemliyse veya yağmur yağmışsa, topuklara basılarak yürünüyordu. Amaç buradan insan değil, hayvan geçtiğinin zannedilmesidir. Karlı veya tozlu havalarda da ayak izleri en arkadan gelen bir terörist tarafından yapraklı dal parçalarıyla siliniyordu'' dedi.