BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İşte Kurtlar Vadisi izleyicisinin profili

'Kurtlar Vadisi' dizisiyle ilgili yapılan bir araştırma dizi izleyicisinin profilini gözler önüne seriyor. Buna göre diziyi en çok milliyetçiler, en az sosyal demokratlar i

Abone ol

'Kurtlar Vadisi' dizisiyle ilgili yapılan bir araştırma dizi izleyicisinin profilini gözler önüne seriyor. İşte ilginç sonuçlar... Kurtlar Vadisi adlı tv dizisi ile ilgili yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, izleyici, dizinin gizli gerçekleri gündemine alan ve özel mesajı bulunan bir yapım olduğunu düşünüyor. İzleyicilerin yüzde 59,3'ü ''Dizi senaryosunun gerçekte yaşanmış olaylardan alındığını'', yüzde 73'ü 'ülkedeki gizli gündemi yansıttığı' ve yüzde 53,1'i dizinin özel mesajlar taşıdığı görüşünde. Ancak diziye ilişkin izleme davranışları, algı ve kanaatler; izleyicilerin cinsiyet, yaş, siyasal kimlik tanımlaması, diziyi izleme düzeyi ve dizideki ana temayı tanımlama gibi bireysel özelliklere göre değişiyor. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Damlapınar, ''Kurtlar Vadisi'nin Zihinlerdeki İmajı'' konulu bir araştırma yaptı. Gazi, İstanbul, Selçuk ve Erciyes üniversitelerinin iletişim fakültelerinden 802 öğrenci üzerinde yapılan kamuoyu araştırmasında, izleyicilerin Kurtlar Vadisi hakkındaki kanaatleri, izleme davranışları ve konuya ilişkin tutumları sorgulanıyor. Damlapınar, araştırmanın özellikle iletişim fakültesi öğrencileri üzerinde yapılmış olmasının araştırmada elde edilen verileri daha anlamlı kıldığını vurguluyor. ''Eldeki verilere göre diziyle toplum arasında göreceli güçlü bir iletişim kurulduğu yorumunun yapılabileceğini'' ifade eden Damlapınar, bunu ''dizinin gerçek olarak algılanmasına, izleyicinin kendisini dizi kahramanlarıyla özdeşleştirmesine'' bağlıyor. Araştırmaya katılan iletişim fakültesi öğrencilerinin cinsiyet dağılımına göre yüzde 68,8'ini erkekler, yüzde 31,2'sini bayanlar oluşturuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 32,3'ü dizinin her bölümünü izlerken, yüzde 18'i yaklaşık her bölümünü, yüzde 35,7'isi ise özel bir gayret göstermemekle birlikte tesadüf ettikçe izlediğini ve yüzde 13,9'u da hiç izlemediğini belirtiyor. Diziyi fark etmede temel unsurun ise büyük bir çoğunluk ve yüzde 54,3'lük bir oranla yakın sosyal çevre olması dikkat çekerken, yüzde 29,4'ü diziyi medyadan, yüzde 16,3'ü ise tesadüfen izleyerek fark ettiğini kaydediyor. GELİR ARTTIKÇA DİZİYİ İZLEME ORANI DA ARTIYOR... Aylık ortalama kişisel harcama düzeylerine göre diziyi izleme oranlarına bakıldığında en çok 501-750 milyon TL arasındaki kategoride gözleniyor. Bu gelir kategorisinde yer alanların yüzde 63,9'sı dizinin her bölümü izlerken, daha sınırlı harcama kategorilerinde yer alanların diziyi daha az izleme eğilimine sahip olduğu görülüyor. Diziyi hiç izlemeyenlerin yüzde 46,7'si 250 milyon TL'den az aylık harcama giderine sahipken, diziyi az izleyenlerin yüzde 53,3'ü ise 250-500 milyon TL arasında aylık harcamalara sahip kişilerden oluşuyor. Aylık ortalama kişisel harcama düzeylerine göre diziyi izleme oranlarına bakıldığında en çok 501-750 milyon TL arasındaki kategoride gözleniyor. KURTLAR VADİSİ'Nİ EN ÇOK MİLLİYETÇİLER, EN AZ SOSYAL DEMOKRAT İLE MÜSLÜMAN KESİM İZLİYOR... Siyasal kimlik tanımlamasına göre izleme davranışları incelendiğinde, kendisini milliyetçi olarak tanımlayanların yüzde 55,3'ü dizinin her bölümünü, yüzde 23,7 ise hemen hemen her bölümünü izliyor. Dizinin her bölümünü izlemede en az oranlar ise yüzde 15'lik düzeyde kendisini ''sosyal demokrat'' olarak tanımlayanlar ile yüzde 12,5'lik oranla da kendisini ''İslamcı'' olarak tanımlayanlardan oluşuyor. Hiç izlememe düzeyinde en yüksek oranı ise yine yüzde 28,3 ile ''sosyal demokratlar'' oluşturuyor. Araştırmaya göre; erkek öğrencilerin yüzde 82.9'u, bayan öğrencilerin yüzde 17.1'i dizinin her bölümünü izliyor. DİZİYİ DAHA ÇOK İÇ VE DIŞ POLİTİK SORUNLARLA İLGİLENENLER İZLİYOR En çok hassasiyet duyulan ülke sorunlarına göre izlenme düzeyleri incelendiğinde daha çok iç ve dış politik sorunlarla ilgilenenlerin diziyi de en çok izleyenler olduğu görülüyor. Diziyi en az izleyenlerin yüzde 36,2'si ülkenin en önemli sorunun ''eğitim'' olduğu görüşündeler. KURTLAR VADİSİ'NİN ANA TEMASI ''DERİN DEVLET'' OLARAK GÖRÜLÜYOR Araştırmaya katılan iletişim fakültesi öğrencilerinin yüzde 56,9'u Kurtlar Vadisi'nin ana temasını ''derin devlet'' olarak algılarken, yüzde 37'si ''devlet mafya mücadelesi'', yüzde 4,1'i ''vatan sevgisi'', yüzde 1,2'si ''aşk'', yüzde 0,8'i ise ''vefa'' duygusu olarak tanımlıyor. Cinsiyet değişkenine bağlı olarak, erkeklerin yüzde 79,1'i, bayanların ise yüzde 20,9'u dizideki ana temanın ''derin devlet'' olduğu kanaatini dile getiriyor. Diğer algılama kategorileri incelendiğinde ise, erkeklerin dizideki ana temayı daha çok ''derin devlet'', ''devlet-mafya mücadelesi'', ''vatan sevgisi'' olarak algılama eğilimine sahip iken bayanların ise genellikle ''vefa'' ya da ''aşk'' gibi olgularla tanımlama eğiliminde olduğu gözleniyor. Siyasal kimlik tanımlamaları bakımından dizideki ana temanın tanımlanmasına göre; kendisini islâmcı ya da muhafazakar olarak görenlerin yaklaşık yüzde 50'si dizideki ana temayı ''derin devlet'' şeklinde yorumlarken, sosyal demokrat olarak tanımlayanların yüzde 60,4'ü, liberallerin yüzde 65,6'sı, lâiklerin yüzde 63'ü, demokratların yüzde 53,4'ü ''derin devlet'' olarak tanımlıyor. Dizinin ana temasını ''devlet-mafya mücadelesi'' şeklinde tanımlama eğiliminde olma oranı yüzde 21,9 ile en yüksek demokratlarda görülürken, dizinin ana temasını ''vatan sevgisi'' olarak tanımlama eğilimine sahip olanlar çoğunlukla kendisini milliyetçi olarak nitelendirdiği gözleniyor. Dizideki ana temayı ''aşk'' olarak tanımlayanlar ise en yüksek yüzde 7'lik oranla liberaller olarak görülüyor. DİZİNİN EN BEĞENİLEN KARAKTERİ: POLAT ALEMDAR.. Araştırmaya katılanların dizideki karakterlerinden birinin yerine rol almalarının mümkün olması halinde yüzde 19,5'lik en yüksek oranla Polat Alemdar'ı tercih edeceklerini belirtirken, diğer karakterler sırasıyla Aslan Bey yüzde 12; Süleyman Çakır yüzde 8,3; Avukat Elif yüzde 7,9; Memati yüzde 6 ile tercih ediliyor. Katılımcıların yüzde 21,2'si ise hiçbirinin yerine rol almak istemediklerini kaydediyor. Dizideki misyonunu ve kişiliği gerçek hayatta yerine getirilmek istenen karakterler incelendiğinde en yüksek dağılım yine yüzde 22,6'lık oranla Polat Alemdar'da olduğu görülüyor. Araştırmaya katılanların genellikle bu karakterin misyonunu ve kişiliğini gerçek hayatta üstlenmek eğiliminde olduğu gözlenirken, Polat karakterini sırasıyla yüzde 18,7 ile Aslan Bey, yüzde 6,6 ile Süleyman Çakır, yüzde 5,1 ile Memati, yüzde 4,3 ile Mehmet Karahanlı (Baron) takip ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 24'ü ise hiçbir karakterin misyonunu/kişiliğini üstlenmek istemediğini belirtiyor. Damlapınar, araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 75'inin dizideki karakterlerden her hangi birinin yerine kendilerini koyabilecek olmasını dizinin toplumla bütünleşmesi olarak açıklanabileceğini vurguluyor. POLAT ALEMDAR'IN ABDULLAH ÇATLI'YI CANLANDIRDIĞINA İNANILIYOR... Katılımcıların yüzde 58'i, dizide en ön plâna çıkan Polat Alemdar karakterinin gerçek hayattan Abdullah Çatlı'yı canlandırdığına inanırken, bunu sırasıyla Yeşil yüzde 9,3; Korkut Eken yüzde 5,4'lük oranla takip ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 28,3'ü ise Polat karakterinin gerçek hayattan bir kişiliği canlandırdığına inanmıyor. DİZİNİN GERÇEK HAYATTAN ALINDIĞINA EN ÇOK MİLLİYETÇİLER İNANIYOR... Araştırmaya katılanların kendilerine verilen yargılara katılma düzeyleri sorgulandığında ortaya çıkan sonuçlara göre; en yüksek katılma oranı sahip olan yargı yüzde 73'lük oranla ''dizinin ülkemizdeki gizli gündemi konu edindiği'' kanaatidir. Söz konusu durumu, ''Dizi devletin bile açıklayamayacağı bazı gerçekleri film diliyle anlatmaktadır'' şeklindeki kanaatte gözlenen yüzde 64,4 düzeyindeki katılma oranı da kanıtlıyor. Aynı şekilde, izleyiciler dizinin bir gerçeklik boyutu olduğu kanaatini yine ''Dizinin senaryosu gerçekte yaşanmış olaylardan alınmıştır.'' yargısındaki yüzde 59,3 oranındaki katılma düzeyi ve ''Gerçek hayatta dizideki gibi olayların ya da sahnelerin yaşanması mümkün değildir'' gibi dizinin gerçeklik boyutu bulunmadığını ima eden yargıya katılmama oranındaki yüzde 57,4'lük yüksek oranla, diziyi sadece bir dizi film hikayesi olarak algılamadığını açıkça ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların, en yüksek düzeyde benimsemediği kanaat ''Kurtlar Vadisi'nin sıradan bir mafya dizisi olmaktan öte bir mesajı olmadığıdır.'' Bu kanaatte izleyicilerin yüzde 53,1'i katılmıyor. Bu da, izleyicilerin Kurtlar Vadisi'ni sıradan bir dizi film olarak değil; senaryosu, hikayesi ya da söylemiyle özel bir mesajla yapılandırılmış televizyon içeriği olarak görme eğiliminde olduğunu kanıtlıyor. ''Dizinin senaryosu gerçekte yaşanmış olaylardan alınmıştır'' kanaatini taşıma ile dizide işlenen ana tema algılaması arasında anlamlı bir ilişki bulunuyor. Dizinin ana temasını ''vatan sevgisi'' olarak algılayanların yüzde 74,2'si bu kanaate katılma düzeyinde yer alırken, yüzde 22,2 ile en düşük katılma düzeyi dizideki ana temayı ''aşk'' olarak tanımlayanlarda gözleniyor. Yine, dizi senaryosunun gerçekte yaşanmış olaylardan alındığına en yüksek katılma düzeyi olan yüzde 73,7 ile kendisini milliyetçi olarak kabul edenler. Cinsiyete göre bakıldığında aynı kanaate erkekler bayanlara göre daha çok katılıyor. ''Her bölümünü izlemeden önce dizideki olaylar hakkında tahminler yürütmeye çalışırım'' yargısına katılma düzeyleri de bazı değişkenlere göre anlamlı biçimde farklılaşıyor. Dizideki ana temayı ''vatan sevgisi'' olarak algılayanların yüzde 85,7'si bu kanaate katıldıklarını belirtirken dizinin ana temasını ''devlet-mafya mücadelesi'' olarak algılayanların ise yüzde 37,3'ü bu kanaate katılıyor. Aynı kanaate, kendisini milliyetçi olarak tanımlayanların ise yüzde 62,7'sinin katılma düzeyinde yer aldığı gözleniyor. Cinsiyete göre bakıldığında erkeklerin bayanlara oranla dizinin gelecek bölümleri hakkında daha çok tahmin yürütmeye çalıştığı ve dizinin senaryosunu daha çok merak ettiği gözleniyor. Damlapınar, erkeklerin diziyle daha çok bütünleştiği anlamına geldiğini belirtiyor. ''Dizideki bazı olaylar devletin veya kurumlarının imajını zedelemektedir.'' şeklindeki kanaate katılma düzeylerinin hangi değişkenlere göre farklılaştığına bakıldığında, bu kanaate dizideki ana temayı ''devlet-mafya mücadelesi'' algılayanların yüzde 46,6'sı katılma düzeyinde yer alırken dizinin temasını ''vatan sevgisi'' olarak algılayanların ancak yüzde 25,8'i devletin imajının dizi yoluyla zedelendiği kanaatine katılıyor.'' Dizinin ilettiği mesajlar yoluyla devletin ya da kurumlarının imajını zedelediği'' kanaatine katılanlar çoğunlukla kendisini demokrat olarak tanımlayanlar oluştururken, en yüksek katılmama düzeyi yüzde 40 ile liberallerde görülüyor. Yani, kendisini liberal olarak tanımlayanlar ''dizi aracılığıyla devletin ve kurumlarının imajının zedelendiği'' kanaatini diğer kimlik tanımlamalarına göre daha çok benimsemektedir. Cinsiyete göre bakıldığında ise söz konusu kanaate bayanların erkeklere göre daha çok katılma eğiliminde oldukları görülüyor. MÜSLÜMAN KESİM VE LAİKLER ŞİDDETİN ABARTILI KULLANILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR, MİLLİYETÇİLERİN ÇOĞUNLUĞU İSE AYNI KANAATTE DEĞİL… ''Şiddet sahnelerinin dizide çok sayıda ve abartılı verildiğini düşünüyorum'' kanaatine dizideki ana tema algılaması açısından en yüksek düzeyde katılma oranı yüzde 55,2'lik oranla, diziyi ''devlet- mafya mücadelesi'' olarak algılayanlarda görülürken; dizide şiddetin abartılı bir içerik olduğunu düşünmede Müslüman kesimin yüzde 87,5; lâiklerin yüzde 62,3'lük bir orana ulaştığı anlaşılıyor. Kendisini milliyetçi olarak tanımlayanların 36,4'ü ise dizide şiddet sahnelerinin abartıldığı kanaatine karşı çıkmaktadır. Cinsiyete göre de, dizide şiddetin ön plâna çıktığına inan bayanların oranı erkeklere göre daha yüksek olduğu gözleniyor. ''Dizi, bireyleri mafya düzenine özendirici mesajlar taşımaktadır.'' şeklindeki kanaate katılma düzeyleri dizinin ana temasını algılama türüne göre değişiyor. Dizinin temasını ''derin devlet'' olarak algılayanların yüzde 70,1'i bu kanaate en yüksek düzeyde katılıyor. Dizinin bireyleri mafya düzenine özendirdiği fikrine katılmayanların ise dizinin ana tema algılamasını ''vefa'' ve ''aşk'' şeklinde tanımlayanlar olarak görülüyor. Siyasal kimlik tanımlamaları açısından, dizinin mafyaya özendirici mesajlar taşıdığına katılma düzeyleri incelendiğinde en yüksek oran yüzde 71 ile kendisini ''demokrat'' olarak tanımlayanlarda ortaya çıkıyor. Bu kanaate en yüksek düzeyde karşı çıkma yüzde 23,4 oranla milliyetçilerde görülüyor. Benzer şekilde diziye ilişkin bilgi düzeyine göre dizinin bireyleri mafyaya düzenine özendirip özendirmediği fikrine katılma oranları da değişiyor. ''Diziyi izledikten sonra dünyada her zaman haklıların değil güçlülerin kazandığını anladım'' yargısına katılma düzeyleri incelendiğinde ana tema algılaması açısından en yüksek katılma oranı yüzde 45,5'lik oranla ''derin devlet'' algılamasına sahip olanlarda görülüyor. ''Demokratlar'', ''muhafazakârlar'' ve ''İslâmcılar'' diğer siyasal kimlik kategorilerine oranla bu yargıya daha çok katılırken en düşük katılma düzeyi yüzde 29,6'lık oranla kendisini lâik olarak tanımlayanlarda ortaya çıkıyor. Cinsiyet değişkeni açısından da erkekler bu yargıya bayanlardan daha çok katılma eğilimine sahipken, diziye ilişkin bilgi düzeyi yükseldikçe ''kazanmanın hakka değil güce bağlı olduğu''na ikna olma düzeyi erkeklerde bayanlara oranla daha yüksek olduğu gözleniyor. ''Dizi devleti ve toplumu koruyan bazı güzlerin var olduğuna beni ikna etti'' kanaatine en yüksek katılım düzeyi dizideki ana temayı ''vatan sevgisi'' olarak algılama eğiliminde bulunanlar arasında ve yüzde 71'lik oranla ortaya çıkıyor. ''Devleti ve toplumu koruyan bazı güçlerin bulunduğu'' kanaatini taşıyan katılımcılar incelendiğinde siyasal kimlik kategorileri açısından milliyetçilerin yüzde 63,2'ü muhafazakârların yüzde 56,7'si ve İslâmcıların da yüzde 50'sini oluşturuyor. Liberaller ise bu yargıya en az katılma düzeylerinde yer alma eğiliminde olduğu gözleniyor. Damlapınar, diziye ilişkin tespitlerde bulunurken, ''izleyicilerin diziyi izleme davranışları, diziye yükledikleri anlamlar, tutum ve kanaatler, dolayısıyla dizinin toplumda yarattığı etkilerin, bireylerde gözlenebilen bireysel farklılıklara göre şekillendiğini'' unutmamak gerektiğini vurguluyor. Kaynak: CİHAN HABER AJANSI