MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı
Abone olMilliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Ağustos'un, Türkiye'nin talihini, kaderini ve akıbetini aydınlattığını vurguladı.Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 90'ncı yıl dönümünü heyecan ve hayranlıkla kutladıklarını belirtti.
Gazi Mustafa Kemal ve dava arkadaşları öncülüğünde yapılan kurtuluş mücadelesi 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Türkiye'nin talihini, kaderini ve akıbetini aydınlattığını ifade eden Bahçeli, ''Böylelikle Türk milletinin varlığına kast eden emperyalist mihraklara ve taşeronlarına Dumlupınar'da acı ve kati bir ders verilmiştir. 30 Ağustos, köşeye sıkışmış, işgale uğramış, bağrı delinmiş, yoksul düşmüş, darda kalmış, şehit olmuş ve canı yanmış bir milletin neleri başarabileceğini, hangi zorlukları ve mihnetleri aşabileceğini net olarak göstermiştir'' ifadelerini kullandı.
Bahçeli, esaretin, köleliğin ve bağımlılığın tarihe gömülmesini, 30 Ağustos faziletinin ve kahramanlığının destansı bir sonucu olduğunu savundu.
İstiklalin meşalesinin, Türk milletinin azim ve inancıyla tutuşturulduğu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
''26 Ağustos 1922 sabahı başlayan Büyük Taarruz, son vatanımızın ne pahasına olursa olsun teslim edilmeyeceğinin tescili ve Türk milletinin kendi yazgısına yalnızca kendisinin yön vereceğinin kesin beyanıdır. Milletimizin rızası, bilgisi ve iradesi dışında dayatılan sömürgeci plan, proje ve senaryolar önce Dumlupınar'da yırtılmış ve ufalanmış, sonra da kalan artıklar İzmir'den denize süpürülmüştür. Cumhuriyetin ilanı ile neticelenen bu muhteşem başarı, Türk milletinin kendi topraklarında asla yenilemeyeceğinin, belinin bükülemeyeceğinin ve varlığının yok edilemeyeceğinin ispatı olarak geleceği tayin etmiştir. Bu açıdan kurtuluş savaşımız, sebep ve sonuçları ile birlikte muhterem anıları yaşatılarak gelecek nesillere bütün safha ve boyutuyla aktarılması mecburi olan kahramanlık manifestosudur. Ancak bu yolla milli devlet, üniter yapı ve milli kimliğe yönelik tehditlere karşı, gelecek kuşakların teyakkuz halinde bulunması sağlanabilecek; dün, bugün ve yarın arasındaki rabıta güvenceye alınabilecektir.''
PARÇALANACAK DEVLETİMİZ ASLA YOKTUR
Bahçeli, 30 Ağustos Zaferi'nden Türk milletinin birliğine, dirliğine ve hayat hakkına göz koyanların, ders çıkarması gerektiğini de kaydederek, ''Yine Ağustos ayında kazanılan ve Türklere Anadolu'nun bereketli kapılarını 941 yıl önce açan Malazgirt Meydan Savaşı, son vatanımızın tarihi ve mukaddes bir emanet olarak bizlere miras bırakmıştır. Bu itibarla, Türk milletinin tarihi zaferlerinin yıl dönümünde hayale kapılıp ayrı toprak, yanlışa düşüp ayrı bayrak ve ihanete girip ayrı devlet peşinde olanlar geçmişin kudretinden lazım gelen mesajları mutlaka almalıdır'' ifadesini kullandı.
Bahçeli, şunları kaydetti:
''30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle elde edilen muazzam zaferin 90'ncı yıl dönümünde herkes bilmelidir ki taksim edilecek vatanımız, ayıracak insanımız, peşkeş çekilecek değerimiz, çizilecek sınırımız ve parçalanacak devletimiz asla yoktur ve olmayacaktır. Bunun hilafına atılacak her adım, yapılacak her eylem ve içine girilen her kötü niyet, 30 Ağustos'un derin ve engin manasına çarpacak ve mahvolacaktır. Diğer taraftan geçtiğimiz yıldan itibaren milli gün, bayram ve haftalarla ilgili kutlamaların sulandırıldığı ve aşındırılmaya çalışıldığı herkesin malumudur. Bundan 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları da ziyadesiyle nasibini almıştır. Maalesef geçtiğimiz yıl, tebrikatı kimin kabul edeceğiyle ilgili hususun, 30 Ağustos Zaferi'nin önüne geçtiği hazin bir şekilde görülmüş ve yaşanmıştır.
Unutulmamalıdır ki 30 Ağustos Zaferi, Türk ordusunun milletiyle tam olarak birleşmesinin ve bütünleşmesinin eseri olarak hepimizin haklı gururudur. Bu nedenle aziz milletimiz ahde vefasını göstererek 30 Ağustos Zaferi'nin manevi itibarını, temsilciliğini ve onurunu Türk ordusuna vermiştir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, TBMM'nin hükmü şahsıyla veya 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Cumhurbaşkanlığı makamıyla nasıl iç içe geçmişse, 30 Ağustos Zafer kutlaması da düne kadar Genel Kurmay Başkanlığıyla özdeşleşmiştir. Ne var ki bu durum geçtiğimiz yıl değiştirilmiş ve sözde yeni düzenlemeyle tahrip edilmiştir. Unutulmamalıdır ki Zafer Bayramı'ndaki tebrikat, kabul makamının farklılaşması ne demokrasiye, ne sivilleşmeye, ne de özgürleşmeye hiçbir katkı sağlamayacak ve üstelik bunların gelişmesine de hizmet etmeyecektir.''