Davutoğlu'nun konuşma metni meslektaşı Nalbantyan'ı kızdırdı. Peki Davutoğlu konuşsaydı neler diyecekti?
Abone olErmenistan tarafı Davutoğlu'nun Karabağ sorununu ima eden cümlelere itiraz ettiği ortaya çıktı. Ermenistan, Azerbaycan ile olan sorununa Türkiye'nin karışmasını istemiyor.
Yine soykırım iddialarıyla ilgili Davutoğlu'nun "tarihsel gerçeklerde buluşmalarının ve 'adil hafıza'ya ulaşmalarının yegane yolu budur" ifadesine Nalbabantyan'ın karşı çıktığı ifade edildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun gerçekleştiremediği konuşmasında yer alan "Bu yolculuk ancak burada bulunan ortaklarımızla ve Kafkasların bütün halklarının el ele yürümesi ile yapılabilir" ifadelerine Ermeni tarafı itiraz etti.
Törenin başlamasına dakikalar kala Dışişleri Bakanları Ahmet Davutoğu ve Eduard Nalbantyan'ın imzanın ardından yapacakları konuşmalar 3 saatlik son dakika gerilimi yarattı.
Nalbantyan, Davutoğlu'nun konuşma metnine itiraz etti. Nalbantyan'ı öfkelendiren kelimeler konuşmanın girişiydi. O konuşma bugün gazetelerde yer aldı. İşte o metin:
KAFKASLARIN BÜTÜN HALKLARIYLA YAPILABİLİR: "Sayın Dışişleri Bakanı, Değerli Meslektaşlarım, Bayanlar ve Baylar, Bugün Türkiye ve Ermenistan olarak yeni bir ufka doğru yol almak için ilk adımı atmak üzere buradayız. Bu yol uzun bir yol. Bu yol zorluklarla dolu. Ancak bu yol çıkılmaya değer bir yoldur. Bu yolculuk ancak burada bulunan ortaklarımızla ve Kafkasların bütün halklarıyla el ele verilerek yapılabilir. Bir vizyonun, oluşması kayda değer zaman almış bulunan cesur bir adımın, sonunda olgunluğa erişmiş olduğunu gördüğüm için kendimi şanslı addediyorum. Hepimizi mutlu eden ve gurur duymamız gereken bir anı yaşıyoruz. Birkaç yıl önce bu aşamaya hiçbir zaman ulaşamayacağımızı düşünenler vardı. Onların yanıldığını kanıtladık.
ÖNEMLİ AŞAMA: Bugün Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalizasyonu sürecinde kaydedilen önemli bir aşamayı kutluyoruz. Bu törenin yapılmasını mümkün kılan ve 2007 yılının Ağustos ayında başlatılan bu girişim iki komşu ülkeyi birbirine yakınlaştırmıştır. Bu tarihi dönüm noktasında dünyanın her yerindeki Türk ve Ermenilere ve uluslararası camiaya aşağıdaki çağrıyı yapmak istiyorum. Artık bölgemizin istikrarını etkileyen sorunlarla yaşamaya devam etmeyelim. Çözülmemiş meseleler ve sürüp giden husumetler olmasın. Aramızdaki ikili sorunlar çözüme kavuşturulsun ve bölgemizdeki bütün ülkeler arasında uyum, uzlaşı ve barış hakim kılınsın. Herkesin yararına olacak yeni bir düzenin kurulmasına yardımcı olalım. Kafkasya'da kapsamlı bir normalizasyonu sağlayacak yeni bir birlikte yaşama, birlikte çalışma perspektifine ulaşalım. Bölgemizde refah istiyoruz. Komşularımızın refahı bizim de refahımızdır. Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformunun tesisini teklif ederken de bu düşünceden yola çıktık. Orta Doğu ve Balkanlardaki çabalarımızı ortaya koyarken yine bu saikle hareket ettik. Kapsamlı barışa ulaşmak için bugün burada bulunanlar da dahil olmak üzere hepimize sorumluluklar düşmektedir. Barışa ulaşmanın kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Zorlu şartlarda bu tür adımları ancak vizyon ve cesaret sahibi olanlar atabilir. Nitekim, Türkiye ve Ermenistan bu adımı atmışlardır. Sevgili Dostlar, ev sahibimiz İsviçre bu süreçte çok önemli ve yapıcı bir rolü maharetle üstlenmiştir. İsviçre diplomasisine değerli katkıları ve zarif misafirperverliği için Dışişleri Bakanı Sayın Micheline Calmy-Rey şahsında içten teşekkürlerimi ifade ediyorum.
TARİHİ AN : Bu törende hazır bulunan konuklara; Sevgili Meslektaşlarımız, Hillary, Sergey, Bernard, Samuel ve Javier'e de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Katılımınız bu törenin büyük önemini ve anlamını ortaya koymaktadır. Baylar ve Bayanlar, Türkiye ve Ermenistan ile Türk ve Ermeni milletleri arasındaki ilişkilerin geleceği bakımından tarihi bir "an"ı yaşıyoruz. Bugün attığımız imzalar iki ülke arasındaki ilişkilerin fiilen normalleşmesi yönünde bir ilk adımdır. Biz bu sürecin başarıyla sonuçlanacağına samimi olarak inanıyoruz. İki ülke ve iki millet arasındaki ilişkilerin normalleşmesi 21'inci Yüzyılın ihtiyaç ve beklentilerine uygun yeni bir medeniyet politikası yönünde örnek bir atılım teşkil edecektir. İlişkilerin normalleşmesi bugün tarafların ortaya koymuş oldukları cesaretin ve siyasi iradenin kararlılıkla sürmesine bağlıdır. Türkiye, komşusu Ermenistan ile ortak bir gelecek vizyonu oluşturmaya hazırdır. Uzlaşıyı ve iyi komşuluk ilişkilerini hedefleyen ortak girişimimizin Güney Kafkasya'da yeni uzlaşılara vesile olmasını bekliyoruz. Bölgemizde, bugünü şekillendirmenin, geleceği hazırlamanın yöntemi budur. Değerli Meslektaşlarım, imzaladığımız belgeler; Türk ve Ermeni halklarının yeniden dostluk tesis etmeleri ve yeni nesillere ortak ve müreffeh bir gelecek istikametinde birlikte yaşama, birlikte çalışabilmeleri anlayışı sunan çok önemli bir zemin oluşturmaktadır. Protokoller bizlere Türk ve Ermeni halklarının refahına hizmet etmek için birçok imkan sağlamaktadır. Türkiye, bu fırsatların en iyi şekilde kullanılması için Ermenistan ile birlikte çalışmaya hazırdır.
TARİHSEL GERÇEKLERDE ADİL HAFIZA: Değerli meslektaşlarım, değerli misafirler, Türk ve Ermeni halkları arasında ortak tarihlerinin çok acı bir dönemi hakkında görüş ayrılığı bulunmaktadır. Bu algılama farkı gelecek nesillerimize önyargı ve intikam duyguları olarak yansımamalıdır. İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü bu konuyu da ele almaktadır. Protokoldeki alt komisyonun tarihimizin acı sayfaları ile ilgili gerekli bilimsel incelemeyi yaparak tüm gerçeklere ışık tutacağına inanıyoruz. İki büyük ve onurlu milletin hafıza çatışmasını geride bırakarak tarihsel gerçeklerde buluşmalarının ve 'adil hafıza'ya ulaşmalarının yegane yolu budur. Bu protokolleri Türkiye Cumhuriyeti adına imzalamaktan onur duydum. Bunun bölgede geniş bir normalizasyona ve kapsamlı barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Baylar ve Bayanlar, gün barış günüdür. Gün cesaret günüdür. Gün aklın günüdür.Ve bu salondaki herkesin bu barış vizyonunu paylaştığına samimiyetle inanıyorum. Teşekkür ederim."